06.04.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
"Ben de herkes gibi evdeyim. Kurallara uyuyorum. Herkesin de uymasını rica ediyorum. İki arkadaşımla kalıyorum. Ailem de marmaris’te. Alanya’da kaldım. Kulübümüz çalışma ekipmanları yolladı. Bu süreci çalışarak geçiriyorum."
"Şu anda maç oynasak 90 dakikayı çıkaramayız. 2 haftalık bir süre oldu. Çok uzun bir süre. Hiçbir şey yapmazsan sezon içindeki temponu kaybedersin. Kas kaybetmemeye çalışıyoruz bu süreçte. Uyanık tutmaya çalışıyoruz. Kolay değil çünkü saha antrenmanı olmadığı sürece çok az uyanık tutabilirsin kasları. İlla ki kas kaybı yaşanacak, kilo almalar olacak. Bende var, evde durunca dört duvar arasında canın sıkılıyor ve bir şeyler yiyorsun. O yüzden bu durumun en çabuk şekilde geçmesini istiyoruz. Bir an önce sahaya dönmek istiyoruz."
"60 günlük bir ara var. Biz de Alanyaspor olarak şöyle bir karar aldık: 10 gün izin verildi. 10 günden sonra çalışmalara başlayacağız. Bu da ciddi bir süre ama bu sürede de çalışacağız evde. Kesinlikle bir kamp dönemi gerekli 2 aylık sürede. En az 1 ay kamp gerekli. Hazırlık maçı olacak vs."
"26 tam ara bir yaş. Genç gösteriyorum zaten ben de. Oynadığım kulüpler olsun vs olgunluğa ulaştım tabi diyebilirim. Salih artık olgun biri. Birçok hocayla birlikte oldum, kulüpte oynadım. Bu sene de performansımın buna yansıdığını düşünüyorum. Birçok kulüpte oynamamın avantajı da var dezavantajı da. Fenerbahçe, Roma vs. Çok oynasaydım avantajı olurdu bunun. Maç sayım düşük olduğu için dezavantaj diyebilirim."
"Tabi Fenerbahçe’ye gelecek vadeden bir futbolcu olarak geldim. İlk sezon da oynadım. Sonraki sezon maç sayım azaldı. 2012-2013 sezonunda UEFA’daki Lazio maçında Roma Sportif Direktörü Sabatini beni izliyor ve beğeniyor. O sezon bir şey olmuyor tabi. Bir sonraki sezon şampiyon olduk. O sezonun devre arasında Roma’dan teklif geldi. 6 aylık kontrat önerdiler. Aziz Başkan, ‘Biz şampiyon olmak istiyoruz, Salih’i bırakmayacağız’ demişti. Sezon sonuna kaldı. Bir araya geldik sezon sonu. Roma beni istediğini söyledi. Başkanımız bana ne düşündüğümü sordu. Ben de benim için bir şans olduğunu söyledim. Aziz Başkan kesinlikle beni bırakmayacağını söyledi. ‘Orayı unut’ dedi. Ben gitmek istiyordum çünkü Ersun hoca beni çok tercih etmiyordu. Roma da çok istekliydi. Devre arasında 6 milyon Euro teklif ettiler. Sonra 8 ve en sonunda 10 milyon euroya çıktılar. En sonunda başkan kiralık git ve bir dene dedi. Bonservisle gitmekle kiralık gitmek arasında fark var. Roma’da da değerli oyuncular vardı. Benim gittiğim sene en iyi kadro vardı. Roma’da 4 milyon Euro gibi ciddi bir kiralık ücreti ödendi. Böyle gerçekleşti ve kiralık gittim."
"Bu sürecin bana katkıları çok tabi ama fazla forma şansı bulamadım. En önemlisi maç oynamak. Ben de orada genelde saha dışında kaldım. Tabi parmağım da kırıldı orada. 45-50 gün uzak kaldım. Rudi Garcia da, “Salih zaten ilk yarının yarısını revirde geçirdi” demişti. Roma’da az maç oynadım ancak girdiğim maçlarda da iyi oynadım. İkinci senemde başka bir takıma kiralansaydım daha farklı olabilirdi. Benimle birlikte Paredes gelmişti. Aynı seviyedeydik. İkimiz de yatırım olarak görülüyorduk. Paredes ikinci sene Empoli’ye gitti, birçok maç oynadı. Ben de kiralık gitmek istemiştim. Roma tarafı, ‘Biz seni aldık gözümüzün önünde olman lazım. Serie A’da bir takıma gidebilirsin.’ Fenerbahçe’ye danışıldı. Aziz Başkan da, ‘Biz şampiyonluğa oynuyoruz, o zaman Salih geri dönsün’ dedi. Vitor Pereira gelmişti o sezon. Roma da, “Biz o kadar para verdik, size geri dönemez” dedi. Başkan da, “O zaman sizde kalsın oynasın” dedi. Ben de kaldım ve az oynadım. Fenerbahçe’ye döndüm, Paredes de kiralıktan döndü Roma’ya. Enerjisi de yüksekti ve transfer yaptı. Şu anda da Paris’te(Gülerek)"
"O zaman Fenerbahçe’de kal derdim. Roma’daki Salih’e de kiralık git derdim. Tabi ki özlüyorum o günleri. İlk senemde birçok başarı elde ettik. Kupayı aldık. UEFA’da yarı finale çıktık. O zaman çok mutluydum. Roma’da da öyle. 20 yaşında gittim. Çok güzel zamanlardı."
