12.10.2015 - 11:51 | Son Güncellenme:
Dünya futbolunun en iyi "10 numaraları" arasında adını tarihe yazdıran birçok önemli yetenek bulunuyor. (AA)
Futbolda sistemlerin gelişmesi ve temponun yükselmesinin ardından "klasik tarzda" 10 numaralı formayı giyen futbolcuların takımlarına sağladığı katkılar her ne kadar tartışmalara yol açsa da futbolseverlerin gönlünde taht kuran birçok isim yer alıyor.
Günümüz futbolunun "modern" stiline uyan 10 numaraları arasında gösterilen Barcelonalı Lionel Messi ise üstün performansla rakiplerinden sıyrılıyor.
Kariyeri boyunca giydiği Barcelona formasıyla çıktığı 492 karşılaşmada 418 gol ve 191 asistle takımının 7 lig ve 4 UEFA Şampiyonlar Ligi kupası kaldırmasında başrolü oynayan Arjantinli yıldız, FIFA Altın Top ödülünü 4 kez üst üste kazanan tek futbolcu olarak da dikkati çekiyor.
Birçok futbol otoritesi tarafından günümüz futbolunda yeşil sahaların en iyi oyuncusu olarak gösterilen Lionel Messi, yeteneği ve oyun tarzıyla sıkça kıyaslandığı Arjantinli eski yıldız 10 numara Diego Maradona'nın da halefi olarak gösteriliyor.
Profesyonel futbol kariyeri boyunca Argentinos Juniors, Boca Juniors, Barcelona, Napoli ve Newell's Old Boys takımlarında forma giyen Maradona, Arjantin'in 1986'da müzesine götürdüğü Dünya Kupası'ndaki üstün performansıyla adını tüm dünyaya duyurdu.
Turnuva'nın çeyrek finalinde "Tanrı'nın Eli" adını verdiği golüyle tartışmaları da beraberinde getiren 10 numaralı yıldız, aynı maçta topu 60 metre taşıyarak ve 5 kişiye çalım atarak fileleri havalandırdı. Arjantinli yıldızın bu golü, 2002'de FIFA tarafından yapılan oylamada "yüzyılın golü" seçildi.
Barcelona'nın 5 milyon, Napoli'nin ise 6,9 milyon sterlin bonservis bedeliyle kadrosuna katmasıyla dünyada 2 kez transferde bonservis bedeli rekoru kıran tek futbolcu konumundaki Diego Marodona, kariyerinin en parlak dönemini ise Napoli formasıyla yaşadı.
İtalyan temsilcisinin 1987 ve 1990'da şampiyonluk yaşamasında gösterdiği performansla büyük pay sahibi olan Arjantinli yıldız, futbol kariyerinin sonlarına doğru yaşadığı uyuşturucu problemiyle de adından söz ettirdi.
Futbolcu fabrikası ülkeler arasında yer alan Brezilya'nın dünya futboluna armağan ettiği Ronaldinho ise kıvrak çalımları, üstün oyun zekası ve sempatik tavırlarıyla bir dönem yeşil sahalara damga vurdu.
Brezilya'nın Gremio takımından 21 yaşında Fransa'nın Paris Saint-Germain'e (PSG) transfer olduğunda Avrupalı futbol devlerinin dikkatini çeken "Sambacı", 2003'te Barcelona'ya transfer olduğunda ise kariyerinde zirve yaptı.
Katalan temsilcisinde Nou Camp Stadı'ndaki beş yılında 145 maçta attığı 70 golle takımının 2 La liga ve Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanmasında kilit rol oynayan Brezilyalı futbolcu, iki kez dünya ve bir kez Avrupa'da yılın futbolcusu oldu.
Fransız futbol tarihinin en yetenekli yıldızları arasında gösterilen Zinedine Zidane ise yüksek top kontrolü ve tekniğiyle 1990 ve 2000'li yıllarda adından söz ettirdi.
Bordeaux'dan Juventus'a 1996'da transfer olmasıyla Avrupa futbolun öne çıkan futbolcuları arasına giren "Zizou" lakaplı Cezayir asıllı yıldız, Juventus'taki ilk iki sezonunda şampiyonluk sevinci yaşadı.
Fransa'da 1998'de düzenlenen Dünya Kupası'nın final maçında Brezilya'ya iki gol atarak ülkesi tarihinin tek dünya şampiyonluğuna ulaşmasını sağlayan Fransız futbolcu, 2001'de döneminin dünya rekorunu kırarak 75 milyon avro bonservis bedeli karşılığında Real Madrid'e transfer oldu.
Milli takım formasıyla 108 maçta 31 gole imza atan ve Real Madrid'te bir La Liga ve Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşayan Zidane, üç kez de FIFA tarafından yılın futbolcusu seçildi.
"Karpatların Maradona'sı" olarak futbol literatürüne adını yazdıran Gheorghe Hagi ise 1980 ve 1990'lı yıllarda sergilediği performansla Avrupa'nın en iyi orta saha oyuncuları arasında yer aldı.
Uzak mesafeden attığı sert ve isabetli şutlar ve yüksek oyun zekasıyla rakiplerinden ayrılan Rumen futbolcu Steaua Bükreş, Barcelona, Real Madrid ve Galatasaray gibi takımlarda forma giydi. Romanya Milli Takımı'nda 137 karşılaşmada 35 kez ağları sarsan Hagi, ülkesinin federasyonu tarafından son 50 yılın en iyi futbolcusu seçildi.
Galatasaray'da forma giydiği 1996-2001 sezonları arasında 4 lig, bir UEFA Kupası ve UEFA Süper Kupası kazanarak Türk futbolseverlerin en sevdiği yabancı oyuncular arasına adını altın harflerle yazdıran Hagi, futbol kariyerinde çıktığı 516 maçta ise 237 kez fileleri havalandırdı.
Kariyerine Brezilya Ligi'nin o zamanların en iyi takımlarından Santos'ta başlayıp ve yine ünlü bir kulüp olan Cosmos'ta bırakmıştır. Futbol tarihinde en çok gol kralı olan futbolcudur. Cosmos forması ile bir sezon boyunca ligde 52 kupada 12 gol kaydederek "en fazla gol atan gol kralı" olarak futbolu bırakmıştır.
Dünya'nın gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından biri olarak kabul görmektedir. 3 kere, Dünya Kupası'nı kazanan takımda yer almıştır. İlk dünya şampiyonluğunu 1958 yılında yaşadı. Futbol kariyerinde 1281 gol atarak kırılması çok zor olan bir rekora imza atmıştır. Bununla beraber Pele, kariyeri boyunca 6 defa bir maçta 5'er gol kaydederek ayrı bir başarıya daha imza atmıştır. 30 defa da bir maçta 4'er gol kaydeden Pelé tam 92 maçta da hat-trick yapmıştır.
Nijerya Pelé'nin maçını izlemek için Biafra ile yaptığı savaşta 2 günlük ateşkes ilan edilmiştir.Bir başka olayda Brezilya Ligi'nde oynanan bir maçta Pelé'nin oyundan atılması sonrası taraftarlar isyan etmiş ve hakemi zor durumda bırakmıştır. Bunun üzerine Pelé 15 dakika sonra oyuna tekrar dönmüştür. Bu olayda en dikkat çeken şey ise hakem hakkında hiçbir cezai işlem uygulanmaması hatta hakemin takdir edilmesidir.
Pele, FIFA Ballon d'Or Prix d'Honneur ödülünü ilk kez alan oyuncudur.