05.02.2018 - 06:41 | Son Güncellenme:
İki hafta evvel Süper Loto 42 milyon 500 bin TL ikramiye verdi. Bu hafta da Galatasaray'a buna yakın bir puanda ikramiye çıkacaktı ama sarı-kırmızılılar bundan faydalanamadı. Peki gereğini yaptılar, iyi oynadılar da şanssızca mı kaybettiler?Hayır… Sivasspor çok daha akıllı oynadı, sahada ne yaptığını bildi ve Galatasaray'ı yendi.Galatasaray, Belhanda'ya ekstralarıyla birlikte 9 milyon euro bonservis ödedi. Vurun türk parasına; Süper Loto ikramiyesi kadar ediyor… 42 küsur milyon TL… Ve bu adam yedek! Galatasaray'ın senelik büyük paralar verdiği kaptan Selçuk İnan'a bakıyorsun, o da yedek… Sonra yerli futbolcular diyor ki; Yabancı serbestisi niye var? Yabancıyı alıp kazıklanıyorsun ama yerliyi de oynatınca kazıklanıyorsun. Bu kazığı bilerek mi yiyorsunuz, yoksa bilmeyerek mi? Bunu bütün takım yöneticilerine soruyorum. Zaten bütün bu kazıklar yüzünden Türkiye'de takımlar iflas etmiyor mu? Soruyorum size bu kazıklar yağlı mı, yağsız mı?Arkadaşlar, Sivasspor akıllı oynadı, ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı. Sivasspor'un futbolcularının maliyetleri G.Saray'a göre mutlaka çok düşüktür. Bundan 7-8 sene evvel küçük takımlar, büyüklerden korkardı.Ama şimdi öyle şeyler kalmadı. Niye? Çünkü yabancı futbolcular G.Saray, Fenerbahçe veya Beşiktaş'mış hiç bakmıyorlar! Rakipte oynayanlara bakıyorlar, hele bir de yerlileri görüyorlar, evlere şenlik! Bizim yerlilerle top gibi oynuyorlar. Peki bizim yerliler neden bu kadar geride ve bu kadar kötü? Yıllardır yabancı yasağı yüzünden işin kaymağını yiyip durdular da ondan!Sivasspor bu sene istikrarlı. Aman aman sürpriz sonuçlar almıyor. Samet Aybaba zaten mantıklı bir teknik direktör, uçmuyor. Genelde düzgün şeyler söylüyor.Böyle bir adamın takımı da düzgün oynuyor.Bakınız! Türkiye liginde 4 büyük dediğimiz takımın hangisi iyi futbol oynuyor, bana cevap verin. Dönüyorsunuz genele baktığınızda Kayserispor'un futbolu biraz iyi, Sivasspor zaman zaman iyi şeyler yapıyor.Başka iyi oynayan takım var mı? "Bu maç çok güzeldi, harikaydı, iyi ki seyrettim" dediğiniz kaç maç vardı?Hani marka değeri? Hangi maçınız dünya televizyonlarında yayınlandı? Kaybeden teknik direktörler çıkıp, "Hakem" diyor, "Rakipler kapandı" diyor… Yahu sen açık oynasan ne olacak? Görüyoruz sonucunu… Gelelim Muslera'ya... Artık çizgiyi aşmaya başladı.Ayak dışıyla topu stop etmek ne demek! Alırsın ayak içiyle uzaklaştırırsın. Bu ukalalığı kornerle sonuçlandı, döndü gol oldu. Yenilgide başrolü Muslera oynadı. Aynı F.Bahçe maçında Volkan Demirel'de olduğu gibi...GÜVENEMİYORUM!BİR penaltı pozisyonu vardı dün gece… Fırat Aydınus'un yardımcısı Aleks Taşçıoğlu'na göre pozisyonu görme açısı daha iyiydi. "Devam" dedi ama pozisyona daha uzak olan Taşçıoğlu "Penaltı" deyince çaldı düdüğü. Peki Aleks Taşçıoğlu'nun bu pozisyonu çok net görme şansı var mı? Yok… Çünkü çizgiye ve pozisyona dik bakıyor, yandan değil. Al birini, vur ötekine! Yalnız benim bir cümlem daha var; Aleks Taşçıoğlu'nun şampiyonluk yarışını etkileyecek maçlarda görevlendirilmemesi gerekir diyorum. Sebebi nedir peki? Ben yıllardır bakıyorum, bakıyorum bu hakeme güvenemiyorum. Bu kadar net!
