02.02.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
F.Bahçe ilk 20 dakika çok yüksek tempolu ve presli bir futbol sergiledi. Sağ kanat bindirmelerindeki etkili devamlılık rakibin savunma kurgusunu ciddi arızalara uğratıyordu. Bu bölümde erken skor avantajı yakalanırken iki tane de yüzde yüz gol kaçtı; bir top direkten döndü. Devre ortasından sonra tempo normale döndü. Takım presi ikinci bölgeye geriledi ama yine de bölüm bölüm tehlikeli ataklar F.Bahçe'den geliyordu. Bu bölümde takdir ettiğim Göztepe hocası Kemal Özdeş'in tahmin etmediğin hatasına tanık oldum. Isla ve Dirar çok koşan ve birbirlerini iyi tanıyan bir ikili. Bunlara Mehmet Ekici'den bir artı katkı geleceği belli; bu durumda Özdeş'in rakibin bilhassa en tempolu olduğu ilk yarıda bu bölgeye çok ciddi tedbirler düşünmesi lazımdı. Ama Özdeş tam tersini yapınca bu kulvar yol geçen hanına döndü.İkinci yarı ile birlikte F.Bahçe'nin temposundaki düşme devam ediyordu. Ama birden sahneye Jerome çıktı. Hiçbir şey oynamadığı gibi bir de çok haklı bir kırmızı kart gördü . Bundan sonra da F.Bahçe rahatlayıp ilk yarıdaki etkinliğini sürdüremedi. Yapılan değişikliklerden sonra Jailson-Moses işbirliği ile gelen 2. golle de maça nokta kondu.Fenerbahçe bu galibiyetle artık kara bulutları tamamen dağıtmış oldu. Bence en ciddi sorun santrforda. Çünkü Soldado kaliteli ama fizik gücü otuz dakikalık. Slimani zaten ondan da güçsüz. Moses tanıdığım bir oyuncu. Eğer İstanbul'da güçten düşmezse F.Bahçe'nin çok önemli bir ara transferi olur.Gelelim Ersun Yanal'ın kendisine oyuncular açısından güven kaybettirecek yanlışına: Benzia geldiğinden beri ilk defa iyi oynuyor ve koşuyor. Bu tabloda bir hoca yeni gelen Tolgay'ı oyuna alırken onu çıkarıyorsa bu şu demektir: Senin oynama şansın yok.
“Adam gibi adam” diye kestirme bir iltifat var ya... Bu da “Fenerbahçe gibi Fenerbahçe” işte!Ya da “Adam gibi Fenerbahçe”!Yani, ısıran, arayan, hızlı, tempolu, kafayı çalıştıran ve hiç olmazsa kendi sahasında kimseye teslim olmaya niyetlenmeyen bir takım.Bu kadarı yeter şu acılı Fenerbahçeliler’i mutlu etmeye. Göztepe maçının özelliğine gelince... Ersun Yanal sahadakilerden çok kulübedeki transferlerin merak edildiği maça “az sonra” ünlemiyle çıkarttı takımı. Moses, Serdar, Tolgay yedek, Zajc tribündeydi. Takımın tek yenisi Sadık ki, o da yeni sayılmaz artık.Belki de “farkımı görün” demek istiyordu Hoca... Takımın çehresi ara transferlerle değişmeden, eskiden yerlerde sürünen takımı nereden nereye getirdiğinin altını çizmekti niyeti. Gerçekten de Malatya