09.05.2021 - 10:06 | Son Güncellenme:
Beşiktaş ve G.Saray için “umduğu” her türlü puan hesabı aynen hayata geçen Fenerbahçe, kendi hesabını ancak son nefesteki golle denkleştirebildi ve zirveye üç puanlık bir adım attı.Zor mor!.. Hesap tuttu ya; ona bakın siz. Fenerbahçe maça Hikmet Karaman’ın sürpriziyle başladı aslında. Ve tam 35 dakika süren bir şok yaşadı. Çünkü usta hoca adeta Fenerbahçe’yi ikiye bölecek bir oyun kurgulamış, hücumda Ankaragücü’nü Fenerbahçe ceza alanına yığarken savunmayı da aksatmayacak kadar hızlandırmıştı takımını.Karaman’ın yararlandığı, Fenerbahçeli futbolcuların bireysel özellikleri ve takımın oyun tarzıydı. 35 dakika boyunca Fenerbahçe’de ne kadar “foya” ne kadar “sakınca” varsa hepsi ortaya çıktı.İstekli ve hızlı Ankaragücü futbolcuları Sosa’ya zimmetli orta sahayı ana artere çevirirken Fenerbahçe’nin öndeki orta sahaları adeta öteki mahalle sakinleri gibi rakip savunmada oyalanıyor, Fenerbahçe savunması ise akın akın gelen Ankaragücü kanatlarına hatalı paslarla asist yapıyordu.
Henüz birinci dakika dolmadan Ozan’ın ceza sahası içinden “asistini” Lobzhanidze dışarı attı ama Alper 3. dakikada Sosa’nın “asistini” harcamadı, Fenerbahçe ağlarına gönderdi. Tuhaf bir kabullenme içindeydi Fenerbahçe… Uzun süre refleks bile gösteremedi. Sanki Beşiktaş’a güveniyorlar ve mağlup olsalar da Şampiyonlar Ligi şansını koruyacaklarını umuyorlardı. Tam aksine, Fenerbahçe’nin Ankaragücü’nden yediği gol, beş yüz kilometre ötedeki Galatasaray’da “motivasyon” etkisi yapmış olmalı ki, on dakika sonra Galatasaray öne geçti. O andaki puan durumuna göre Fenerbahçe üçüncü sıradaydı.İlk devrenin sonlarına gelmeden Fenerbahçe 3-0 geriye düşmediyse savunmasının şansındandı.
Emre Belözoğlu ilk yarının bitmesini beklemeden Mert Hakan’ı çıkarmak zorunda kaldı en sonunda. Gökhan Gönül girip savunmanın sağında yerine geçti, Ozan ise orta sahayı göz ardı etmemek koşuluyla öndeki dörtlüye katıldı. Çünkü ağırlığı öne vermek için “seyreltilmiş orta sahalı” Fenerbahçe’nin neler yaşadığını görmüşlerdi maç başından beri. Belözoğlu’nun Gökhan hamlesi ile yaptığı restorasyonun etkisi hemen ortaya çıktı. Bir anda orta sahaya sahip oldu Fenerbahçe. Önde çoğalmaya başladı. Ve Ozan’ın beraberlik golü ile devreyi mağlup kapatmamış oldu ki, o sırada Galatasaray yine öndeydi.Yani, bunca zaman Beşiktaş’ın mağlup olmasını bekleyen Fenerbahçe, artık Galatasaray’ın puan kaybını umacaktı maçlar ilk yarı skorlarıyla bitse.
İkinci yarı Fenerbahçe’nin oyuna ağırlığını koyduğu bölümdü. Ancak Ankaragücü gol şansını kontrataklara bırakarak en azından beraberliği korumak için savunmaya ağırlık verdiğinden Fenerbahçe yediği kadar kolay gol atamadı. Ankaragücü-F.Bahçe maçı ile İstanbul’daki derbi adeta dört kale oynanıyordu. G.Saray’ın galip durumu Fenerbahçe’nin Ankaragücü’nü yenerse şampiyonluğa bir maç kadar yakın olacağını işaret ediyordu ama F.Bahçe rakip ceza alanında çoğalsa bile son vuruşu yapamıyordu. Belözoğlu bu kez Pelkas ile Osayi’yi değiştirdi ama Osayi’nin hızından yararlanacak boşluk yoktu ki rakip sahada...
