13.12.2021 - 08:45 | Son Güncellenme:
Süper Lig'in 16. haftasında Kayserispor'u 4-2 yenen Beşiktaş galibiyet hasretini dindirdi. Bu sonuçla moral bulan siyah-beyazlı takım, kötü gidişe 'dur' dedi. Karşılaşma sonrası spor yazarlarının görüşleri şöyle...
"Sıkıntıyla başlayan, bezginlik yaratan gol yarışını Beşiktaş özlenen goller ve alkışlanan skorla kazandı. Vekaleten sahaya çıkan Önder Karaveli ile asist ve golü gösteriye dönüştüren Güven Yalçın da günün kahramanı oldu. Beşiktaş yaralı… Hayal kırıklığı ile peş peşe yaşanan yenilgiler, takımda çözülme sürecini başlattı… Sergen Yalçın ile kulüp arasındaki sımsıkı bağlar gevşedi. Kaçınılmaz istifa ile gitti Sergen Hoca. Kuşkusuz onun gidişiyle sorunların çözüme kavuşmuş olması bitmesi beklenemez. Beşiktaşlı yöneticiler, olumsuz tabloyu yaratan gerçekleri sadece Sergen Hoca’nın başarısızlığı diye açıklarsa yanlış olur.
Olayların serinkanlı analizlerle tanımlanması ve çözüm yollarının belirlenmesi gerekiyor. O çözüm gerçekleşinceye kadar sabır ve soğukkanlılıkla kadronun desteklenmesine ihtiyaç var. Bu arada iki kez geriye düşmesine rağmen maçı 2 farkla kazanan Beşiktaşlı futbolcular, Sergen Yalçın’la yaşadıkları iddia edilen iletişim sorunlarını da akla getirdi. Neyse neyse… Artık tartışmanın yararı yok. Varsa, ortada sorun kalmadı zaten. Beşiktaş taraftarları dün her şeyi unutup umutla, heyecanla enerjiyle takımlarını desteklediler. Ne Sergen Hoca’nın gidişine protest sloganlar attılar, ne de Dortmund hezimetinin sinir bozucu skoruna takılıp oyuncularla uğraştılar.Onca desteğe rağmen maç kendi içinde de zorluklarla doluydu. Hikmet Karaman, Kayserispor’u son yıllarda alışılmış dip sıkıntılarından uzak tutuyor, hele kendi evindeki Antalyaspor galibiyeti İstanbul’a gelen takımın öz güvenini yükseltiyordu.
U 19 takımının antrenörü Önder Karaveli vekaleten yönettiği maçta savunmada Serdar’a Vida’nın ortaklığını vermeyi tercih etmişti… Josef ve Necip’in yokluğunda oyun merkezini Atiba ve Pjaniç’le tutma planı tutmadı… Kayserispor savunmasında kazandığı toplarla çok çabuk rakip yarı alana geçiyor, burada vites yükseltip hızlanarak etkili pozisyonlara giriyordu. Thiam gibi fırsatçı ve çabuk bir oyuncuya karşı ne Ersin, ne de savunma uyanık ve çabuk davranıp müdahale edebildi. Thiam ilk golde Onur’un asistini kafa ile, ikinci golde İbrahim Akdağ’ın ortasını iyi bir vuruşla tamamlayıp Kayseri gösterisinin baş aktörü oldu.Beşiktaş, ilk golle geriye düştükten sonra denkliği sağlamak için çok çalıştı. Serdar’ın arka direkte bekleyen Larin’e attığı topu Kanadalı kafa vuruşuyla gole çevirirken devreyi neşeyle bitirdiler.
İkinci yarıda Beşiktaş biraz daha çabuk, daha organize oyunla baskıyı artırdı ama, Kayserispor da o oyuna karşı koymaktan geri durmadı. Kayseri’nin adamı Thiam 71’de takımını yine öne taşıdı.Sonrasında Önder Karaveli’nin hızlı tepkisine tanık olduk. Atiba ile Larin’i çıkarıp Oğuzhan ve Güven Yalçın’ı soktu oyuna. Oğuzhan oyunu hızlandıran, akıllı toplarıyla takımını sık sık hücuma çıkaran adam oldu. Çok etkin, radikal bir kararlar verdi Önder Hoca.. Beşiktaş taraftarını coşturan goller peş peşe geldi.