maçında “test ettiklerini” Göztepe maçının ilk yarısında “standart uygulama” haline getirdi Fenerbahçe... Baskılı tempolu ve akıllı oynadı. Hücumda hızlı, savunmada organizeydi. Ayew ve Benzia bile istekli agresiftiler. Hele Isla ve Dirar’ın uyumu, Mehmet Ekici onlara katıldığında kurdukları üçgenler Kadıköy’de haftadan haftaya yaşanan gelişmenin belgesiydi. Fenerbahçe’de bir gelişme daha vardı ki, o da sevindirici... Erken gelen golden sonra bu kez korkuya kapılmadı Fenerbahçe. Galibiyeti korumak amacıyla geriye yaslanmadı. Tam tersine üç dört dakika arayla Soldado’nun ayağından iki garanti gol daha kaçırdı.Fenerbahçe’nin tek aksayanı Neustadter’di ilk yarı... Hava toplarında başarısız olmaya ve Fenerbahçe savunmasını yumuşatmaya devam etti. Göztepe, top rakipteyken iyi alan daraltan Fenerbahçe karşısında kısa paslarla sonuca gidemeyince uzun toplar denedi ve ilk yarıdaki birkaç pozisyonunu 45 dakika dolmak üzereyken böyle elde etti. Göztepe hocası Kemal Özdeş ikinci yarıya bir devre sarı kart görüp kırmızı kart sınırlarında dolaşmakta ısrar eden Halil’siz çıktı ama bu sefer Sadık’ı sakatlayan Jerome’un direkt kırmızı kartıyla tam anlamıyla şok yaşadı. Deniz’i santrfora koyan Özdeş orta sahadan Alpaslan’ı dışarı aldı ve mağlup durumdaki orta sahası eksik Göztepe artık Fenerbahçe’nin insafına kaldı. Ama Fenerbahçe top yaparak orta alandaki bu üstünlüğünü kullanmadı bir türlü. Tam tersine eksik adamlarının açığını kapatmak için gaza basan Göztepe’den baskı yedi maçın son yarım saatine kadar. Ersun Hoca 60’dan sonra farkı arttırmak adına hem Tolgay hem de Moses’i oyuna soktu ki, bu da Fenerbahçe’nin yeni versiyonuydu. Bir kötü etkisi olabilir, o da oyun dışına alınan Benzia’ya “iyi de oynasan kötü de oynasan 90 dakika yok sana” olması.Jailson’un, 15 dakika boyunca sakat olup olmadığına karar veremeyen Sadık’ın yerine girmesiyle konu geldi herkesin merak ettiği noktaya dayandı...Yeni transferler nasıl?Yanıt direkt kaleyi düşünen, bir kere deneyen ikincisinde ise başaran Moses’in golüydü. Tolgay ise ilk maçında sadece hata yapmamaya odaklandı ve yapmadı.On kişi kalmasına karşı oyunu bırakmayan Göztepe’nin zaman zaman baskısı ve bulduğu pozisyon altında, 2-0’dan sonra kaybedecek bir şeyi kalmaması yatıyordu. Dua etsinler yeni yeni kendine gelen Fenerbahçe böyle fırsatları değerlendirecek kadar organize değil henüz.Fenerbahçe’nin Ersun Yanal elinde eski ve yeni futbolcularla düzelmesi güzel de... Geride kalan yarım sezonda ne derin ve vahim hatalar yapıldığını da ortaya koyuyor bir yandan.