G.SARAY büyük fırsat kaçırdı. Öyle böyle değil... Sivas’ı yenseler F.Bahçe deplasmanına kadar olan Antalya, Kasımpaşa, Bursa, Karabük, Konya maçlarını kazanıp şampiyonluk yolunda dev bir adım atabilirdi.Peki G.Saray neden kaybetti?1-Alex Taşçıoğlu’nun uydurduğu, Fırat Aydınus’un verdiği uydurma penaltı.2-Fatih Terim’in olağanüstü yanlış bir kadroyla sahaya çıkması.3-Muslera’nın hatası ve yenilen 1. gol.İsterseniz bunları biraz açalım.56’DA Bifouma denize atlar gibi atladı ve Denayer’in temiz müdahalesini yardımcı hakem Alex Taşçıoğlu bir güzel yedi, Aydınus’u da yanıltarak penaltıyı uydurdu. İşte maçın kırılma anı bu penaltıydı. Halbuki 2. yarı maçın hakimi G.Saray’dı. 2-0’dan sonra maç 3’e, 4’e de gidebilirdi, son dakikalarda G.Saray kazanabilirdi de.FIRAT Aydınus’un dün geceki en büyük eyyamı, itirazdan dolayı sarı kart gösterdiği Muslera’yı hemen akabinde alaycı alkışlamasına rağmen atmaması oldu. GELELİM Terim’e... 2-3 idmana çıkmış Nagatomo’yu oynatması, Serdar gibi formda bir adamı oynatmaması, yine Selçuk, Linnes gibi oyuncuları tercih etmemesi, son haftalarda Gomis’i küstürüp yedek bırakması ve dün kerhen ilk 11’e koyması, koşmaktan başka vasfı olmayan Tolga’yı tercih etmesi, Donk’a 90 dakika, Yasin’e 72 dakika görev vermesi çok büyük hatalardı. Serdar, Selçuk veLinnes oynasa G.Saray puan alırdı.Vücut dili negatifti Muslera’nın. Ve hatalı korneri sonrası N’Dinga, Donk ve Feghouli arasında iyi yükselip cezayı kesti. Muslera böylesine ölümcül hata yaparsa, işler dün geceki gibi çıkamaza girer.ADALET OLACAK!G.SARAY nasıl rahat maç kazanır? Öncelikle Terim formayı adaletli dağıtacak. Gomis’e tavır almayı bırakıp onu kazanma yoluna gidecek. Şayet Gomis parasını alamadığı gerekçesiyle surat asıp oynamak istemiyorsa, o zaman kadro dışı bırakacak. Serdar, Selçuk gibi formda oyuncularına da mutlaka süre vermeli.G.SARAY’DA Rodrigues de olmasa pozisyona dahi giremeyecek bir durgunluk vardı. Feghouli’nin alınması da yine Terim’in hatasıydı. Dün gecenin Sarı-Kırmızılı takım adına tek kazancı, Belhanda’nın uzun bir aradan sonra silkelenişi ve oyuna pozitif katkısı oldu.