Güven Yalçın’ın iki asistiyle Batshuayi peş peşe iki gol atıp takımını 89’da ilk kez öne geçirdi. Bir de son golü yazalım. Güven Yalçın, Batshuayi’nin asistiyle attı. Bu gollerden sonra da sihirbaz şapkası Güven’in oldu. Önder Karaveli’yi kutlamak gerekiyor. Birbirlerinin alternatifi olan Batshuayi ile Güven’i değiştirmek yerine buluşturmak çok daha yararlı oldu. Beşiktaş üç puanın ötesinde çeşitlilik, renk ve derinlik kazandı. Bravo Önder Hoca.
"Önce şunu söyleyeyim, "Futbolcunun cenaze namazı kılınmaz" diye kim demişse çok haklıymış... Hangi milletten, hangi dinden olursa olsun futbolcu milleti, ciddi anlamıyla fırıldak bir millet. Sergen Yalçın gitti, adamlar kendilerine geldi. Çok mu iyi oynadılar? Hayır... Ama bir şeyi mükemmel yaptılar; mücadele, coşku ve yardımlaşma...
O halde sormak lazım; arka arkaya maçları kaybederken, ligin zayıf takımlarına karşı mağlup olurken sahada ruh gibiydiniz, isteksizdiniz... Peki 3 günde ne değişti de bu hale geldiniz? Sizler Sergen Yalçın ve ekibini sabote edip yolladınız. Maça gelince; çok net bir şekilde Batshuayi-Güven ortaklığı kurtardı...
Beşiktaş'ta coşku ve mücadele vardı ama kötü goller yediler. Son bölüme de mağlup girdiler. İşte bu bölümde sahaya Güven çıktı. Çok akıllı iki asistle Batshuayi'ye golleri yaptırdı, uzatmalarda da Batshuayi ona borcunu ödedi. Asistiyle Güven noktayı koydu. Çok gariptir, Beşiktaş'ın fizik gücü kötü diyorduk, dün akşam maşallah hepsi dopingli gibi. Tabii bunu mecazi anlamda söylüyorum. Hiç kimse şunu demesin; 'Hoca değişikliği takımı ateşler.' Geçin onları, Beşiktaş'ın başına Jose Mourinho mu geldi? Sadece Sergen gitti. Bundan sonra Beşiktaş ne yapar? İstese çok şeyler yapar. Yapacak gibi de görünüyor. Ali Şansalan çok zorlu ve sıkıntılı bir dönem geçirdi. Trabzon-Fenerbahçe maçından sonra onun yaşadıklarını tahmin edebiliyorum. Ama dün gece bence kolay olmayan bir maçı mükemmele yakın yönetti."
Tribün böyle.... Ya saha içi? Valla, Kartal kazandı diye eleştirmemek olmaz! Özellikle ilk yarı.. Topla oynama yüzdesi Kartal’ın uzak ara lehine... Ya futbol, ya üretim, ya pozisyon? Bir kaleyi bulan şut, bir de gol, hepsi o kadar. Yani Kartal, bu yarıda ‘aynı tas, aynı hamam’!Niye? Topla bu kadar yavaş olursan, vites yükseltmezsen, adam eksiltmezsen, pozisyon bulmak için göbeğiniz çatlar göbeğiniz!Eee bir de Kartal, rakipler için bilinen köydür, kılavuz istemez! Demem o ki, Kartal’dan puan ya da puanlar mı almak istiyorsunuz?Alan daraltın, savunmanıza yaslanın, sabırlı olun, yeter... Tıpkı Kayserispor gibi...
Kayserispor’da Thiam adlı bir kanat oyuncusu var, durdurabilene aşk olsun. Adam forvet falan değil, ama buldu mu, babasını tanımıyor, çakıyor, iki golü de o attı. Böylesi bir oyuncuya nefes aldırmayacaksınız, nefes! Neyse ki Kartal’ın da Larin’i var, tam 45’te imdada yetişti, harika bir kafa golüyle skoru eşitlerken, ikinci yarı için arkadaşlarına moral şırınga etti. Gelelim Serdar Saatçı kardeşimize... Golde o da hatalıydı, ancak ‘centilmenliğine’ şapka çıkarıyorum, aferin ona. Kartal’ın kazandığı korner atışında topun kendisinden çıktığını söyleyerek büyük bir centilmenlik örneği gösterdi, bravo kardeş. İkinci yarı bambaşka bir Kartal izledik dersek, abartmış olmayız...
Oyuncu hamleleriyle birlikte vites yükseltten Kartal, ‘ailecek’ maçı kazanma adına müthiş bir baskı koydu. Aslında bu maç Kartal’ın ‘onur’ savaşıydı... O formanın bir ağırlığı var, adınız ne olursa, olsun, o formaya herkes saygı duyacak, onu taşımayı bileceksiniz, yoksa ağırlığının altında ezilirsiniz! Kayserispor, cephesinde değişen bir şey olmadı... Baskıya, müthiş bir takım savunmasıyla yanıt verdi, bunun karşılığını da yine 71’de Thiam’la almasını bildi, oyun disiplininden de kopmadılar. Yahuuu kardeşim niye savunma güvenliğini elden bırakıyorsunuz? Adam gibi işinizi yapın, sonra ekstra işlere soyunun! İpini koparan hücuma çıkıyor, Kartal’ın puan kayıplarının temelinde de bu yatıyor zaten!
Bakın bu oyunda kötü oynayabilir, geriye düşebilirsiniz. Yeter ki ‘pes’ etmeyin, yeter ki ‘kazanma’ arzunuzu kaybetmeyin. Bu iki faktörün son 20 dakikada öne çıktığını gözlemledik, galibiyetin de temelinde bu yatıyor. Hani bir deyim vardır, “kedi olalı bir fare tuttu” diye... Tam da Batshuayi’ye göre!
Adam nihayet kedi olalı bir değil, iki fare tuttu, Kartal’ı ipten çekip aldı. Eeee skora son noktayı koyan kardeşimiz Güven Yalçın da övgüyü hak ediyor. Bakalım Sergen Yalçın’ın yerine kim gelecek, yerli mi, yoksa yabancı mı? Bence mi? Tabii ki yerli, hele hele bu negatif tabloda yabancı başlı başına risktir, parayı sokağa atmaktır!"
"Beşiktaş'ın bu sezon en büyük sorunu takıma katılan yeni transferlerin etkisizliğiydi. Hem kendileri takıma bir şey vermediler hem de diğer oyuncuları bozdular. Çünkü önemli mevkiler; santrfor, 10 numara ve 8 numara pozisyonları takımın can damarıdır. Bu alanda oynayan oyuncular iş yaptıklarında yalnızca Beşiktaş değil bütün takımlar işler hale geliyor. Beşiktaş, Alex'ten sezon başından bu yana bir şey alamadı. Pjanic için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Yani var olan yeteneğinin sahaya yansıması yüzde 40... Aynı şekilde bu maça kadar Batshuayi de aynı pozisyondaydı. Ama şu bir gerçek; bu saydığımız isimlerin hepsi çok kariyerli oyuncular. Bundan dolayı da Beşiktaş bu oyuncuları kadrosuna kattı.
Hepsinin çok yıldızlı kariyer hikâyeleri var. Gönül bu hikâyenin daha iyilerini Beşiktaş'ta yazmalarını isterdi ama bunun çok gerisinde kaldılar. Dün akşam kendini zorlayan, kendi var olan performansını sahaya yansıtan Batshuayi, bambaşka bir başarı hikâyesine imza attı. Demek ki isteyince oluyormuş. Taraftarın da hem desteği hem de ittirmesi ve zorlamasıyla Beşiktaş takım olarak hem temposunu yükseltti hem de oyun coşkusunu artırdı. Bu artış bazen telaş ve hataları da ortaya çıkarsa da en önemlisi Beşiktaş'ın kendi potansiyelini dışa vurdu. Sonucu gördük. Batshuayi 2 gol, iyi oynayan Pjanic, oyunu zorlayan Ghezzal ve Rosier, daha çok isteyen Atiba, var gücüyle mücadele eden Serdar ile Vida ve yüreğini ortaya koyan Rıdvan. Bir de Larin ve Güven'i eklersek Beşiktaş'ın istediği sonucu buluyoruz."
BURADA ORANLAR ÇOK DAHA YÜKSEK Hemen oynamak için buraya tıklayın!