Maçın bitmesine on dakika kala “patron çıldırdı”… Belözoğlu takımı, kurguyu, planı, her şeyi değiştirdi ve Ozan/Mesut/Szalai’yi dışarı aldı Gustavo/Thiam/Cisse’yi sahaya sürdü.Gole mecburdu Fenerbahçe. Risk kaçınılmazdı. Beklediği ve tüm umutlarını yüklediği galibiyet golüne ancak maçın uzatmaları biterken ulaşan Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın kaybettiği derbi haftası Süper Lig’e yeni renk getirdi.Kimine pembe, kimine mor… Kesin olan şu ki, artık sezon sadece siyah-beyaz değil.
Sabah Spor Servisi'ndeyiz... Önümüz ekran dolu. Bir maçtan diğerine gözümüz- kulağımız gidip, geliyor. 38. maçlar oynanırken, Süper Lig yeni bir hikâye yazmaya başladı. Ankaragücü attı, ardından Galatasaray. Derbide gerilim yüksek. Fenerbahçe ise rakip kaleye bile gidemiyor. Ardı ardına pozisyonlar buluyor Ankaragücü. İkinciyi atsa maçı koparacak, olmuyor. Birden bire VAR çağırıyor Cüneyt Çakır'ı. Atiba darbeyi almış, hakemciklerimiz tuzağa düşmüş. Ghezzal skoru eşitliyor, Beşiktaş başladığı yerde. Atiba bu kez Cüneyt Çakır'ın gözü önünde sarılıyor Falcao'ya. Hemen bırakıyor kendini, yine penaltı ve 2-1 ile bitiyor devre.
Emre Belözoğlu Erzurum performansına kanıp, kulübede tuttuğu Gökhan Gönül'ü 35'te sahaya atıyor tekrar. Ozan eski yerine geçiyor, 8 dakika sonra da beraberlik golünü atıyor. İki şut çektiği 45 dakikada bir gol buluyor Fenerbahçe. Durum iyi değil. İkinci 45'te top 70'e 30 Fenerbahçe'de. Maç tek kale, 18 kere deniyorlar golü, yedi dakikalık uzatmanın bitimine iki kala yıkabiliyorlar Ankaragücü duvarını. Bu arada Galatasaray, Arda ile skoru 3-1'e getirip, rakiple ikili averajı da eşitliyor.
Yedi günde iki maç daha oynayacaklar. Hepsi diğerinin nefesini ensesinde duyuyor. Belki de sezonun en kötü oyunu ile soyunma odasına gitti Beşiktaş. Gerilimi kaldıramadılar, rakibin agresifliğinde kendi oyunlarını kuracak inisiyatif de üretemediler. Emre Belözoğlu müthiş bir maç yönetti. Son 15 dakikaya her şeyi risk ederek girdi. Takımı bu reflekse cevap verdi. Valencia bir asist ve golle sahanın parlayanı oldu. İrfan ve Mesut yine orta sahayı yönetti, defans hattı yine rakibe golü ikram etti.
Fatih Hoca muhtemelen en konsantre maçındaydı. "Elbette alkışlayacak" derseniz, o da gereğini yaptırır oyuncularına. Sert viraj, sert maçlar. Beşiktaş bu travmadan çıkacak gibi değil. Şampiyonluk yarışı "renklendi..."
Emre Belözoğlu “Kazanan takımı bozmam“ deyip, geçen haftanın 11’ni sahaya sürmüştü. Doğru mu tartışılır. Bazı maçlarda rakibe göre takım yaparsın. Mesut Özil’i oynatmak istiyorsun kabul. Ama o zaman beşi bir yerde den(Sosa, Mert Hakan,Ozan Pelkas, İrfan Can) birini kulübeye alacaksın. Belözoğlu onu yapmayıp Ozan’ı sağ beke , Gökhan Gönül’ü yanına oturtmuştu.
