26.11.2021 - 11:01 | Son Güncellenme:
UEFA Avrupa Ligi'nde evinde Marsilya'yı 4-2 mağlup eden Galatasaray gruptan çıkmayı garantiledi. Lider olarak son maça çıkacak Aslan'ın Fransız ekibiyle oynadığı maçı spor yazarları köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar...
Son senelerde Avrupa Kupaları’nda bu kadar başarılı bir Türk takımını ilk defa görüyorum. Gerçekten dün gece Galatasaray bütün takım olarak savaştı, baskı yaptı, üst seviyede mücadele etti. Burada 12. adamın hakkını da yemeyelim. 90 dakika hiç durmadılar. Futbolcuları müthiş motive ettiler. Bu da zaten sahaya yansıdı.Marsilya gibi iyi bir takıma dört tane gol atmak kolay değil. Ama futbol olarak iki takım da golü düşünerek oynadı. Boş alan her iki takım da buldu. Ama bunları değerlendiren, gole çeviren Galatasaray oldu.
Uzun bir aradan sonra Diagne’yi ilk defa bu kadar istekli, arzulu gördüm. Her topu kazandı. Arkadaşlarına pas verdi. Marsilya defansına müthiş pres yaptı. Galatasaray’ın ucunda böyle bir santrfor oynaması hangi takım olursa olsun korku veriyor. Dün gece bunu gördük. Marsilya bunu yaşadı. Fizik gücü mükemmel. Çıktığı her kafa topunu kazandı. Çok akıllı paslar verdi. Marsilya ataklarında da gelip defansına yardım etti. Galatasaray adına Diagne’nin böyle bir performans ortaya koymasına gerçekten çok sevindim.
Türkiye’nin puanlara ihtiyacı var. Hangi takım olursa olsun Avrupa’dan puan alan takım başımın tacıdır. Dün gece Galatasaraylı futbolcular bunu çok istedi. Taylan, Berkan orta sahada çok iyi oynadılar. İkinci bölgeyi Marsilya’ya hiç bırakmadılar. Bütün hamlelerinde topu kazandılar. Ve kazandıkları topu iyi kullandılar. Cicaldau, Berkan ve Taylan’ın önünde oynayınca toplara iyi vuran bir futbolcu olduğu için mükemmel bir gol attı, bir gole de büyük katkı sağladı. Defansta Marcao ve Nelson, Marsilya’ya nefes aldırmadılar fakat buna rağmen Fransız ekibi de çok gol pozisyonuna girdi. Ama Muslera, ama direkler gole müsade etmedi. Kerem çok çabuk bir futbolcu ve bilhassa Avrupa maçlarında çok başarılı. Bu şekilde devam ederse ilerleyen turlarda Avrupalı büyük takımların transfer listesine muhakkak girer. Feghouli bu sezonun en iyi maçını çıkardı. Çok gayretliydi. Bunun da karşılığını topu filelere göndererek aldı. Burada Muslera’ya bir parantez açmak istiyorum. Eski günlerine dönüyor. Çok önemli kurtarışlar yaptı.Sonuçta dün gece sahada bütünleşen bir futbolcu topluluğu vardı.
Taraftar mest oldu. İyi mücadele eden, istediğini alan sarı-kırmızılı oyuncular sonuna kadar galibiyeti hak etti. Bu futbolları devam ederse her maç dün gece olduğu gibi full taraftara oynarlar. Lazio, Lokomotiv’i yendi. Aslan son maçında İtalya’da berabere dahi kalsa grubu lider bitirecek.Ama bu futbolu tekrarlarsa ben İtalya’da Lazio’yu da yeneceğini düşünüyorum.
Galatasaray’ın ön alan yerleşimi son derece dengeli, rakibe doğru şekilde baskı yapıp yönlendiren bir oyuna yol açtı. Ön alan yerleşimi derken sadece hücum üçlüsünden bahsetmiyorum. Zaman zaman 96-2000 dönemini hatırlatan topyekun kompakt bir oyun sergilediler. Bu rakip her ne kadar önemli eksiklerle gelmiş olsa da çok önemli. Baskıyı doğru yerde doğru zamanda yaptılar.
Rakip baskıdan çıktığında yine çoğunlukla kompakt çekilmeyi başardılar. Galatasaray’ın, Avrupa’da Türkiye’dekinden daha iyi oynayışının temelinde iç etken olarak şu var: Duygu, planın önüne geçmiyor. Türkiye’de seyircinin de baskısıyla bu böyle olmuyor. Öte yandan dün maçın bazı bölümlerinde bu seneki Avrupa ortalamasının da üzerinde bir seviyeye çıkıldığını söylemem lazım. Kerem, Feghouli ve Cica’nın pür berrak oyunlarını güçlü bir santrforun etrafına konuşlanmalarından bağımsız değerlendiremeyiz.
