18.09.2012 - 09:51 | Son Güncellenme:
Diyorlar ki; “Fernandes sabaha kadar geziyor, uyumuyor, kendine bakmıyor... “İyi güzel de, adam sahada basmadık yer bırakmıyor. Çatır çatır mücadele ediyor. Kafa topuna sıçrıyor. Tekmeye kafa uzatıyor. Peki aynı Fernandes, sabaha kadar uyusaydı bunların hiçbirisini yapmasaydı? O zaman iyi çocuk mu olacaktı? Futbolcu sahada diri olduğu, iyi oynadığı müddetçe eleştirilemez. Ne zaman sallanır, o zaman haliyle eleştirilir.Quaresma için, “Kendine çok iyi bakar. Evden çıkmaz” diyorlardı. Ama aynı Quaresma’yı sahada göremedik. Bir de şu var, Fernandes’i diğer oyuncular seviyor. Etrafında birleşiyorlar. Zaten olayın püf noktası da burada. Gerisi hikaye. Bir olayda sevgi varsa, başarı gelir.Beşiktaş, çatır çatır mücadele ediyor. Çok koşuyorlar, daha da önemlisi sahanın her yerinde rakibe basıyorlar. Elazığspor, 20-25 dakika bu baskıya cevap verdi. “Eğer”, dedim, “Maç sonuna kadar böyle giderse, çok güzel bir karşılaşma olacak.” Ama belli bir noktadan sonra onların da gardı düştü.Yalnız, 26. dakikada Kuddusi Müftüoğlu’nun yaptığını yazmadan geçemeyeceğim. Elazığ hücumunda, Sivok rakibini ceza alanı içinde çekerek düşürüyor. Hem penaltı, hem de kırmızı kart. Çok net bir pozisyon. Kuddusi de bunu çalacak yürek olabilseydi, maç bundan sonra ne olurdu? Veya yorumu ters çevirelim... Hakem maça tesir etti mi? Cevap, köküne kadar. Aynı Kuddusi, 90 artıda futbolcular birbirine vururken, arkasına bakmadan maçı devam ettiriyordu. Sevgili Kuddusi, fazla ısrar etme. Bu futbolculara da takımlara da yazık olmasın. Yeter artık. Nokta koy. Gençlerin de önünü aç.Son sözüm Beşiktaş seyircisine. Forması için mücadele eden, heyecanlı, tekmeye kafa sokan bir takımınız var. Fena da futbol oynamıyorlar. Ama siz stadı boş bırakıyorsunuz. Demek ki siz, çalışandan yana değilsiniz. Veya içi boş, kof ama ismi büyük takım istiyorsunuz. Yani bu takıma yazık ediyorsunuz. Şu anda Beşiktaş, milyonlarca Euro verilerek kurulan Fenerbahçe’den çok daha fazla seyredenlere heyecan veriyor.Hürriyet
Beşiktaş, puan ve mücadele açısından lige çok iyi başladı. Fakat ne kadar iyi mücadele ederlerse etsinler, ne kadar koşarlarsa koşsunlar, kalite ve yaratıcılık sorunları devam ediyor.İlk yarıda Elazığspor'u göbekten açmaya çalıştılar. Üstelik bu yarıda orta saha oyuncularının hücumu besleyememeleri, Batuhan'ı çok yalnız bıraktı. Oysaki ilk yarıda Batuhan, ikinci yarıda da Almeida gibi yüksek toplarda çok başarılı hücumcularınız varsa mutlaka kanatları çok iyi kullanmalısınız. Bunu Beşiktaş ilk yarıda yapamadı, fazla da yapacak bir kalitesi yoktu.İkinci yarı ise maçı koparttı aldı. Bunun en önemli nedeni pek tabii ki duran toplar. İki duran top iki gol getirdi. Önce kornerden gelen topu Necip, sonra da yine bir serbest vuruştan Sivok'la Elazığspor'u bitiriverdiler. Üstelik iki ortayı da yapan Beşiktaş'ın tek yaratıcı oyuncusu Fernandes'ti. Peki Beşiktaş'ın hiç mi olumlu yönü yok...Pek tabii ki var. Öncelikle kaytaran, ya da konsantrasyon eksikliği yaşayan hiçbir oyuncusu yok. Herkes kanının son damlasına kadar mücadele ediyor. Üstelik top