Delicesine, göstermelik bir presle enerji sarfiyatı yapmak yerine iyi yayıldılar. Boş alan bırakmadan rakibe yakın durdular. Topu alınca da genişlediler. Göztepe’nin Serdar Gürler’i kullandığı sağ kanada dönmesini engellediler. Kalabalık tuttukları kendi sağ kanatlarına yönlendirdiler. Ekici, Dirar ve Isla ile yıpratıcı bir pas trafiği kurdular. Bir diğer fark ise Benzia’nın ilk kez vasata yakın bir oyun oynamasıydı. Topa değil etrafına baktı. Tek pas oynamayı başardı. Her seferinde en doğru pası vermedi belki ama yanlışları azdı. İkinci yarıda Yasin’in de oyuna girişiyle Göztepe rakibin hakimiyetini aynı yolla pas yaparak kırdı. Ama eksik kalışları yapabileceklerini sınırladı. 2-0 ise moral törpüledi. Tolgay ve Moses’ın oyuna girişleriyse Fenerbahçe’ye kontra şansını da tanıdı. Maçı da böyle bitirdiler.Gecenin sorusuSadık iyi mi? Çok sert bir faule maruz kaldı ve açıkçası yerden kalkamayacak zannettim. Bir kırıktan korktum herkes gibi. Ayağa kalktı ama oyunu tamamlayamadı. Umarım yükselen sağlam performansı sekteye uğramaz.Maçın starıSezon başından bu yana oynadıkları standartlara bakarsanız göreceli olarak bütün oyuncular için yıldız performansı sergiledi denebilir. Böyle olunca da Ersun Yanal uygulanabilir bir oyun bulduğu için alkışı ediyor. Eğer illa bir oyuncu seçmek gerekirse bu oyuncu tartışmasız Isla. Topal’ın şahane pasına verdiği tepki maçta yaptığı tek şey değildi.Maçın olayıMoses Fenerbahçe’ye hem kontra oynama hem de dikine oyun tehdidi şansı veriyor. Ancak bundan önemlisi Fenerbahçe’nin oyunu manalı pas üzerine kuruşu. 4 pasta bir mutlak ileri oynama niyetinde, Isla’yı sürekli oyuna sokan bir oyun. Bunu ikinci yarıda istedikleri seviyede yapamadılarsa da dağılmadılar da. Gidecekleri yol belli.Kısa mesajÇılgınca bir pres değil. Bu takıma uyan belli ki dünkü aktif pas oyunu. 2 hafta önce 208 isabetli pas yapmışlardı. Geçen hafta 422 dün ise %86 isabetle 501 olumlu pas yaptılar.
ERSUN hoca geldikten sonra Fenerbahçe iç saha maçlarında müthiş bir baskıyla oyuna başlıyor. Bu baskının sonucunda da istedikleri golü erken dakikalarda buluyorlar. Dün akşam da böyle oldu sahanın en iyi oyuncusu İsla'nın getirdiği topta daha 7. dakikada Ayew Fenerbahçe'yi 1-0 öne geçirdi.Sonraki dakikalarda yine bu baskı devam etti. Fenerbahçe iki net pozisyonuna daha girdi. Bundan sonrası Ersun Yanal adına bence büyük bir değişimdi.Çünkü 15. dakikadan sonra bütün takım halinde topun arkasına geçip rakip Göztepe'yi kendi yarı sahalarında karşıladılar.ALKIŞLAR TARAFTARAAlışık olmadığımız bir Ersun Yanal uygulamasıydı. Ama son derece doğruydu. Yeni transfer Moses maç ritmini bulunca özellikle boş alan bulduğunda çok etkili olacaktır.Tolgay hakkında konuşmak için henüz erken. Jailson'un ikinci goldeki çabası "Ben burdayım ve bu takıma girmek için herşeyi yapacağım" der gibiydi. Ama maçın yıldızı Fenerbahçe taraftarıydı.12 numara nihayet geri döndü ve önemli bir güç olduğunu herkese gösterdi.Sonuçta kabus görmemek için kazanılması gereken iki iç saha maçı da kazanıldı. Ersun hoca ve oyuncular yavaş yavaş birbirlerine ısınıyorlar.MAÇIN EN İYİSİ: ISLAŞilili kanat oyuncusu dün çok iyiydi.MAÇIN EN KÖTÜSÜ: JEROMEİyi degildi ve atılarak takımını eksik bıraktı.
