08.08.2018 - 06:41 | Son Güncellenme:
60 binden fazla seyirci önünde henüz oturmamış bir takım için zor bir maçtı. Turun da maçın da favorisi Benfica idi. Cocu'nun bu tur için ekstra taktiklere ihtiyacı vardı. Eldeki mevcut ve mevcudun sağlık durumları itibariyle doğru bir 11 sahadaydı. Dirar tercihi de doğruydu. Cocu'nun planı şuydu, rakip atağa kalktığında mücadele edecekler, 4-6-0'a dönecekler... Kendileri hücuma kalktıklarında direkt ataklar ve hızlı paslarla pozisyon bulma amacındaydılar. Günümüzde savunma 2 unsurdan oluşuyor. Birincisi rakip set hücumundayken. Bu bölümü çok iyi yaptılar.2. bölüm ise kaptırdığınız toplara karşı rakibin hızlı ataklarına karşı yaptığınız savunma.. Bunu da iyi yaptılar. Hücum da 2 unsur. Siz sete yerleşirken; rakipten top kaptığınızda.. Sete hiç ama hiç yerleşemediler. Burada santrfor eksikliği net olarak gözüktü. Soldado'dun dahil olduğu zamanlarda; o fizik gücü zayıf Soldado bile santrfor oynamayı bildiğinden topu biraz olsun tutabildiler. Giuliano ise tam hayal kırıklığıydı.Hücumda rakipten kapılan top ile yapılan hücum konusunda sadece bir deneme yapabildiler. Özetle savunmanın her iki unsurunu da çok iyi yapan Fenerbahçe, hücumun 2 bölümünü de yapamadı. Yine de yenilen gol tamamen bireysel hatadandı. Volkan çıkarabilse muhtemelen 75'den sonra daha da yorulacak Benfica karşısında daha efektif kontralar yakalanabilirdi. Cocu 3 değişikliğin 3'ünde de doğru karar verdi.Ama takımının hücumda top tutamama sorununa karşı belki Soldado'yu biraz daha önce alabilirdi. Ekici top kullanma konusunda Valbuena'dan biraz daha iyi olsa da gördük ki ayakta duramıyor. Bu şekilde giderse boşa yapılmış bir transfer olacak gibi duruyor. Hasan Ali, Skrtel ve Roman çok iyi oynadı. Isla gol de hata yaptı, çok top kaybı yaptı ama iyiydi. Yorulana kadar Dirar ve Valbuena iyilerdi. Elmas topu bilen çok iyi bir orta alan oyuncusu ama daha cesur olmalı, Barış Alıcı gibi..Takımın tek şutunu atan adam oldu.. Bu kadar pas hatası ile ve ileride top tutamama sorunu ile maç kazanamazsınız. Bu sorun nasıl çözülür? Turun şifresi bu soruda. Bir kere Soldado muhakkak oynamalı. Giuliano ve Ekici böyle oynayacaksa oynamasınlar. Volkan da 37 yaşında artık bu tip hatalar yapmamayı öğrense iyi olacak. Yönetimi anlıyorum. Ama takıma iyi bir santrfor şart. Bir de sol ayaklı sol çizgi oyuncusu olabilirse fena olmaz.
