Ofansif oyunun keyfine doyum olmaz, biliyoruz. Ne var ki şartlar ne olursa olsun, savunmanızı sağlam tutacaksınız arkadaş. Öyle ailecek ofansa çıkarsanız, elin oğlu gelir faturayı ağır keser! Gol bulmak sabır işidir, sabır! Hücumda iken topu kaptırıyorsanız, ki Beşiktaş üç golü de ilk yarıda böyle yedi, gerekirse faul yapacaksınız, risk alacaksınız, kart görme pahasına o pozisyonları tehlikeye dönüşmeden keseceksiniz... PAOK’u Beşiktaş ile asla aynı kantara koymam, ne kadro, ne de futbol olarak! Gelin görün ki, PAOK’un ilk yarıda kısa sürede bulduğu üç golün aynı kanattan gelmesi beni şaşırtmadı değil! Kartal’dan gidenler malum, yerleri doldu mu? Örneğin Gökhan Gönül, yeri hala bom-boş, dolar mı çok zor! Üç gol de bu kanattan geldi, ortaya çıkıp, faturanın tamamını oranın adamı olmayan Lens’e mi keselim, haksızlık ederiz! Keza Burak Yılmaz’ın yokluğuna Larin çare olur mu, o da soru işareti. Belli ki, Sergen hoca zorunluluktan Lens’i oraya çekti. Kaldı ki Lens’in hücumda etkili olduğunu bilmeyen yok, nitekim, Larin’in golündeki asisti, bunun en büyük göstergesidir. Necip orada aslanlar gibi oynardı bence, en azından görev yerine sadık kalırdı. Nitekim, ikinci yarıda Sergen hoca doğruyu buldu, sağ beke onu yerleştirdi. Peki, gollerde hiç mi stoperlerin hatası yok arkadaş, onları yok mu sayacağız? İlk yarıda baskı kuran, pozisyon arayan Beşiktaş idi... Ancak o üç basit gol, sıkıntıya soktu Kartal’ı... Neyse ki, Larin 37’de attığı golle farkı ikiye indirdi, Ersin’in 41’de kurtardığı penaltı, belki de maçın kırılma anıydı. Boyd 42’deki o fırsatı gole çevirse, PAOK’un işi ilk yarıda biterdi, olmadı! Sergen hocanın Oğuzhan hamlesi, Boyd’un kenara alınması Kartal’ı pas trafiğine döndürdü. Nitekim, 49’da Oğuzhan Lens’i kaçırdı, tecrübeli futbolcu kaleciye takıldı! 59’da Ersin, yine kalesinde devleşti. Sergen hoca, bu kez Dorukhan’ı ardından Umut’u oyuna sürdü, Kartal oyunu tek kaleye çevirdi, risk aldı, ancak rakip savunma duvarını bir türlü aşamadı. Buna bir de İtalyan hakemin Kartal lehine vermesi gereken penaltıyı da es geçmesini ekleyelim. İşin özeti mi? PAOK gibi bir takıma Beşiktaş’ın elenmesi inanılır gibi değil! Adamlar üç kez geldiler, üç gol buldular! Bu elenişe bir sürü mazeretler üretebiliriz, yanlış kadro tercihi, yenen üç basit golü gösterebiliriz. Sonuçta PAOK gibi bir takım geliyor, Beşiktaş’ı eliyor, gerçek bu !Neyse ki, Avrupa Lig’i var, orası da dikenli bir yol! Corona birleşik sezonlarında Şampiyonlar Ligi ön elemesinde 3 tur oynamak temeli sağlam bir takım için büyük bir şans olabilir. Ancak yenilenen ve bütçe dengesi alt-üst olan bir takım için büyük bir lanet olacağı da kesin. Dünkü gibi karşılıklı kaos yaşayan iki takım olduğunda ise iş Rus Ruleti’ne dönüyor. Şu açık: Eğer geçen sezonu bitiren takımla Beşiktaş sahada olsaydı 3-0 geriye düşse bile maçı çevirirdi. PAOK’u takip eden birisi de ‘geçen sezonki takım olsa maç tarihi farkla biterdi’ derdi. Hepsi bir yana, eğer zamanda geriye dönme şansı olsaydı Sergen Yalçın bu kadar değişen ve standardı sarsılan takımına geçen seneki ön alan oyununu değil deplasman stratejisini uygulatmayı tercih ederdi sanırım. Welinton ve N’Sakala’ya inanmasında bir sorun yok. Ben de toparlanacaklarına güveniyorum. Ama Atiba’nın sezona yavaş girişlerini de göz önüne aldığınızda Lens’in sağ bek oynadığı maçta oyun merkezini bu kadar öne çekmek büyük riskti. Buna gerek var mıydı? Gecenin