Sezon başından beri en iyi maç başlangıcını yaptı Fenerbahçe. Oyuncuların iştahı, yardımlaşması, dikine oynama çabaları ve bunu başarmaları pozisyonlarla beraber erken golü de getirdi.Isla’nın bindirmesi, Soldado ve Ayew’in dokunuşları skoru çabuk getirdi. Benzia, Ekici gibi oyuncuların arkadaşlarını organize ederken topla çok fazla oynamamaları da oyunun coşkusunu artırdı. Eksik kalan tek ayrıntı daha fazla gol bulunamamasıydı.Göztepe tarafındaysa yenilen baskıya karşılık verilememesi çabuk oyuncuların topu önde tutma konusunda iyi olmaması ile doğru orantılı olunca devrede Yasin hamlesi geldi. Ancak Jerome devrenin başında öyle bir tekme atıp kendini attırdı ki Fenerbahçe için maç daha daha kolay hale geldi. Fakat tempo ilk yarıdaki tempo olmayınca Ersun hoca, Tolgay, Jailson ve Moses’la dokunup maçı garantiye aldığı golü hamle oyuncularının organizasyonu ile buldu.Sonuçta Fenerbahçe maça çok iyi başladı, rakibine çok şans tanımadı ve hem 11 hem de kulübedeki hamleleri ile maçı hakederek kazanmayı başardı. Gecenin sorusuSeri gelir mi? Kazanma alışkanlığı, forma rekabeti ile birlikte çok daha kolay kazanılabilir. Fenerbahçe’nin görüntüsü seri yakalayabilecek kadar istekli bir oyuncu grubu olduğunu hissettirdi. Maçın starıErsun Yanal’ın oyun anlayışında en fazla fark yaratan olan ayrıntı beklerdir. Isla, Ersun hocanın istediği bek profiline bürünmüş, müthiş iştahlı ve coşkulu bir maç oynayarak maçın yıldızıydı. Maçın olayıİki hafta önce Bursa maçında 50’den sonra oyundan düşen Fenerbahçe’nin Göztepe maçındaki tempolu oyunu bana göre gecenin olayıydı. Pozisyon sayısı anlamında da mücadele olarak da baskın bir Fenerbahçe vardı. Kısa mesajMoses'ın Fenerbahçe’nin 11’e girmesi çok uzun sürmez. Gol atmasına rağmen Ayew’den çok daha faydalı olabilir
Fenerbahçe rahatlamış... Futbol enteresan bir oyun. Koşu mesafesi teknik kapasite, taktik anlayış tamam da psikoloji çok önemli bir faktör. O kendine güveni olmayan takım gitmiş, iki topu bir araya getiremeyen futbolcular gitmiş yerlerine mutlu ve özgüvenli futbolcular gelmiş. Fenerbahçe geçen hafta da dün gece de oyuna hızlı başladı. Sağdan geldi, soldan geldi ve Soldado, Ayew'e golü attırıverdi. Tabii Göztepe defans oyuncusunun manasız şekilde çizgide kalıyor olması da ofsaytı bozdu ve Fenerbahçe rahatladı. Aslında ilk yarı oyun kontrolü Fenerbahçe'de olsada Göztepe iyi direndi. Bu arada tabii ki kaleci Volkan'ın da iki önemli top çıkardığını söylemeliyiz. Kırmızı karta kadar direnen Göztepe, kendi oyuncusunun amatörce, hunharca yaptığı hareket sonrası 10 kişi kalınca bütün kontrol sarı-lacivertlilere geçti. Atak üstüne atak yaptığı anlardan birinde de Jailson-Moses ortaklığı Fenerbahçe'ye maçı garantileyen golü getirdi. Şunu ilk defa söyleyeyim, Comolli, Comolli olalı bir fare tutmuş... İlk emareler Moses'ın Fenerbahçe'ye çok faydalı olacağı yönünde. Zaten Chelsea'den gelmiş kariyeri belli bir oyuncu ama her kariyeri yüksek oyuncu Türkiye'de başarılı olur diye bir kural da yok. Ama Moses, ruhen de bize uygun gibi görünüyor. Dün gece aldı götürdü, Jailson'a bıraktı o da kesip Moses'a 'Al da at' dedi.Sonuçta; Fenerbahçe mutlu herkes huzurlu... Ben hakem Suat Arslanboğa'yı beğendim. Kırmızı karttaki kararı kesinlikle doğru, oyuncu ilişkileri ve kural uygulaması çok iyi.