“Alışkanlıklar paslanmış çiviye benzer, söküp atmak zordur“... Yıllardır, özellikle yüksek seviyeli maçlarda kontrollu futbol oynamaya alışan, maçı kendi yarı alnında kabul eden Fenerbahçe‘nin bu kadar kısa sürede hem savunma yapıp, hem hücumu düşünen bir futbola dönmesi çok kolay değildi...Nitekim Benfica karşısında özellikle ilk yarım saatte savunmasını sağlam tutmaya çalışıp, bazen beş-altı adamla rakip ceza alanı çevresinde dolaşan Fenerbahçe’nin ikinci yarıda “sigortalarının atacağı“ belliydi... Nitekim özellikle ikinci yarıda dakikalar ilerledikçe, Fenerbahçe hücumda “sıfır“ çekip sadece savunmada kalmaya çalıştı...Aslında Eljif Elmas, Giuliano, Alper, Valbuena gibi mücadele gücü ve defansif anlayışında “kırılganlıklar“ olan futbolcularla Benfica maçına başlamak “yürek“ işiydi... Cocu bunu göze aldı, uzun süre de skor ve oyun istediği gibi gitti.. Ancak kabul edelim ki, Fenerbahçe‘nin özellikle bu seviye maçlar için kadrosu asla yeterli değil...Düşünün, savunma hızlı hücum adına bu kadar uzun top attı ama ileride o toplardan tekine bile vuramadı... Normal, Alper‘den bu topları almasını bekleyemezsiniz... Fenerbahçe‘ye bir uzun “kaçınılmaz“ şekilde şart... Ayrıca Eljif Elmas, Alper, Giuliano ve Valbuena ileride hiç top tutamadılar... Özellikle Skrtel ve Neustaedter uzaklaştırdıkları her topu, iki-üç saniye sonra gene karşılarında buldular... Hadi Eljif Elmas‘ı anlarım, gençtir, tecrübesizdir... Ama Giuliano gibi bir oyuncunun bu kadar kritik bir maçta bu kadar top kaybı yapmasına ve bu kadar etkisiz kalmaya hakkı yok... Valbuena‘nın savunmaya yardım etmediği görüşüne de katılmıyorum... Özellikle ikinci yarının hemen başında kendi kale çizgisinin üstünde topa hayati bir hamle yapacak kadar savunmasına yardım etti...Herşeye rağmen bu maç golsüz bitebilirdi... Ancak Isla’nın golü atan Cervi‘yi bu kadar boş bırakması, maç boyunca iyi hamleler yapan kaleci Volkan‘ın pek de şiddetli olmayan topu ellerinin arasından kaçırması sonucu belirledi... Skrtel‘in belki de “kariyer“ maçını oynadığını yazmadan son noktayı koyarsam haksızlık ederim... Yenilgiye rağmen Cocu’nun oyun anlayışının da iyi olduğunu söylemeliyim... Ama çok açık bir gerçek var: Bu kadro yetersiz...Lizbon‘daki 1-0’lık sonuç belki de iyi bir sonuç gibi görülebilir ama kolay değil... Yanılmıyorsam, istatistikler, Benfica’nın bugüne kadar Türkiye‘de maç kazanamadığını söylüyor... Dilerim gene öyle olur da, önemli olan Fenerbahçe’nin iki farkı bulması... Zaten sorun burada... Takım kadar, belki de takımdan daha fazla tribünlerdeki 50 bin Fenerbahçeli’nin büyük coşkusuna ve desteğine şiddetle ihtiyaç var...
Zor olması bir kenara, takımın ve oyuncu grubunun durumu değerlendirildiğinden "imkansız düğmesine" de basılan maçtı. Benfica'nın oyun ve kalite geleneği bir tarafa, buna karşı koyup, kafa tutacak potansiyel de görünmüyordu.İlk 45 bittiğinde tüm bu ön yargılarımız, doğru oyun ve iyi mücadele ile rafa kalktı. 3 bin 200 ayrılan biletten sadece 100 tanesini satabildi Fenerbahçe yönetimi. Gerisini iade etti. Halbuki Fenerbahçe'yi Benfica'ya rakip yapan lig ikinciliğini getiren bu inatçı oyun karakteri ve taktik disiplindi.Cocu bunun farkında olarak oynattı maçı. Orta sahada özellikle adam adamayı seçerek ceza alanına etkili pas gelmesini de önlemeye çalıştı. Kalabalığın içinde kaybolan atak hamlelerine, topu rakip sahaya taşıyacak pas organizasyonuyla cevap veremediler.Veriler ilk yarıda "yüzde 73" diyor Fenerbahçe'nin pas ortalamasına. Türkçesi ; "Rezalet"... Topu almışlar, rakibe vermişler ve yeniden peşinde kopmuşlar yani. Bunu tersine çevirecek hamle, orta saha kalitesi. Ama bir bakıyorsunuz, en büyük beklentin olan oyuncular; Giuliano veya Valbuena top kayıplarının, hataların sahipleri.Benfica'nın beklenen baskısının "Her an gol olabilir" sinyalleri vermesi de bu yüzden. İleriye top taşıyamadıkları gibi, ayaklarındakini de hemen kaybettiler. Buna rağmen yedikleri gol bile neredeyse "pozisyon" sayılmayacak enstantaneydi.Bu maçın İstanbul etabında, herkesin kalbinde ve aklında "eleriz" umuduyla gelmesinin tek göstergesi de takımın direncinden, isteğinden vazgeçmeden oynaması. Luz Stadı'ndan bu kadar teslim olunan maçta, bu sonuçla çıkmak net başarıdır.Geriye düşmeden önce Mehmet Ekici, sonrasında ise Soldado hamleleri de bize Cocu'nun yenilgiyi kabul etmeyen yapısını gösteriyor. Oyunu değil ama oyuncuyu değiştirerek, bir şans varsa bunu yakalamak istedi.Bir hafta sonra Kadıköy'de, Lizbon'daki 100 gönül vermişin üstüne, 40 bin "inanmış" eklenecek. O gün; bir şeyler olacak...
Duvar tenisini andıran bir maç izledik. Fenerbahçe ayağına gelen her topu ileri vurdu, bu topları toplayan Benfica pas üzerine pas yapıp Fenerbahçe’nin altıpastan çıkmasını engelleyip kendi başına oynayıp durdu. Dün birden fazla atamayan Benfica ciddi anlamda şanssız, Fenerbahçe ise şanslıydı... Hatırlatmakta fayda var Fenerbahçe’nin yediği golde ciddi bir kaleci hatası var.Elbette rövanşta cezası biten Souza’nın, biraz daha güçlenmiş Soldado’nun, sakatlığı geçmiş, Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan tempoyu sağlayacak Ayew’in katılımıyla daha farklı bir Fenerbahçe izlememiz olası... Ancak net bir sorun var ki, sarı-lacivertli takım şuanda hangi oyuncuyu devreye sokarsa soksun bu sorunu giderme ihtimali kısa sürede yok gibi... Vurgulamak istediğim sorunun karşısında, yeni sisteme uyum ve takım olma olgusu yazıyor.Dün artık ne yazık ki Fenerbahçe’de klasik haline gelen hücuma çıkarken top kaybetme hastalığı zirve yaptı. Geçen sezon sırf bu nedenle Aykut Kocaman, Isla ve Valbuena’ya kement atıp onları yedek bankına çekmişti. Ne ilginçtir ki, bu ikili dün Benfica karşısında yine kritik bölgede rakibe en çok top kaptıran oyunculardı. Valbuena’daki tek gelişme ise hakkını teslim edelim, savunmaya verdiği destekti.Dirar, Giuliano ve Alper bildiğimiz seviyelerinde oynayabilseler, çok değil üç-beş pas yapabilseler... Giuliano biraz top dağıtabilse emin olun başka bir maç izlerdik... Eljif Elmas’ın çok yalnız kaldığı, Mehmet Topal’ın ise kalabalıklarda kaybolması Fenerbahçe’nin neredeyse hiç topu kontrol edememesinin ana nedenleriydi... Öyle ki, koca 90 dakikada Fenerbahçe bir, bilemediniz iki organize atak yaptı, orada da toplam üç pasın üzerine çıkamadı. Elbette, yeni oyuncular, yeni sistem, yeni bir teknik kadro Fenerbahçe için dünkü mahkum oyuna bir gerekçe olabilir... Ancak son derece tecrübeli ayaklara sahip bu takımın her şeye rağmen bir 15 dakika, “Ben de futbol oynarım” mesajı vermesi gerekirdi. Büyük takımlardan beklenen budur...Küçük umut vaadeden görüntülerde vardı. Bunları atlamak sahiplerine haksızlık olur. Örneğin Neustaedter-Skrtel ikilisinin uyumu, genç Barış’ın kısa sürede de olsa yüksek bir özgüvene sahip olduğunu ve dünkü Dirar’dan formayı kolayca alabileceğini göstermesi, ayrıca Eljif Elmas’ın üzerine koyarak yoluna devam ediyor olması...Benim, her şeye rağmen umudum var. Umudun tükenmediği yerde başarının gelmesi hiç de hayal olmaz...