Galatasaray ne yalan söyleyeyim beni hayal kırıklığına uğrattı. Rakiplerin puan kaybediyor. Senin, liderliği yakalamak için bir şansın var. Sivasspor karşısında daha hırslı, daha arzulu, daha iştahlı mücadele edeceklerini düşünüyordum. Ama maalesef 75. dakikaya kadar neredeyse rakip kaleye çekilen tek bir şut yoktu.Orta sahada Tolga ile Donk ikilisi evlere şenlik... Sen Galatasaray forması giyiyorsun, belli ki bir kaliten var. Bir tek olumlu pas çıkmaz mı? Tolga da, Donk da dün gece sınıfta kaldı. Sivas’ın ilk golünde Ndinga yükseliyor, Donk’un da boyu en az rakibi kadar... Ama o seyrediyor, Ndinga kafayla gol atıyor.İnanın sarı-kırmızılıları tanıyamadım. Mariano uyurgezer gibiydi, çok pas hatası yaptı. Yasin’in oyuna en ufak bir katkısı olmadı. Rodrigues’in daha önceki maçlarına baktığımız zaman onun da takıma katkısı olmadı.Gomis gibi elinde bir golcü var, bir kere topla buluşturamıyorsun. İnanın olacak iş değil... Selçuk neden oynamadı, bilemiyorum. Belhanda oyuna girdikten sonra konuk ekip daha iyi oynamaya başladı, pozisyonlara girdi, gol attı. Neden Faslı futbolcu bu kadar geç düşünüldü?Feghouli tekniği mükemmel bir oyuncu ama Sivasspor öyle bir pres yaptı ki, özellikle Hakan Arslan nefes aldırmadı. Nagatomo ilk maçını oynadı. Kötü bir futbolcu mu? Hayır. Belli ki kumaşı iyi. Ama onun da arkadaşlarını, ekibi tanımak için zamana ihtiyacı var.Ndiaye gitti. Cim Bom’un en önemli futbolcusuydu. Fernando ne zaman dönecek, onu bilmiyorum. Ancak bir gerçek var ki, kendisi geri dönünceye kadar Galatasaray orta sahada büyük sıkıntı yaşayacak. Yarın öbür gün derbi maçları başlayacak. Rakiple nasıl başa çıkacaksın? Sivasspor bile sarı-kırmızılıların orta sahasına top yaptırmadı, resmen boğdu.Fatih Terim’in işi kolay değil. Hiç kimse hayal dünyasına dalmasın. Zor bir ligimiz var. Futbolcuların daha çok mesuliyet alması lazım.Sivasspor’a gelince... Samet Aybaba’yı kutlamak gerek. Galatasaray’ı iyi çözmüş, takımına iyi mücadele ettirdi. Ziya, Emre, Ndinga, Rybalka ve Kone çok iyi futbolcular. Bu Sivas kendi sahasında zor puan kaybeder.
Sanki zirve yarışı değil, ikram yarışı... Haftanın açılış maçında Beşiktaş iki puanı bıraktı. Cumartesi maçında Fenerbahçe, “Madem rakip gelemiyor, bari ben atayım” deyip kendi kalesine iki gol atıp, iki puan kaybetti. Galatasaray maçından önce Başakşehir sezonun belki de en kötü maçlarından birini oynayıp iki altın puan yitirdi.Böyle bir fırsat bir sezonda kaç defa gelir? Oynamadan rakiplerinin kaybettiği ikişer puandan toplam altı puan kazanmışsın. Sivas karşısında galibiyeti yakalasan dokuz puanlık bir haftayı geride bırakıp lider olacaksın ki, sonrasında ipler tamamen senin eline geçecek.Galatasaray böyle bir maçı kazanamadı. Bırakın kazanmayı, rakiplerinin ikişer puan kaybettiği haftada, kendisi üç puan yitirdi. Ama bu parasızlığın gözü kör olsun. Galatasaray’da para olsa, Fernando’nun sakat olduğu bir ortamda Ndiaye’yi satar mıydı, gidişine izin verir miydi? Fatih Hoca’nın dediği gibi bir takımı kurtarmak adına, bir oyuncusunu feda etti. Ama gördük ki Ndiaye ile Fernando’nun oynamadığı Galatasaray orta sahası ile, Sivas maçında izlediğimiz orta saha arasında dağlar kadar fark var. O orta saha sertti, rakibe nefes aldırmaz, pas yaptırmazdı. Sivas karşısındaki orta saha bunu beceremedi.Sivas, maç boyunca orta sahada istediği gibi top dolaştırdı. En önemlisi Galatasaray’ın bu orta sahasının lideri yok. Oyunu kuracak, yönünü değiştirecek, hızlandıracak, yavaşlatacak, yani sazı eline alacak bir orta saha lideri... Transfer de bittiğine göre Belhanda’yı diriltmekten, Selçuk’u hazır, moralli ve güçlü tutmaktan başka çareniz yok.Galatasaray’ın yeni sol beki