Ankaragücü maça hızlı başlayıp, Alper Potuk’la da çok erken golü bulunca Fenerbahçe şoka girdi. Sahadaki görüntü hiç iç açıcı değildi. Belözoğlu yanlışından 35'te döndü. Mert Hakan dışarı, Gökhan Gönül içeri, Ozan Tufan gerçek yerine geçti. Bu değişikle birlikte maçın şekli , şemali, gidişatı bir anda değişti. Fenerbahçe topu aldı, baskıyı kurdu, Ozan’la golü buldu.
İkinci bölümde Fenerbahçe’nin başta Mesut Özil olmak üzere top ustaları (İrfan Can, Sosa, Ozan, Valencia) sahne aldılar. Gökhan sağdan, Caner soldan bindirmelerle rakibin gardını düşürdüler. Ankaragücü ayakta kalıp bir puana “Şükür” diyemeden Valencia uzatmada son sözü söyleyip ”Yarışa devam” dedi. Bu galibiyet Fenerbahçe’yi zirveye daha da yaklaştırdı. Kazanan haklıdır ama bu maçtan sonra Emre Belözoğlu küçük de olsa dersler çıkarmalı.
Ozan, Gökhan cezalıyken sağ beki idare etti ama Gönül varken Ozan’ı yine orada kullanmak ilk 35 dakika Fenerbahçe’yi kötü gösterdi. Fenerbahçe topa sahip olsa da hücumunu çizgiye doğru genişletemedi, top kayıpları sonrası bek arkasından pozisyon yedi. Mert Hakan’ı çıkarıp Gönül’ü almak Fenerbahçe adına o dakikaya kadar yapılmış en doğru hamleydi. Ozan merkeze gelince ikinci toplara oynadı ve Ankaragücü merkezini savunmak için ekstra önleme mecbur kaldı. 10 dakikalık sürede Fenerbahçe hem oyunu hem de Ozan’la tabelayı eşitledi.
Emre Belözoğlu kariyerinin başında yüksek yoğunluklu risk aldığı maç olarak dün geceyi defterine kaydedecek gibi görünüyor. Ozan ve Gönül ile ilgili kararını düzeltmenin ardından 79’da Cisse, Gustavo ve Thiam’ı oyuna alarak büyük bir risk alan Emre hoca oyunun kaderini değiştirdi. Gününde görünmese de Valencia’yı oyunda tutmak, ikinci topları feda etme pahasına Ozan’ı çıkarmak ve peşinden uzatmalarda gelen Valencia golüyle kazanmak. Fenerbahçe, Beşiktaş’ın Galatasaray’a yenildiği bir günde şampiyonluk yarışının içinde kalmayı başardı. Beşiktaş 81 puanda kaldı, Galatasaray tüm maçlarını kazansa da maksimum 84’e ulaşabiliyor. Şimdi Fenerbahçe 85’e ulaşıp Beşiktaş’ın 84’te kalmasını bekleyecek.
Zirveyi yakından ilgilendiren haftada Fenerbahçe son dakikada öyle bir gol buldu ku şampiyonluk ümitleri resmin zirve yaptı. Galatasaray'ın Beşiktaş'ı yenmesiyle aradaki fark ikiye ininci şimdi zadece Beşiktaş'ın 1 mağlubiyet almasını bekleyecekler. Maça gelecek olursak.... Emre Belözoğlu'nun 35. dakikada Mert'i çıkartıp Gökhan'ı oyuan aldığı ana kadar son haftalardaki en kötü Fenerbahçe'yi izliyorduk.Üretemeyen, rakibe de 3-4 fırsat tanıyan dağınık bir görüntü içindeydiler.
Ama Emre hocanın müdahalesinin ardından işler tamamen değişti. O dakikada bu değişikliği yapmak, devreyi beklememek ve takımın sıkıntısını görmek Emre Belözoğlu'nun ileride çok iyi bir teknik direktör olacağının ip uçlarıydı. 2. yarı resmen tek kale oynanan bir maç izledik.Fenerbahçe oyunu rakip ceza sahası içinde oynadı. Sadece golün gelmesi maçın uzatma dakilarının buldu. Bu da sevinci bir kat daha arttırdı.Fener'in şampiyonluk ihtimali artık daha fazla...
100 TL OYNA 100 TL KAZAN MİSLİ.COM'DA Hemen oynamak için buraya tıklayın!