Türkiye Futbol Federasyonu için çok zorlu bir dönem... Öyle konularla baş etmeleri gerekiyor ki, bazı durumlarda yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal misali... Mesela; şu koronavirüs salgınında ligleri devam ettirebilmek... Kolay değil... 145 takım ve onların yüzlerce futbolcusu, teknik adamı, personeli var. Bunların hepsini düşünmesi gereken yer de TFF... Haftaya başlarken, bir anda Kovid-19 belası karşımıza çıktı, Antalyaspor az daha sahaya çıkamayacaktı. Ancak operasyon sırasında yapılanlar doğru mu yanlış mı ayrı konu... TFF ne yapacaktı? İlk senaryoya göre kafilenin neredeyse tamamı pozitif çıktığı için maçı erteleyecekti. İlk iki testte aynı çıkınca, üçüncü bir teste ihtiyaç duyuldu. TFF'nin sağlık protokolünde, sağlık kurulunun tavsiyelerinde böyle bir uygulama yoktu. Daha sonraki testler (3. ve 4.) negatif çıktı. Bunların hangisinin doğru olduğunu nasıl bilecekti? Onlar negatif olanlara inanmayı tercih etti! Son olarak da Beşiktaş yeni bir test istedi. Haksız mıydı? Yarın bir Beşiktaşlı pozitife dönse, TFF bu sorumluluğu alacak mı? Antalyaspor bu ortamda sahaya çıkması bile başarıydı; oldu. Sadece Süper Lig mi? İşte size 2. Lig'de ertelenen Bayburt Özel İdarespor-Elazığspor maçı... Bayburt Özel İdarespor'da 16 futbolcu, 3 antrenör ile 4 kulüp çalışanında koronavirüs tespit edildiği söylendi. Onlar da 2, hatta üçüncü testten geçti mi? Ya Bayrampaşa-Siirt İl Özel İdaresi müsabakası... Siirt ekibinde 8 oyuncuda koronavirüs tespit edilmiş. Eeee, sahaya çıkacak oyuncu sayısı 14'ün altına düşmemiş ki... (Ya da biz öyle biliyoruz. Çünkü kulübün resmi açıklamasında 8 oyuncunun pozitif olduğu belirtildi.) TFF ne olursa olsun yaranamayacağına göre, bence en doğru karar; talimatların işletildiği karar... Öyle değil mi? Futbolun uzun yıllar içinde olanlar, Vefa Stadı'nın ve Karagümrük'ün özelliğini daha iyi bilir. O, zamana meydan okuyan kulüp neler yaşamış, neler geçirmiştir. Kimler gelmiş, kimler geçmiştir. İstanbul'un gediklisi olan bu kulüp, bugün Süper Lig'de... Hem de inanılmaz bir süratle yukarıya çıktı. Asansörle bile denmez; füzeyle... Bir kulüp için yönetimin ne kadar önemli olduğu kırmızı-siyahlıların kılcal damarlarında gizli... İşi bilmenin ne kadar değerli olduğu Karagümrük'ün bu yapısında saklı... Bir dönem profesyonel yöneticilik yapan Süleyman Hurma, bugün Karagümrük'ün başında... Belki lig için henüz çok erken ama, ilk iki hafta sonunda taş gibi kurulmuş bir takım, bir o kadar mücadeleci bir ekip ve isabetli transferleri var. Eeeee ne demişler, iş bilenin kılıç kuşananın... Ders olsun. Bugün bir, yarın iki... O kadar çabuk imha ediyoruz ki her şeyi... Ligin başlamasından henüz iki hafta geçti, hemen asmaya kesmeye başladık. Fenerbahçeli; Valencia ile Frey'i karşılaştırmaya başladı, bir beraberlikte Thiam sorgulandı, herkesin Gelsin dediği Erol Bulut'un seçenekleri sorgulandı. Başakşehir'i zaten gömdüler, üstüne toprak da attılar. Evet kötüler... Evet iyi başlamadılar ama bir bekleyin bakalım. Geçen yılki gibi dönüşü olacak mı olmayacak mı? Beşiktaş'ta ise gündem; Halil Umut Meler'di. Kurban gerekiyordu, verildi! Trabzonspor için durum farksız değil... Sörloth sendromunun etkileri kendisini öyle gösteriyor ki... Ama varsa yoksa Newton... Adamın kupa alıp almaması, biraz sabrı hak edip etmemesi hiç önemli değil... Gitsin Eddie Newton, gelsin Abdullah Avcı... Sanki hepsi birbirinden farklı... Aceleci milletiz vesselam... Ve de doyumsuz... Beşiktaş maçının hemen sonrası... Antalyaspor, beraberliğin mutluluğunu Gökdeniz üzerinden yaşarken, 18-19 yaşındaki genci göklere çıkarmak için hazırlanırken, Podolski'den ders gibi sözler... Adam Durun bakalım diyor, Daha ilk maçı ve henüz bir gol attı diyerek genç bir yıldız adayının sönmesini engelliyor. Alman oyuncunun bu söyledikleri Gökdeniz'i küçümsemek değil, önemsemek... Zaten hiç kimse Gökdeniz'in futbol yeteneğini elinden almıyor, kendine olan güveninin takdirini bırakmıyor. Sadece, Ayakları yere bassın istiyor. Yoksa böyle ne Gökdenizler kurban verdik. Daha ligin ikinci haftasında hakem konuşulmaya başladı. Kaybederken konuşmak kolay... Yarın kazandığınızda eleştirebilecek misiniz? Ya da eleştirebiliyor musunuz? Bazı ekran gülleri için en güzel şeydir konuşulmak... Küfür bile yeseler, onlar etkileşimlerine bakarlar. Onlar aslında gazeteci bile değildirler. Yarın bakarsınız; Şevket Çoruh'un kavuğuna talip olabilirler! Twitter aleminde bazen o kadar güzel eleştiriler oluyor, öyle güzel iğnelemeler oluyor ki; hayran olmamak elde değil. İşte Fenerbahçe-Hatay maçını yöneten Ümit Öztürk ile ilgili bir örnek: Ümit Öztürk utanmasa Hatay'ı Suriye'ye geri verecek. Yalan mı? HAFTANIN TAKIMI: Galatasaray, HAFTANIN FUTBOLCUSU: Taylan (Galatasaray), HAFTANIN TEKNİK DİREKTÖRÜ: Ömer Erdoğan (A. Hatay) Ramazan (Kasımpaşa) Necip (Beşiktaş) Zukanovic (Fatih Karagümrük) Pablo Santos (A.Hatay) Saracchi (Galatasaray) Taylan (Galatasaray) Belhanda (Galatasaray) Gradel (DG Sivasspor) Adem Büyük (Malatya) Bareiro (A.Alanya) Carius (Kasımpaşa) Haftalık net canlı iddaa kaybına %10'a varan iade! Maç listesini görmek için buraya tıklayın!