Üç maçtır aynı senaryonun, patinaj yapan hatalarıyla, neredeyse tüm maçı oynadılar. Yapmaları gerektiğinden uzak, yeteneklerinin farkında olmadan, kendilerine bir oyun aklı yaratmadan, rakibin baskısı altında "yapamayanlar" grubu gibilerdi.Fransızlar; "İyi biten her şey iyidir" diyerek geçiştiriyorlar böyle durumları. Bursa'nın, Malatyaspor'un ya da Göztepe'nin önde yaptığı baskıyı aşabilecek pas köprüsü de kuramadan, baskı altında olmadıkları anlarda bile topla barışamadılar. Pazartesinin hayal kırıklığını (Benzia) cuma günü yeniden tahtaya yazmak, muhtemelen teknik bir karar değil.Sağ kanat organizasyonu ile Malatyaspor'u çaresiz bırakmışlardı, Göztepe'yi de buradan geçtiler. Pazartesinin kazanımlarını, bu maça yansıtmak, rakibi pozisyonsuz bırakmak bu maçın önemli notlarındandı. "Koş" deyince uğraşan ama "yap" dediğinizde ayarları şaşan bu kadronun 1-0'ı yakaladıktan, rakip 10 kişi kaldıktan sonra bile, direksiyona geçememesi, zaten bu sezonun "kanser" objesi. Tolgay'ın oyuna girmesi ile top öne doğru daha etkili taşınmaya başladı. Bir oyuncu, bir fikir ve birçok cesaretli koşu. Birden bire "al topu, ver geri" dönemi, Benzia ile birlikte sahanın dışına çıktı.Moses ve Tolgay'ın tribünlerde yarattığı heyecanın üstünde Zajc gibi dikine oynamayı tercih eden bir oyun karakteri de eklendiğinde, sahadaki "ağır çekim zekalar" da olmayacak. Daha kaliteli, tehdit eden bir tarzı beklemeliyiz.Fenerbahçe yedeklerine baktığınızda forma rekabetinin boyutunu da hesaplarsınız. Bu rekabetin doğru yönetilmesi, Fenerbahçe'yi sezonun kararını verecek "Ligin ağabeyi" rolüne tekrar taşıyabilir.
YENİ Malatya galibiyetiyle öz güven kazanan Fenerbahçe, Göztepe maçına taraftarının desteğiyle etkili bir giriş yaptı.Sarı-Lacivertliler özellikle Isla- Dirar ile sağ kanattan çok etkili ataklar geliştirdi ve Göztepe'yi sahasına hapsetti. Fenerbahçe etkili oyunun karşılığına da 7. dakikada bulduğu golle aldı.Kanarya ilk yarıda çok sayıda pozisyona girdi ama farkı açamadı. F.Bahçe için dün gecenin tek olumsuz yanı hücumda atakları sonlandırmada sorun yaşamasıydı.Şunu gördük ki; Fenerbahçe yavaş yavaş oyununu oturtuyor ve yükelişe geçiyor.MOSES GÖZE GİRDİSezonun ilk devresindeki facianın izlerini silmeye çalışan ve toparlanma sürecinde olan Sarı- Lacivertliler dün geceki oyunu ile taraftarına umut verdi. Taraftarlar da takımlarına 90 dakika boyuncu destek vererek bir bütün olduklarını gösterdi. Fenerbahçe'nin yeni transferlerinden Moses, Göztepe'ye attığı golle göze girdi. Serdar Aziz ve Tolgay Arslan'ın da takıma adapte olmasıyla Sarı-Lacivertliler çok daha iyi olacaktır. Hakemin Göztepeli Jerome'u kırmızı kartla oyun dışına göndermesi doğru karardı. Sadık'ın ise oyuna sakat sakat devam etmesi yanlıştı.MAÇIN EN İYİSİ: DIRARÇok diriydi. Takımına büyük katkı verdi.MAÇIN EN KÖTÜSÜ: HALİLGöztepeli oyuncu sahada yoktu.