"Takımın etkisi çok fazla. Ülke olarak para sıkıntısı var futbolda. Alanyaspor’da maaşlar zamanında yatıyor. Yönetim kısmı görevini çok iyi yapıyor. Onun dışında hocalarımız görevlerini çok iyi yapıyor. Oyuncu grubu da isyan etmiyor. Bir aile ortamı var. O yüzden takım bu seviyelere oynuyor. Ligde iyi gidiyoruz. Kupada da finale yürüyoruz. Ben de bu başarının içinde katkı sağlıyorum. Gol attım, asist yaptım. Benim de performansım artıyor. Çünkü oynuyorum, sahadayım. Özgüven geliyor. Hepsi birleşince bana da katkısı oluyor."
"Tabi ki var. Öncelikli hedefim çok maç oynamak. Çünkü şöyle bir algı var. ‘Salih çalışmıyor, oynamıyor’ Bu sezon 25 maç oynadım. Bu algıyı kırmak istiyorum artık. Erol hocayla da konuştuğumda ‘Oynamak istiyorum’ demiştim. Tekrardan bir Avrupa veya büyük takım istiyorum. En iyi yerlerde bulundum ama tekrardan o iyi yerlere dönmek istiyorum. Fenerbahçe dışında da niye olmasın büyük takım? Fenerbahçe’de 3. Sezonumu oynarken takımdan ayrılmak istemiyordum. Hazırlık dönemini de iyi geçirmiştim. Gitmen lazım dendi, oyuncu transferi yapılacaktı. Çok üzülmüştüm, kırılmıştım da. Gelen oyuncular çok iyi oynasaydı diyebilirdim, ‘Evet Salih çok iyi oyuncular aldılar’ diye. Roma’da hak veriyorsun mesela. O zaman kalmak istiyordum Fenerbahçe’de. Vura vura gitselerdi senin gitmen de doğruydu derim ama öyle olmadı, şampiyonluk gelmedi. İster istemez üzülüyorsun ama bu demek değil ki dönmek istemiyorum. Öyle bir şey söz konusu değil. Tabi bir burukluk ve kalp kırıklığı da oldu."
"Biz bir ailedeyiz dedim. Herkes bu başarının içinde. Erol hocanın da katkısı çok büyük. Beyin o , hoca o. Genç bir isim, başarıya aç bir hoca. Malatya’da çok iyi bir başlangıç yaptı. Bu sene bizimle birlikte. Ligde çok iyi gittik. Kupada finale gidiyoruz. Erol hocanın önü açık. Kararları kendisi verecek. Avrupai de bir hoca. İngilizce ve Almancası var. Hak eden de bir hoca. İnşallah Allah gönlüne göre verir. Fenerbahçe olur Avrupa olur ama kararı kendisi verecek."
"Zor bir soru(Gülerek). Hem tatlı hem sert biriydi. Kazanma duygusu çoktu. Ben çok gördüm maçlardan sonra soyunma odasına inip destek(!) verdiğini. Koridorlarda olsun vs. Tatlı, sert ve hırslı diyeyim."
"Valla çok zor sorular(Yine gülerek). Fenerbahçe’ye geldiğimde 18-19 yaşında forma vermek kolay değil. İyi de oynadım mahcup etmedim kendisini. Karakterli, ciddi ve duygusal diyeyim…"
-Roma… -Daha önce de söyledim. Fenerbahçe’den ayrılmak istemiyordum. Zorlandım biraz gitmeye. Keşke Sion’a gitmeseydim.
"Fenerbahçe’deki ilk golüm. UEFA’daki Viktoria Plzen maçında oyuna girip gol atmıştım. Çok mutlu olmuştum. İki tane de üzüldüğüm an var. Benfica maçı. İçerde oynadık, penaltı kaçırdık ve iki topumuz direkten döndü. O maçı 2-0 kazanabilseydik rövanşta tur atlardık. Rövanş maçında da sakatlıklar vs yaşadık. Elenmemize çok üzülmüştüm. İkincisi de Alex’in vedası. Gözümün önünde. Alex’in aramızda olmayacağı denmişti bize toplantıda. Sonra sahaya indik. İdman yaparken Alex geldi. Çok fazla konuşmadı. Bize artık aramızda olamayacağını, böyle bir karar alındığını söyledi. Herkesle tokalaştı. En son çıkışa yakın Selçuk Şahin’e sarıldığında ağlamaya başladı. Bir anda orada ağladı. Orada da çok üzülmüştüm. 1.5-2 aydır tanışıyorduk kendisiyle ama orada ağlaması beni de çok üzmüştü."
"Volkan Demirel, Emre Belözoğlu ve Miralem Pjanic…"
CANLI BAHİS, Misli.com'da başladı! Maç listesini görmek için buraya tıklayın!