F.BAHÇE ilk yarı mükemmel bir deplasman oyunu sergiledi. Luz Stadı’nda Benfica karşısında bu kadar olgun ve sahayı iyi parselleyen bir F.Bahçe inanın ben de beklemiyordum. Cocu, rakibi iyi analiz etmiş ve top Benfica’dayken çok disiplinli ve dirençli bir F.Bahçe izledik. Rakibe hemen hemen hiç şans vermediler. Kolay değil bu kadar erken bir süreçte Benfica gibi güçlü bir takıma karşı oynamak.F.BAHÇE kanatları iyi kapattı ve orta alanda iyi yardımlaştı. Hem mental hem fiziksel hem de taktiksel açıdan ilk yarıda harika bir F.Bahçe izledik. Zaman zaman yapılan basit top kayıpları dışında özellikle top Benfica’nın ayağındayken F.Bahçe’yi çok beğendim. Duran toplardaki alan paylaşımı da üst düzeydeydi. Cocu yetenekli bir teknik adam ve belli ki takımı iyi çalıştırıyor. MAÇA 4-6-0 düzeniyle başlayan temsilcimiz 2. yarıda baskı yedi. Cocu, baktı olmuyor savunmada aksamaya başlayan Valbuena’yı çıkartıp Mehmet Ekici’yi sahaya sürdü. Hiç hücum yapamamak özellikle 2. devrenin ortalarında ciddi bir sorun olarak karşımıza çıktı. Sadece direnmeye başladık. Gol geliyorum dedi ve hiç hücum yapamayan F.Bahçe gole davetiye çıkardı. 1-0 Kadıköy için bu oyunla kötü sonuç değil. Ancak F.Bahçe agresif olduğu kadar dikkatli olmak zorunda.DIRAR yerine Ayew, Alper yerine de üst düzey bir santrforla, F.Bahçe Cocu yönetiminde doğru yola girer.
GEÇEN sezonun Elmas dışında aynı kadrosu ile sahaya çıkan F.Bahçe’de fazla da değişiklik göremedim. Kocaman’ın oyun anlayışının çok farklısı yoktu sahada. Kapanan, savunmayı iyi yapan, zaman zaman hücuma çıkmayı düşünen bir F.Bahçe vardı sahada. Tek ve önemli fark Kanarya’nın biraz daha önde basması oldu. Bu da ilk yarıda Benfica’nın oyunu bozdu. Dün gece F.Bahçe adına sahnın en iyisi Skertel oldu. Düşünün F.Bahçe adına maçın adamı, stoper olursa ne oynadığına siz karar verin! Maçın diğer iyi performanslarına gelince biraz Hasan Ali biraz da iyi niyeti ile Alper. Alper’in de yaptığı çok bir şey yoktu ama en azından forvet olmamasına rağmen mücadele etti. Valbuena ise geçen sezona oranla daha fazla takım savunmasına destek oldu. Savunmaya gelince hücum yapamadı, yoruldu ve çıktı. Bu tempoyu kaldıramayacağı belli. Geçen sezon bireysel hatalarla dolu bir sezon geçiren F.Bahçe’nin yediği golü de Volkan’a yazmak lazım. İyi başladığı maçta kendisine yakışmayacak bir gol yedi. ‘YEMEYELİM, BELKİ ATARIZ!’GELELİM yeni hocasının performansına. Ben saha kenarında özellikle oyuncu değişikliklerinin zamanlamasını ve tercihlerini doğru yapan bir Cocu gördüm. Eldeki kadro ile yapılacak fazla bir şeyi yoktu. Ancak maçtan önceki basın toplantısında söylediği, “Sadece savunma yaparak sahada olmayacağız” sözlerinin karşılığını göremedim. Özellikle 2. yarı kendi sahasında çıkmayan bir takım izledik. Maçın başından itibaren Elmas’ın yan pas yapması ve dikine oynamayı tercih etmemesi belli ki hocanın isteğiydi. Öyle olmasa maçın tamamında sahada kalmazdı. 2. maç için avantajlı skor yakalayalım. Yemeyelim belki atarız, olmadı golsüz beraberlik fena olmaz demiş Cocu soyunma odasında. DÜN gece izlediğim F.Bahçe, özellikle Ayew’in de takıma katılmasıyla İstanbul’da Benfica’yı 2 farklı yenerek turu geçebilir. Hatta play-off turundan da çıkabilir ama Şampiyonlar Ligi gruplarından çıkamaz. Umut F.Bahçe için önemli ancak bence sezonun tek konsantrasyonu F.Bahçe adına Spor Toto Süper Lig olmalı. Bu kadro hem Avrupa heyecanını, hem de lig serüvenini sürdüremez.
PHILLIP Cocu yönetiminde ilk resmi maçına çıkan Fenerbahçe, Benfica karşısında ilk 45 dakikada çok disiplinli bir takım kimliği ortaya koydu.İlk birkaç dakika dışında Benfica'ya karşı dişe dişe oynayan Sarı-Lacivertliler'de tüm takımın birlikte hareket etmesi de iyiye işaretti. Valbuena'nın dahi takım savunmasına katkı yapması Cocu'nun işi ne kadar sıkı tuttuğunu gösterdi. Hollandalı teknik adam kısa sürede takıma yeni bir hava katmayı başarmış.Fenerbahçe'nin özellikle kadrosunun ofansif açıdan yetersiz olması Sarı-Lacivertliler'in ikinci yarıda daha çok sahasında oyunu kabul etmesine neden oldu.SIRA KADIKÖY'DEBunun neticesinde de Benfica'nın golü geldi.Bu pozisyonda Volkan'ın topu tecrübesiyle çıkarması gerekiyordu diye düşünüyorum.Golde ayrıca Isla da hatalıydı.Fenerbahçe bana dün akşamki oyunu ile umut verdi ve Benfica'yı Kadıköy'de 50 bin taraftarının önünde eleyebileceğini hissettirdi. Forvete yapılacak iyi bir takviye Fenerbahçe'yi bu sezon çok iyi yerelere getirebilir.Janssen ve Fernandao'yu kaybetmiş bir takımla mücadele eden Cocu buna rağmen taraftarlara umut vermeyi başardı. İş artık Kadıköy'de Fenerli futbolcular ve taraftarda.MAÇIN iYiSi NEUSTADTERÇok başarılı hamleler yaptı.MAÇIN EN KÖTÜSÜ ISLAŞili'li futbolcunun hatası pahalıya patladı.