Galatasaray, Halil varken son derece hareketli bir 5’liyle hücum ediyor. Ancak Diagne olduğunda da rakip savunmayı çok meşgul eden bir zırhlıya sahip oluyor. Bu çevredekler için büyük avantaj sağlıyor. Dolayısıyla öndeki kalabalık ve dinamik oyunu ne kadar övsek az. Ancak tabii defolar da hala yok değil. Bunların en can sıkanı ise yerleşik savunmada verilen açıklar. Terim 5’liye döndükten sonra da bunların devam etti. Ancak ne olursa olsun bir derbi yenilgisinin ardından yeniden Avrupa standardını hatırlamak güzel. Bu seviye bir performansın sonunda liderlik gelmezse üzücü olur.
İki takımın da önde yapmaya çalıştığı presin getirisi olan pozisyon ve gol bulma çabalarında, işi çözen Galatasaray’dı. Şu bir gerçek, Galatasaray kazandığı ilk toplarda Feghouli’yi ne kadar çabuk bulursa, gol bulma ihtimali de o kadar yüksek. Feghouli de daha 10. dakikada nefis hazırladı, sürpriz çıkışıyla Cicaldau bitirdi. Devamında topu biraz fazla Marsilya’ya bırakmasına rağmen biraz Muslera’nın kurtarışları, biraz Dieng’in ve Marsilya’nın şanssızlığı, kısacası Galatasaray için gol yememesi büyük şans oldu.
İlk yarı bitmeden bu kez çabuk hücum konusunda sazı Berkan ve Kerem ellerine aldılar. Bitiren bu kez biraz da şansıyla yine Cicaldau olurken, oyun olarak dengeli ama skor olarak kusursuz bir tabela vardı. İkinci yarıda Dieng’in rahatsız edişlerini saymazsak, Galatasaray’ın yüksek iştahlı ve en önde başlayan presini aşmakta zorlanmasına bir de Kerem’in önce kapıp sonra Feghouli’ye attırdığı gol ile cezayı kestik. Maç da zaten orada koptu. Devamındaki goller, sadece tabelayı belirledi.
Gecenin sorusuİstikrarlı bir santrfor performansına hasret Galatasaray’da Diagne gol atamamasına rağmen belki de Galatasaray’a ayak bastığından beri en fazla mücadele ettiği ve faydalı olduğu maçlardan birini oynadı.Maçın starıGalatasaray için en başarılı olduğu oyunu oynayabilmesi için ilk gol çok önemliydi. Cicaldau ilk 2 goldeki katkısıyla oyundan erken çıkmak zorunda kalmasına rağmen maçın yıldızı oldu.
Hem maçın hem de bu sezonun olayı, Türk futbolunun Avrupa’da başarıya çok ihtiyacı olduğu bir dönemde Galatasaray’ın harika bir iş çıkarmasıydı. Gruptaki performans için söylenecek tek şey, ‘kusursuz’ olabilir.Kısa mesajMaçın yıldızı Cicaldau dedik ama Feghouli ve Kerem’in oyunu iki yönlü oynayıp aynı zamanda skora dokunmaları da göz kamaştırıcıydı.
Ligde 13 haftada bir maçta 4 gol atmamış Galatasaray'ın nasıl olur da bu seviyede bir maçta Marsilya gibi bir takımı dörtlediğinin cevabı attıklarından çok yakaladığı ve Diagne'nin direkten dönüp kaçırdığı pozisyonda saklıydı. Halil yerine Diagne tercihi, santrforu orta saha derinine gelen, rakip defansı taşıyan meşgul eden oyunuyla Fransızların dengesini bozdu. Taylan-Berkan ikilisi sahada olunca Cicaldau da ceza sahasına sızacağı yakınlıkta oynuyordu. Avrupa ritmini ilk dakikadan itibaren sahaya koyan Terim'in takımı karşısında Sampaoli'nin Payet-Cengiz ve Rongier'den yoksun 11'inde oyunu yönlendiren Guendouzi tribünlerin ilk maçtan numarasını not düştüğü adam olunca ıslıkların arasında boğuldu. Pres ve kontrataktan iki gol çıkaran G.Saray karşısında Marsilya'nın iki topu direkten döndü ama Arjantinli teknik adam ilk yarıda ne topa sahip olmada ne ikili mücadelelerde ne de elbette tabelada istediğini alamadı...
Fransızların sol kanadını ilk yarıda otobana çeviren G.Saray 2. yarıda bu kez rakibinin sağ kanadını çökertirken, defans göbeğinde Marcao-Nelsson ikilisi çizgisini koruyordu. Morutan'ın top tutmakta zorlandığı orta sahayı önce Feghouli'nin golü rahatlattı. Ardından VAR'ın iptal etmesi gereken penaltı geldi. Derbi hüsranı sonrasında dolu ve ateşli tribünler, Marsilya'nın göbekte çoğalan hücumlarına Berkan- Taylan müdahalesi ve santrfor gibi santrfor Diagne'nin gol atmasa da takım oyununa verdiği müthiş katkı... G.Saray, Avrupa'da emin adımlarla yürüyor. Buradaki doğrularını lige yansıtabilse depara da kalkar ama her şey önce kafada sonra adalelerde...
EN YÜKSEK ORANLARIN ADRESİ MİSLİ.COM Hemen oynamak için buraya tıklayın!