kaybedildiğinde de herkes topun arkasına geçip takım savunmasında yardımcı olmaya çalışıyor. Ama zaten Beşiktaş'ın bunları yapması da çağdaş futbolun gereği.Elazığspor, beni çok şaşırttı. Küme düşmenin kesin adayı durumundalar. Üstelik Bilica gibi anlaşılmaz, disiplinsiz bir oyuncuları var. Sanki halı sahada kendini kanıtlamaya çalışan tuhaf riskler alan bir yeni yetme oyuncu gibi. Elazığspor, birşeyler yapmak zorunda. Aksi halde çok erken düşerler.Gelelim Kuddusi Müftüoğlu'na; ruhen hakemliği bitirmiş... Bunu sadece dünkü maçta yaptığı hatalar nedeniyle söylemiyorum. Sahada duruşu, vücut dili ve kararları adeta "Bu işten bezdim, sıkıldım" der gibiydi. İlk yarıda Sivok'u bariz gol şansından kesinlikle atması gerek. Pozisyon içerde dışarda tartışılır ama içerde de olsa olmasa da Sivok'un rakibine yaptığı hareket kesinlikle gol şansının engellenmesi ve kırmızı kart olmalıydı.Sabah
Sezona haksız bir rekabetle başladı aslında Beşiktaş. Bir tarafta sınırsız transferler yapan, bu isimlere çok ciddi rakamlar ödeyen şampiyonluktaki rakipleri; diğer tarafta kadroyu ekonomik kullanmak isteyen bir kulüp.Bunun ışığında Samet Aybaba ile anlaşıp hem ekonomik olarak küçülmenin hem de takımın küçülmesinin riskini alarak başladılar sezona. Ligde dört maç bitti, mağlup olmadılar. İki beraberlik iki galibiyet... Son deplasmanda 3-0 kazanılan Karabük maçının tekrarı olacak mı diye bekledik. O maçın motivasyon ve güveni artırdığını düşündük.Beşiktaş'ın asıl ihtiyacı olan güven. İlk yarıda bu güveni sahada göremedik. Arzu, iştah var ancak bu durum beraberinde telaş da getirdi. Holosko'su, Hilbert'i, Uğur'u, Fernandes'i hep öne doğru oynamaya çalıştılar. Ama set oyununu geliştirip zaman zaman da bunu sahaya yansıtmaları gerekir.Elazığ takımı ilk yarıda kenarlarını kapatıp göbekten pozisyonlar verdi. Ama ikinci yarıdaki iki duran toptan sonra dağıldı. Zaten heyecanlı ve coşkulu olan Beşiktaş bunun üstüne güvenini de koyarak üçüncü golü buldu. Sonrasında dengeli ataklarla müsait pozisyonlar yakaladılar.Devre arasının Elazığspor ve Bülent Uygun için bir an önce gelmesi lazım. Devre arasına kadar topladıkları kadar puan toplayıp 4-5 oyuncu takviyesi yapmaları lazım.Samet Aybaba'yı başarısız olsa da eleştirmemek gerekir. Şampiyonluk yolundaki rakipleriyle gerçekten haksız rekabet içerisinde. Bu takımın zaman zaman problem yaşayacağını görmek lazım. Bugün itibarı ile yapılacak tek şey Samet Aybaba ve ekibine saygı duymak.Hakem Kuddusi Müftüoğlu karşılamşayı tecrübesiyle götürmeye çalıştı. Özgüveni nedeniyle tüm pozisyonlara çok uzaktı. Bence yaptığı işe daha fazla saygı duyarak müsabakaları yönetmeye çalışmalıSabah