PORTEKİZ’İN köklü ekibi Benfica’ya karşı yeni hocası ve genç Eljif’iyle ilk yarı boyunca istenilen futbolu oynadı Sarı-Lacivertliler... En belirgin görüntü takımın kendine olan güveni, oyun disiplini ve defansif anlamdaki iyi performanstı.F.Bahçe, topu kazandığında rakip alanda çoğalarak, gol arayan bir futbol anlayışı sergiledi.Orta alanda Mehmet Topal ve Eljif’in zaman zaman kaybettiği toplarda Skrtel ve Roman’a çok iş düştü.Bu iki futbolcu aynı zamanda ilk yarıda rakip forvetlere istedikleri rahatlığı tanımadı.Zaten rakibin de son vuruş yapacak hali yoktu desek yanlış söylemeyiz.İlk yarının son dakikalarında Ferreyra bir fırsat yakaladı.Çok kötü bir vuruşla topu Volkan’ın kucağına bıraktı.Ayrıca Belarus’lu hakemin maçı sanki Türkiye’de oynanıyormuş gibi yönetmesi de beni mutlu etti.Daha 2. dakikada Isla’nın yaptığı müdahale bence penaltıydı.O pozisyonda düdüğünü çalsaydı, erken yenilebilecek bir golle her şey farklı olabilirdi.İkinci devrenin başlamasıyla birlikte ise en büyük sorun ortaya çıktı:Fizik kondisyon! F.Bahçe’nin ilk düşüş yaşayan bölgesi orta sahaydı.Sonra diğer mevkiler onları izledi.Bu sıkıntı sonrasında Benfica istediği gibi gelmeye başladı.Bu akınlardan birinde de Volkan tutabileceği bir topta hata yaptı.Geçtiğimiz sezon Aykut Kocaman yönetiminde hücumu fazla düşünmeyen takım, ilk yarı ileride alan kapatma anlamında kusursuza yakın bir performans sergiledi.Ama dakikalar ilerledikçe daha önce böyle efor sarf etmeye alışık olmayan futbolcular tekledi.Savunmaya yardım etmediği için eleştirilen Valbuena, dün defansif yönünü de ön plana çıkarmaya çalışınca tamamen ortadan kayboldu.Çünkü onun da arkadaşları gibi böyle bir kondisyon gücü yoktu.Fransız futbolcunun bu anlayışla kendisine ilk 11’de yer bulması pek de mümkün gözükmüyor.Sonuç olarak maç 1-0 kaybedildi.Peki tur kaybedildi mi? Hayır.İstanbul’daki mücadele her türlü sonuca açık. Ancak Benfica burada 1 gol atarsa tur iyice zora girer.Fenerbahçe’nin mutlak suretle gücünü dengeli kullanması gerekiyor.
DÜN akşamki zorlu deplasmanda ilk 5 dakikayı baskı altında geçiren bir Fenerbahçe izledik.Fakat Benfica'nın bu baskısını kırmak kısa sürdü. Takım halinde son derece doğru bir baskı yaparak Fenerbahçe ilk devrenin ortalarına kadar oyunda dengeyi sağladı. Gol bulmak için de kazandıkları toplarla da çok çabuk rakip kaleye gitmeye çalıştılar. Tabii santrforun olmayışı ve Alper'in bu bölgede oynaması Fenerbahçe'nin daha tehlikeli ataklar geliştirmesini engelledi.Skrtel'in Fenerbahçe'nin en iyisi olduğunu söyleyebilirim.Top rakipteyken bütün Fenerbahçe takımının savunma görevini eksiksiz yerine getirdiği, Valbuena'nın da buna dahil olduğunu gördük.SKRTEL ÇOK İYİYDİAma Valbuena geriye çok fazla yardım edince doğal olarak çabuk yorulup hücum bölgesindeki etkinliğinden uzaklaştı.Benfica deplasmanında genel olarak disiplinli bir görüntü çizen Fenerbahçe, Isla'nın bir anlık dalgınlığı sonucu kalesinde golü gördü.Deplasmandan 1-0 mağlup dönen Fenerbahçe, Kadıköy'de taraftarının gücü ile bu Benfica'yı eleyebilecek güce sahip.MAÇIN EN iYiSi SKRTELDeneyimli oyuncu güven verdi.MAÇIN EN KÖTÜSÜ DIRARHücuma yeterli katkıyı sağlayamadı..
