31.10.2020 - 09:55 | Son Güncellenme:
Trabzonspor’da geçen sezon Sörloth, Sosa ve Novak Süper Lig’de toplamda 40 gol atmıştı... Sörloth, 24 golle kral koltuğuna oturdu, artı 9 asiste imzasını koydu. Sosa 9 gol attı, 7 asist yaptı. Novak’da 7 gol kaydedip, 1 asist ile oynadı.
Üçü de başka takımlara, yelken açtılar, yerleri ise hala bom - boş ! Özellikle Sörloth, bir golcüden daha fazlasıydı, Trabzonspor için. Afobe, o boşluğu doldurur mu, çok zor! Neyse ki Nwakaeme var, sadece goller atmıyor, hücumda müthiş işler yapıyor. O olmazsa, bırakın Bordo - Mavili ekip hücuma çıkmayı, inanın pozisyon üretemez, pozisyon! Bu olumsuzluklara teknik adam tartışmalarını da eklemek de yarar var. Newton diken üstünde, yani kalıcı değil, gitti, gidecek, eli kulağında!
İşin özeti, belli ki yük bir kaç oyuncunun omuzlarında olacak bu sezon... Biri oyunu sürekli rakip alana yıkan Nwakaeme, Abdülkadir Ömür, diğeri ise kaleci Uğurcan’dır. Ya kurtardığı net pozisyonlara ne demeli? Koca Trabzonspor, kalesinde sayısız tehlike yaşıyorsa ki öyle, varın savunmanın ve Trabzonspor’un fotoğrafını düşünün! Tempo, üst seviyede... Mücadele derseniz kora- kor, keyifli, heyecanlı. Ve de bol gollü bir ilk yarı... İki takımın da ofansif oyun anlayışı mücadeleye kalite getiren en büyük faktör idi.Kasımpaşa’yı kutlamak gerekir, deplasmanda Trabzon’a kafa tutmak kolay mı?Nitekim 8’de Tirpan uzaktan nefis vurdu, gol perdesini açtı.
Bordo - Mavili ekip, bu müthiş golden sonra bocaladı, taaa ki 23.dakikaya kadar.Top bir o kalede bir bu kalede...Ve savunmadan kopup gelen Serkan, Nwakaeme’nin asistini 23’de gole çevirdi, skoru eşitledi.Trabzonspor’u sırtlayan, her alanda takımına destek veren Nwakaeme sahne aldı, 31 ve 38.dakikalarda attığı gollerle farkı ikiye çıkarırken, takımına da moral aşıladı.Gelin görün ki, pes etmeyen, sürekli fırsatlar kovalayan Kasımpaşa, kanatları çok iyi kullandı, pozisyonlar da üretti. Nitekim, 41’de Yusuf Erdoğan tecrübesini konuşturdu, farkı bire indirdi. Kasımpaşa ikinci yarıya yine baskılı başladı, pozisyonlar üretti, Hodziç ve Koita (2) bunları golle taçlandıramadı. Nitekim Serkan 58’de Hodziç’i indirdi, karar penaltı, Aytaç kullandı, Uğurcan geçit vermedi.
Ve Dk.87... Hadergjonaj cezaalanı dışından vurdu, Edgar’ın ters vuruşunda top Uğurcan’ın müdahalesine karşın filelere gitti.Eee penaltı kurtar, o kadar net gollük pozisyonları çıkar, gel arkadaşının hatasına teslim ol!Ve son sözü Koita söyledi... Doksan artı üçte, cezaalanı yayı üzerinde topu göğsüyle yumuşattı, döndü vurdu, top filelerle kucaklaştı.Maçın genelinde iyi ve de baskılı oynayan, topa sürekli sahip olan, üreten, kaçıran ancak pes etmeyen Kasımpaşa bu galibiyeti hak eden taraftı.
Hafta arası dalgalı geçti; teknik adam arayışları falan filan... Sonuç; devam! Kadro mühendisliğinde büyük bir arıza yapılmışsa, dünyanın en iyi teknik adamını da getirseniz, kısa sürede çok şeyin değişmesini beklemek hikâyeden ibarettir. Zira futbolda esas olan sürekliliktir.Dememiz o, Trabzonspor’da sıkıntılar daha da büyüyeceğe benziyor. Giden oyuncuların yerine aynı kalitede isimlerin alınmaması, transferlerin zamanında yapılmaması, uyum sorununu da hesaba katarsak, sakat ve hasta oyuncuların olması, onca oyuncu alınmasına karşın orta saha başta olmak üzere sorunların devam etmesi; olumsuz saha sonuçlarındaki en büyük etken!Yeri gelmişken, teknik adam değişikliği olacak ise göreve getirilecek kişinin ismi gündeme geldiğinde camiada yaratacağı havayı, oluşturacağı güven dalgasını da dikkate almak gerekir!Maçla ilgili yazacaklarımıza gelince...