Kim demiş “sürat felakettir“ diye... Fenerbahçe maça öyle hızlı bir başlagıç yaptı ki, ilk çeyrekte bir gol attı, kaleci Beto kelimenin tam anlamıyla “mucize” bir kurtarış yaptı ve Soldado’nun bir şutu üst direkte patladı... Fenerbahçeli her futbolcu bu ilk çeyrekte 100 metreci atlet gibiydi... Sadece koşmakla kalmadılar, çok etkili işler yaptılar... Sadece bu ilk 15 dakikada attıkları 6 şutu, bu sezon bazı maçlarda göremedik bile...Fenerbahçe’nin bu kadar iyi görüntü verdiği dakikalarda sağ kenarda İsla ve Dirar çok etkili oldular... İsla “sular seller“ gibi aktı... Dirar ile birlikte sağ kanadı “paramparça” ettiler... Bu Dirar’ı koca bir ilk yarı boyunca “hangi akıl” kadro dışı bıraktı, çok meraktayım... Ancak sağ kanadı “yarış pisti“ gibi kullanan Fenerbahçe “sol şeritte“ hiç görünmedi... Fenerbahçe için en önemli kazanım “teslimiyetçi bir ruh halinden”, isyankar bir yapıya doğru yol almasıydı... Bu isyanda İsla, Dirar ve özellikle sakatlanıp çıkana kadar Sadık başroldeydi... Sadık yeni bir Fenerbahçeli ama, müthiş bir sahiplenme duygusuyla oynuyor... Zaten seyirci bunun farkında... Sadık boşuna en büyük alkışı alanlardan biri olmadı... Şimdi Serdar Aziz gibi önemli bir stoper geldi, Skrtel dönecek, umarım Sadık’ı sahada görmeye devam ederiz... Sadık’ın Jerome’dan çok ağır bir taban yemesine rağmen, ısrarla oyuna devam etmek istemesi bile iyi niyetinin, sahiplenme duygusunun çok çarpıcı örneğiydi... Jerome çıkan kırmızı, belki de Hakem Suat Aslanboğa‘nın en doğru kararıydı...Fenerbahçe’nin birinci golünde ilk pasta ofsayt var mıydı, VAR’a gidilebilir miydi? Castro’nun Benzia‘nın göğsünde patlayan tabanı sarıdan kırmızıya döner miydi? Mehmet Topal‘a çıkan sarı ne kadar doğruydu? Bütün bunlar çok ciddi tartışılabilir...Fenerbahçe ilk yarıya bu kadar yüksek tempoyla başlayınca, geride kalan maçları aklıma geldi ve “acaba ikinci yarıda motor yakar mı“ diye düşünmedim değil... Ancak hem Fenerbahçe‘nin fizik kalitesi herşeye rağmen her maçta biraz daha yükseliyor, hem de Jerome‘un daha ikinci yarının başında takımını bir eksik bırakması Fenerbahçe‘nin ekmeğine yağ sürdü...Moses belli ki iş yapacak... Ancak sol savunmanın önüne, aynı sağdaki ikili İsla - Dirar gibi bir ikili oluşturmak gerekiyor... Soldaki bu oyuncu, yani ön oyuncu Ayew değil... Kadroda da şimdilik böyle bir oyuncu görünmüyor...Fenerbahçe takımına Ersun Yanal‘ın elinin değdiği belli oluyor... Yeter mi, asla yetmez... Ama “Sevda zindanlarında” aylardır güneşe hasret kalan Fenerbahçe seyircisini bu kadarı bile coşturmaya yetti... Sonuçta, Fenerbahçe sağ kanattan İsla - Dirar ile kurduğu oyunu, üstelik gol yemeden sağ salim bitirdi ...