İLK yarıda oyunu istediği gibi tutan ve rakibine hücumda devamlılık ile üretkenlik şansı vermeyen F.Bahçe, ikinci yarıda Benfica'nın çok yüksek temposuna ve etkili takım presine cevap veremeyerek maçı tek farkla kaybetti. Fenerbahçe'nin ilk yarıda geride hücum prese takılmamak için çok garantili bir pas durumu yoksa uzun top oynaması akılcılıktı. Top rakipteyken de takım halinde topun arkasına geçip iyi yerleşimli bir alan savunması uygulandı. Fırsat buldukça da atak girişimleri yapıldı. Kısacası bu yarıda zor bir deplasman için işler iyi gitmişti. Ama ikinci yarıda Benfica çok yoğun bir baskı kurdu, Fenerbahçe'yi hiç çıkartmadı ve önde baskıyla savunmayı hep sıkıntıya düşürdü. Bu kadar mahkum oyuna rağmen rakibin çok tehlikeli hücum girişimlerine karşılık pozisyon zenginliği yoktu.Sonuçta tek gol yendi. Başarılı bir maç çıkaran Volkan Demirel, bu golde topu tam göremediği için şanssızdı. Cocu'nun Mehmet Ekici'yi oyuna aldığında çıkması gereken Valbuena değil, hiçbir şey yapmayan Giuliano'ydu. F.Bahçe'nin aslında tek kale oynanan bu yarıyı bir gol yiyerek bitirmesinin nedeni; defans bloğunun ve hiç oyundan düşmeyen Mehmet Topal'la Elif Elmas'ın yürekli oyunlarının yanı sıra Benfica'nın çok etkili olan sol kulvarında büyük mücadele vererek Isla'ya devamlı yardım eden Dirar'dı.Fenerbahçe için en çok eleştirilecek konu bu tip bir maçta santrforunun olmayışıydı. Olsaydı ilk yarıda pozisyon çıkabilirdi ve de ikinci yarıda bu kadar yoğun baskı altına girilmezdi. Zaten ben Fernandao'nun bırakılmasına çok şaşırmıştım. Tabii ki bu skorun telafisi olabilir ama rövanş çok zor. Çünkü açıldığın anda geçiş oyununu çok iyi uygulayan Benfica her an gole gidebilecek bir takım. Cocu'nun planlarını buna göre yapması lazım ve de taraftara büyük iş düşecek.
SKORA bakarsak 1-0 kötü gibi görünmüyor ama özellikle ikinci yarıda tablo tam anlamıyla acı vericiydi.Belki rakip Benfica çok fazla pozisyon bulmasa bile oyun genelinde maça hakimiyeti, ikili mücadele, top kontrolü ve çabukluk yönünden Fenerbahçe'yi sürklase etti. İlk yarıda aslında Fenerbahçe defansif olarak istediğini yaptı. Benfica'nın etkili kanat ataklarını, kanat bekleri ve ilerideki oyuncularının yardımıyla iyi kapattı.Ayrıca da santrforları Ferreyra ile pas bağlantısını kesti. Ama ikinci yarı, sahada atak üstüne atak yapan, topu istediği gibi kullanan bir Benfica vardı. Fenerbahçe sadece seyretti.Savunmaya çalıştı ve bu arada belli oranda Volkan'ın hatasından da golü yiyiverdi.Fenerbahçe'de bir tek Skrtel bir şeyler yapmaya çalıştı. Valbuena 40 dakikalık oyuncu. Dirar'ın da fazla etkili olduğunu söyleyemeyiz.Düşünebiliyor musunuz, koskoca Fenerbahçe'nin santrforu Alper Potuk.Karşılaşma 0-0 bitse inanın İstanbul'daki maç yine kolay olmayacaktı.Benfica eski Benfica olmamasına rağmen, bazı oyuncularını da transferde kaybetmiş de olsalar Fenerbahçe'den birkaç gömlek üstün gözüktüler.Fenerbahçe rakibin iyi bir santrfora sahip olmayışına dua etsin. Biraz çabuk, biraz gezen santrfor olsa dün gece senaryo felaket olabilirdi.Sonuçta İstanbul'da nasıl bir maç bekliyor, kestiremiyorum.Fenerbahçe turu geçebilir mi, 1-0'a göre geçebilir ama Allah korusun bu kadar çabuk oynayan bir Benfica'dan golü yediklerinde rövanşta işleri çok zor olur.