Düşünün, karşılaşmaya top ayağınıza değmeden mağlup başlıyorsunuz. 23. dakikaya, bir diğer ifadeyle Trabzonspor genç Serkan’ın ayağından golü bulana dek, ne oynadığını bilen oyuncu yoktu sahada. Beraberlik golünden sonra adeta oyuna ve de skora isyan eden bir adam çıktı sahneye, Trabzonsporluların ‘bay beyin’ dedikleri Nwakaeme, tek başına sırtladı, attı, attırdı ama o da galibiyete taşıyamadı takımını.
Yağmur gibi goller sonrası Kamil Ahmet’in çıkarken kaptırdığı top Kasımpaşa’yı oyunda tutup moral vermişse, Uğurcan’ın kurtardığı penaltı da Trabzonspor’da benzer etkiyi yaptı ama ilk golde hata yapan Edgar’ın kendi kalesine attığı gol ve devamında Koita’nın golüne engel olamadı Uğurcan! Öyle ya ne yapsın Nwakaeme ve Uğurcan, onlardan da bir yere kadar! Bir yıl evvel şampiyonluğa oynayan takımın geldiği-getirildiği noktaya bakın, inanılır gibi değil. Onca hatayı yaptığınız zaman futbol affetmiyor, dün gece Kasımpaşa’nın affetmediği gibi…
Orta alanda ‘güçlü isim’ eksikliği yine maça damga vurdu denilebilir. Başlangıcı kötü, bitirişi ondan da kötü Trabzonspor’un kayıp hanesine bir yenisi daha eklendi. Değişim kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor, ilk çare bu açıkçası..
Şiddetle puana ihtiyaç duyduğunuz bir karşılaşmaya adeta fırtına gibi başlamanız beklenir... Öyle olmadı. Şiddetle puana ihtiyaç duyduğunuz bir karşılaşmanın son bölümlerini de fırtına gibi olamasa da doğru oyunla bitirmeniz beklenir... O bölüm de öyle olmadı. Beklentilerden aşırı uzak bir başlangıç ve beklentilerden aşırı uzak bir bitiriş yaptı dün gece Trabzonspor... Rakibin oyununu gerek maç başında, gerekse maç sonunda bu denli kabul edişlerin sonunun hüsran olmaması sadece mucizevi bir durum olabilirdi, haliyle öyle olmadı.
Trabzonspor’da yediği ilk gol sonrası sadece oyuna değil sonuca da reaksiyon beklentisi olsa da; yine baskı altında geçirilen uzun sayılabilecek dakikalar yaşandı... Uzunca süre sahada Trabzonspor yoktu denilebilir. Oyun kurmakta zorlanan, sürekli geriye oynayan, rakibin ön alan baskısını bir türlü kıramayan Trabzonspor’un Serkan’la gelen golü ve oyunun çehresinin bir anda değişmesi maça dair ilk notlardı.
Trabzonspor için adeta orta alansız bir oyun, dirençsiz bir oyun ve sonrasında tüm inisiyatifleri eline alan Nwakaeme’nin sahneye çıkışı... Attığı, attırdığı goller ve rakip defansın tüm dengesini tek başına bozan estetizmi ile Trabzonspor bir anda 3 gol buldu dersek abartılı yorum yapmış olmayız. Sahada NWakaeme harici bir Trabzonspor mevcudiyetinden bahsetmemizin önüne açıkçası Uğurcan Çakır’ın penaltı kurtarışı ve sonrasında uzun süre oyunu tutan kurtarışları geçti denilebilir. Haftalardır, bireysel olarakonun da çok fazla ihtiyacı olduğu apaçık belli olan o penaltı kurtarışı ile adeta Uğurcan Çakır adeta kalan bölümlere takımı adına damgasını vurdu.
Ancak başta da bahsettiğim; hatta koca bir transfer döneminde hem yazıp hem konuştuğumuz, bahsettiğimiz orta alanda “güçlü isim” eksikliği yine maça damga vurdu denilebilir. Başlangıcı kötü, bitirişi ondan da kötü, ilk kurgusu kötü, müdahalelerle son kurgusu yetersiz Trabzonspor’un kayıp hanesine bir yenisi daha eklenmiş oldu. Değişim kaçınılmaz bir gerçek olarak, bugünün konusu olarak karşımızda duruyor, ilk çare bu açıkçası...