Nagatomo fiziğiyle ufacık bir adam gibi görünüyor ama deyim yerindeyse kemik gibi... Hücuma çıkmaya hevesli... Fark yaratır mı derseniz, o sanki zor gibi... Sivas’ın ilk golünde Galatasaray savunmasının gene bir yüksek topa izin vermesi, penaltıdan gelen ikinci golde Denayer’in ceza alanı dışından başladığı faullü hareketini ceza alanı içine kadar sürdürmesi Galatasaray’a ağır bir fatura çıkarttı. Hücumda Rodrigues etkisini başkasında göremedik. Zaten Gomis bu maçta kendini izinli ilan etmiş gibiydi.Türk futboluna yeni gençler kazandırmakla haklı bir şöhret yakalayan Samet Aybaba, Galatasaray maçında da Emre Kılınç’ı takdim etti. Emre kendine bakarsa, profesyonel gibi yaşarsa, futbolunu geliştirmeye uğraşırsa çok iş yapar.Sivas son on beş dakikaya kadar maçı gerçekten rahat götürdü. Ancak son dakikalarda iki farklı galibiyetten beraberliği bile yakalanabilirdi. Sinan Gümüş’in doksanıncı dakikada boş kaleye gitmek üzere olan topunu Medjani’nin çıkarması mucize gibiydi.Auremir, Rybalka, Ndinga, Sivas’ın iyileriydi. Kone, Bifouma elbette önemli oyuncular ama sanki saha içi disiplinleri ve sorumlulukları yeteri kadar yok. Her şeye rağmen büyük iş yaptı Sivasspor...İlginç bir istatistik var. Galatasaray bir sezon dışında, hangi yıl deplasmanda Sivasspor’u yendiyse o yıl şampiyon olmuş. Dün de dokuz puanlık maçı galibiyetle kapatabilse şampiyonluk için dev bir adım atmış olacaktı. Bunu başaramadı... Galatasaray, bu haftayı ve Sivas maçında kaybettiği puanları çok arar. 20. haftada adeta bir “hazine” bulmuştu, değerini bilemedi.
Sivas'taki kritik mücadele dengeli ve iki taraf için de kontrollü başladı... Sivas biraz daha önde oynamaya çalışıyordu... Ama kısa sürede iki ani Galatasaray atağında nereden çıktığını anlamadığım çağ dışı ofsayt taktiği uyguladılar. Bunları hasarsız atlattıktan sonra Muslera'nın hediye ettiği kornerden skor avantajı yakaladılar... Bu golle Galatasaray kısa süre bir şok yaşadı ardından oyunun kontrolünü eline geçirdi. Tehlikeli ataklar geliştirmeye başladılar. Bu arada Sivas skor avantajıyla ofsayt taktiğini bırakmış, geride kalabalık ve sakin kalıyordu. Ama 3. bölgeye gidişlerinde pozisyon bulma yerine basit top kayıpları yapıyorlar, bunda da Galatasaray'ın tehlikeli atakları gelişiyordu.İkinci yarıya Galatasaray yine hızlı başladı... Sivas savunmaya devam ediyordu. İlk yarıya oranla Galatasaray'ın ofansif girişimleri daha da riskliydi... Bunun sonucunda Sivas çok baskı yediği bir ortamda yakaladığı pozisyon sonunda penaltı kazandı ve farkı ikiye çıkardı. Sonrasında Galatasaray için işler daha da zorlaştı. Fatih Terim, Eren'i oyuna sokarak çift santrfora döndü. Orta sahada Feghouli ile Donk'un bir arada kalması riskli anlayışta sıkıntıları beraberinde getirecekti. Maç öyle de gidiyordu. Terim bunu görüp Belhanda- Feghouli değişikliğine gitti. Sivas, elverişli bulduğu ortamı üçüncü golle değirlendiremeyince, bir de üstüne gol yedi. Maç tekrar hararetlendi. Golün hemen arkasından Eren çok müsait durumda beraberlik şansını kullanamadı. Bu baskıda kaleci Tolgahan'ın hatasında Galatasaray yine beraberliği buluyordu ancak Medjani tam çizgi üstünden topu çıkardı. Galatasaray çok önemli üç puan kaybetti ama yine de 2-0'dan sonra oyunu bırakmayışları, beraberliği kaçırmaları da Terim'in hırsının yansımasıydı.Fernando'nun ciddi sakatlığı ve Ndiaye'nin gidişi Terim'in elini zayıflatmıştı dün de Gomis'i çok güçsüz gördüm. O da bu durumda olursa sıkıntılar daha da artar gibi görünüyor. Japon Nagatomo'yu çok iyi tanıyorum. Galatasaray'a faydalı olacaktır. Daha yeni gelmiş oyuncuyu ilk 11'de sahaya çıkarması Terim'in hiç tarzı değildir ama dün oynattı. Demek ki bir bildiği vardı.