Beşiktaş modern futboldan çok uzak bir görüntü ortaya koydu ilk yarıda. Oyuncular arasındaki mesafeler çok uzak, savunma hattı ise çok geride idi. Durum böyle olunca da yardımlaşma sekteye uğradı. Oyun genişlik ve derinlik kazanmadı.İyi bir futbol takımı pas yaparken sahayı enlemesine de kullanmalı. Fakat Beşiktaşlı futbolcular telaş içinde sürekli öne doğru şuursuz toplarla oynadı, kanat bekleri hücuma katılamadı, top kayıpları arttı.Beşiktaş çok dinamik,enerjik ve tempolu bir takım. Organize olması tabii ki zaman alacak. Ancak bu dinamizm ve tempo lig standartlarının çok üstünde. Uyuşuk ve durarak futbol oynanan ligimizde Veli, Necip, Olcay, Holosko ve Fernandes orta sahası gibi güçlü ve dayanıklı oyunculara sahip başka bir ekip daha yok. Ayrıca bu 5’li de rakip ceza alanına toplu veya topsuz gidebiliyor. Bu da Beşiktaş’ı kontrolü zor bir takım haline getiriyor.2. yarıdaki tempo Elazığspor’u paramparça etti. Hareketsiz Batuhan’ın yerine oyuna giren Almeida’nın yarattığı koridorlar da daha iyi kullanıldı.Beşiktaş'ta tüm oyuncular çok çalışkan ve istekliydi. Ancak Veli için ayrı bir parantez açmak lazım. Bu ne ciğer? Bu ne enerji? Necip ve Olcay ile birlikte rakibe nefes aldırmadılar. Veli bu takımın sahadaki yüreği. Geçen yıl koşan bir tek o vardı. Şimdi herkes ona ayak uydurmuş durumda. Necip’te büyük bir çıkış var.4 maçta atılan 10 gol Beşiktaş taraftarının özlediği bir tablo. Geçtiğimiz yıllarda yıldızlara rağmen gol fukarası bir takım vardı ortada. Demek ki koşmadan olmuyormuş. Bu hırs, bu dinamizm bu yürek devam ederse kartal zirvede uçmaya devam eder.NOT: Yönetim kapalı bilet fiyatlarını indirmeli. Sinerjiyi oluşturmak için tribünlerin dolması şart.(Vatan)
Sevgili Samet ‘3-0’lık net skorla kazandım’ diye sevinme, oynanan futbolun seni tatmin etmediğini biliyorum fazla üzülme. Fernandes’i bir kenara koy, o takımın şu an için her şeyi... Ama yıldızlara farklı olduğunu hissettirmen de lazım. Eğer yıldızın varsa (Almeida, Holosko, Sivok). Eğer yoksa, yaratacağın takımdaki herkes Necip kadar saf bir halka olduğunu hissetmek ve bilmek zorunda.İlk yarı sadece iki gol pozisyonu bulan kısır Beşiktaş’ın, Fernandes’in iyi kontrol edilmesi halinde rakip kaleye gitmesi mümkün değil. Beşiktaş Fernandes’siz varyasyonlar yaratmak zorunda.Olcay’a da özen göster, yarınların yıldızı olmaya aday bu çocuk. Rakibi geçişi, pozisyon almadaki zekası çok başarılı. Takım buna seyirci kalmamalı. Mektup bitti.Necip’in 49’uncu dakikada vurduğu ve kaleyi bulduğu kafa şutunu 1.92’lik Batuhan atamadı. ‘Kenarlara gidip, ortaya keseceğiz’ diyen Samet Aybaba, herhalde sadece duran topları kastetti. 49’da Fernandes’in köşe vuruşundan gelen topa Necip’in, 64’te yine Fernandes’in ortasında Sivok’un golleri hep duran top organizasyonuydu ve arkasında Portekizli vardı.Akaretlerde Beşiktaş Plaza’nın 4. katını amigolara terk eden yönetim anlayışını bitirir, ‘Çarşı’ya karşı farketmez’ derseniz ki, doğrusunu yaparsınız, bugün dolmayan tribünleri yarınlarda büyük, Beşiktaş sevgisiyle donanmış kaliteli bir seyirci potansiyelinin doğumuna gebe bırakırsınız. Doğrudur yolunuz. Elazığ’da Süper Lig için oluşturulan takımın, Bülent Hoca’nın felsefesine uygun olduğunu pek sanmıyorum. 28 yaş ortalaması ve yeni oluşturulan kadrosuyla Bülent Uygun bu sene çok zorlanacak gibi. Beşiktaş ne olursa olsun şampiyonluk yarışının en güçlü adaylarından biridir. Ben genç bir kadro kurdum, yıldızları sattım, kimseyi almadım düşüncesi Beşiktaş teknik direktörünün felsefesi olamaz. Onun için hep kazanmak hep kazanmak zorunda.Hürriyet