sorusu: İtalyan hakeme rakip bu kadar faul yaparken neden kart göstermediğini sormak lazım. Ama kartları gösterememeyi de Beşiktaşlı oyunculara sormalı. Büyük takım karizması hakemi de tedirgin etmeli. Bunu en iyi Sergen Yalçın bilir. Maçın starı: Ersin’de ısrar şart. Kurtardığı penaltıdan daha net pozisyonlar çıkardı. İşin rezalete gitmesinin önüne o geçti. Beşiktaş adına yıldız o. Tzolis skora net etki yaptı ve normal şartlarda maçın yıldızı o seçilir. Ama penaltıyı kaçırmasına rağmen 2. golde yaptığı olağanüstü asistle işin rengini değiştiren Akpom’a da pay vermek lazım. Maçın olayı: 30 dakikada 3 gol yemek. Hem de deplasmanda bariz bir deplasman oyunu oynayan bir takıma karşı. Sergen Yalçın bir rakip analizi yapacak ‘data’ya sahip değildi kuşkusuz ama kendi takımının analizini ekibiyle birlikte yapmalıydı. Geçtiğimiz senelerde çok iyi ekiplerle en doğru şekilde çalışması onu bugünlere getirdi. Umarım dünkü bir kazadır. Çünkü Lens’i sağ beke koymak bu savunma uyumsuzluğu içinde anlaşılmaz. Kısa mesaj: Welinton ve N’Sakala standardını yükseltir. Brezilyalı’nın savunma aklını yükseltmesini bekliyoruz dünkü gibi düşürmesini değil. Mensah’ın ise alan oyununu öğrenmesi elzem. Sergen Yalçın’ın zorlu işi bu. Beşiktaş’ın bu kadar kritik bir resmi maçtan önce hiç hazırlık maçı yapmamasının ne kadar büyük bir hata olduğunu maalesef maçın ilk düdüğünden itibaren gördük. Hâlihazırda ilk 11’de geçen sezon Beşiktaş forması giymemiş 4 oyuncu (Larin, Welinton, N’Sakala, Mensah) varken her şeyden önce oyuncuların birbirlerine adapte olabilmesi için hazırlık maçı yapmak gerekirdi. Bu kritik ön elemeden önce iki hazırlık maçı yapan PAOK ayrıca Beşiktaş’ın zayıf yönünü de maalesef çok iyi analiz etmiş: Savunmasını önde kuran Beşiktaş’ın sağ bekte gerçek bir sağ bekle sahaya çıkmaması, PAOK’un hızlı genç yeteneği Tzolis’in ilk yarıya damga vurmasına sebep oldu. Lens’in gole sebep olan hatalarından daha büyük hata varsa o da bu maç kadrosundan Lens’i sağ bek oynatmak zorunda kalmaktı! İkinci yarıda Necip’in sağ beke geçmesinden sonra arıza biraz giderilse de Beşiktaş’ın oyunda kalmasını sağlayan genç Ersin’in kurtarışları ve Oğuzhan’ın oyuna girmesi oldu. 2015-16 model kaliteli anahtar paslarından atan Oğuzhan, sakatlığını atlatan Dorukhan ve takıma daha fazla adapte olduğunda Mensah halihazırdaki Beşiktaş’ın atardamarı Atiba ile birlikte güçlü bir orta saha oluşturabilirler. Lakin savunma ve hücum hattı hem eksik, hem de şimdilik yetersiz. Oyunun son çeyreğinde gerekli temponun inşa edilememesinin sebebi, ilk 75 dakikada savunma ve hücumdaki tercih hataları nedeniyle zaten yüzde 100 hazır olmayan oyuncuların çok fazla geri ve ileri koşmak zorunda kalıp ekstra yıpranmalarıydı. Maç genelinde atmosfer düşük olduğu için hakemi zora sokacak bir ortam yoktu. Hakem, oyunu sık sık faul düdükleriyle kesti ama bazı sarı kartları göstermekten imtina etti. En kritik an 86. dakikada yaşandı. N’Koudou’nun ortasında Lens’in kafayla içeri çevirdiği top, PAOK savunmacısı Giannoulis’in kolundan kornere çıktı. Savunma oyuncusunun kolları başının üzerine kadar kalkmıştı. Oyun kurallarına göre bu pozisyonun yorumu bile yok. Kurallara göre eller kollar omuz hizası üzerindeyse, başka hiçbir kritere bakılmadan penaltı kararı verilmelidir. Hakem önemli bir yanlışa imza attı. Haftalık net canlı iddaa kaybına %10'a varan iade! Maç listesini görmek için buraya tıklayın!