Fernando-Ndiaye ikilisi Galatasaray'ın Melo-Selçuk ikilisinden uzun süre sonra yakaladığı en önemli orta alan ortaklığıydı.Ndiaye satıldı. Fernando ciddi sakat... Zirveye oynayan takımlar içinde 4-2-3-1 sistemine göre şu anda en zayıf ikililer Galatasaray'da bulunuyor. Fernando dönünceye kadar Terim bu sorunu çözemezse, Galatasaray sıkıntı yaşar. Terim'in elinde savunmanın önünde oynayacak hafıza kartı en güçlü olan tek isim Selçuk İnan'dır. Bu alanda bana "Hangi ikili birlikte oynamaz?" diye sorarsanız cevabım kesinlikle "Donk-Tolga Ciğerci birlikte oynamaz" olur.. Neden mi? Bu iki oyuncu sadece rakibi karşılar ve mücadele eder.Sakar Tolga sadece çok koşar. Ancak bu ikili etkili uzun top atamaz, kilit pas veremez, oyuna kalite katamaz. Çünkü teknik kapasiteleri, becerileri, oyun zekaları üretmeye yetmez ve bir Selçuk etmez.Tolga ile Donk'un oynaması Galatasaray'ın alıştığımız etkili pas kalitesine de zarar verdi.Fatih Terim'in kulübede Selçuk'u oturtması Galatasaray'ın senkronunu bozdu.Belhanda da olmayınca "Oyunu yönet" anlayışı sadece Feghouli'nin üzerine yıkıldı. Kilit pas atan oyuncunun olmaması özellikle Rodrigues'in etkili bindirmeler yapmasını engelledi. Ayrıca Yasin'in ne oynayacağını kestirmek güç. Rodrigues'in arka direğe yaptığı ortaya Yasin koşacağına Gomis'in alanına depar attı. Oysa Eren Derdiyok Kayseri'de aynı ortayı arka direkte gol yapmıştı.Yasin yerine Eren-Gomis ikilisiyle başlamak daha doğru olurdu. Galatasaray'ın bu yenilgisinde oyuna sahip olamamasının yanı sıra yanlış çıkan 11'in payı çok büyüktü. Terim'in Selçuk ile Konya'da ikinci yarı etkili oynayan Belhanda'yı düşünmemesi Tolga-Donk tercihi Galatasaray'ın yenilgisinde başrolü oynadı. Skor 2-0 olduktan sonra önce Eren'i sonra Belhanda'yı düşünmek geç bir hamleydi. Ayrıca Yasin dökülürken Feghouli çıkmazdı.Dilerim bu yenilgi Galatasaray'da ayakları yere bastırır ve teknik heyetin orta alan tercihlerini bir daha gözden geçirmesini sağlar.
Ligde zirve yarışı yapan Galatasaray, Demir Grup Sivasspor deplasmanında iyi futbol oynamaktan çok uzak kaldı. Maçın başında kornerden gelen topta Ndinga kafayla Sivasspor’u öne geçirdi. Yalnız bu golden önce Galatasaray kalecisi Muslera’nın hatasının da var olduğunu söyleyebiliriz.Sivasspor takım halinde oyuna baskılı başladı. Galatasaray umulmadık basit kaleci hatasına mahkum oldu. Sivasspor ilk 45’te hücumda çoğalırken, savunmada da rakibi Galatasaray’a gol pozisyonu şansı tanımadı. Cim-Bom’un orta sahası yetersiz gözükürken, topu öne çıkarmada bir hayli zorlandı, öyle ki Sarı-Kırmızılılar’ın ilk yarıda rakip kaleye isabetli şutu yoktu.Gary Rodrigues’in sağ kanat akınlarında çıkardığı toplarda Bafetimbi Gomis etkisiz kaldı. Topla pas üstünlüğü ilk yarı Sivasspor cephesinden yanaydı. Durum böyle olunca ev sahibi takım rakibine göre daha üstün göründü. Sivasspor adına kazanılan penaltıyı Kone gole çevirdi, böylece Kırmızı-Beyazlı takımı avantajlı duruma geçirdi. Hemen ardından Sivasspor Emre Kılınç’la bir gol kaçırırken bu oyuncu topu kaleci Fernando Muslera’ya teslim etti. Oyuna sonradan giren Eren Derdiyok kaydettiği golle Galatasaray’ı ümitlendirdi.Aslan bu deplasman maçında bekleneni bulamazken zirve yarışında da eline geçirmiş olduğu avantajı iyi kullanamadı. Zirve yarışı yapan takımlar 20. haftada puan kaybederken, Galatasaray’ın vurdum duymaz oyunu ona umduğunu buldurmadı.Eğer ev sahibi Sivasspor attığı iki golden sonra skoru arttırmaya gitse biraz daha cesaretli olsaydı, bu maçın sonucu Sivasspor lehine çok daha farklı bitebilirdi.Ben bizim büyük takımları anlayamıyorum. Böylesine zirve şansı yakalamışken, en yakın rakibin lider Medipol Başakşehir, Atiker Konyaspor deplasmanında puan kaybetmişken böyle oynarsan Sivasspor karşısında bu sonuca da katlanmak zorunda kalırsın.
Fatih Terim’in meşhur bir sözü vardır... “Kazanmak olay, kaybetmek kolay” diye...Böylesine kritik bir haftada Sivas’ta yapılması gereken tek şey bu maçı kazanıp ‘olay’ olmak, yapılmaması gereken tek şey ise kaybetmekti. Galatasaray olayı değil kolayı, yani kaybetmeyi seçti. Açık yazayım... Geldiği günden beri yaptığı tercihler ve değişikliklerle farkını ortaya koyan Fatih Terim, ilk kez yaptığı ilk 11 tercihiyle beni şaşırttı.Bana göre Kayseri’de Belhanda’yı kulübeye çekip Selçuk’la başlamak ne kadar doğruysa, Sivas’ta hem Belhanda hem de Selçuk gibi iki teknik kapasitesi yüksek ismi oturtup, Donk ve Tolga gibi iki ‘kısıtlı yetenekle’ maça başlaması, bir o kadar yanlıştı.Tamam, hocanın bu zor deplasmanda iki sert oyuncusuyla tabiri caizse ‘taş gibi bir orta saha’ kurgulamak istemesini anlarım. Ancak bu ‘taş gibi orta saha’ oyuncularının, sadece kesen oyuncular olup da oyun kurgulayamayan adamlar olduğunu es geçmesini anlayamam...Tabii hocanın bu tercihi bile, Nagatomo’nun geri pasıyla rakibe korner kazandıran Muslera’nın hediye ettiği o golün açıklayıcısı olamaz, o ayrı... Altıpasa gelen ortaya çıkamayan Muslera dışında, hemen önündeki adama kafa vurduran savunma oyuncularını da boş geçmeyelim. Ve dönelim biz yine ‘taş gibi’ orta sahaya...Donk ve Tolga ikilisi, ilk yarıda topla bir türlü çıkamayınca, iş mecburen geriye gelerek top çıkarmaya çalışan Feghouli’ye kaldı ki, onun da bunu ne kadar başardığı meçhul. Tabii o geriye gelince boşalan forvet arkası ve yine yalnızları oynayan Gomis... Yasin desen iki maçlık yalancı bahar bitmiş. Rodrigues kopuk kopuk geliyor... Mariano’nun ise o meşhur bindirmelerinden zaten eser yok!İkinci yarıya da ‘son şansınız’ diyerek aynı 11’le başlayan Fatih Terim, penaltıdan gelen ikinci gol sonrasında neşteri vuruyor nihayet...Tolga’yı çıkarıp, Eren’i oyuna alarak 4-2-3-1’den 4-4-2’ye dönen teknik adam, 10 numaradan çok 5 numara gibi oynayan Feghouli’yi de kenara alıp Belhanda’yı sahaya sürüyor... Hemen ardından gelen Yasin- Sinan değişikliği ile oyunun dengesi de bir anda değişiyor. Eren’le gelen gol umutları yeniden yeşertse de, maçın kaderini değiştirecek zaman kalmıyor... Sonuç, tabii ki hüsran.G.Saray, 9 puan birden toplayıp şampiyonluk yolundaki rakipleriyle farkı açacağı haftada, bir de üstüne 3 puan birden bırakıyor.Yazının başında dedim ya, Fatih Terim geldiği günden beri ilk kez beni şaşırttı diye...Sanıyorum o da şimdi bu sonuca şaşırıyor. Ne diyelim; kendisinin tabiri ile ‘bu da nazar boncuğu’ olsun artık.NAGATOMOJapon oyuncunun sadece iki antrenmanla maça çıktığını düşünürsek iyi... ‘Beklentileri karşıladı mı’ diye sorarsak, kötü... Yine de Latovlevici’den üstün olduğu kesin.