19.10.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
Maçı o yorumladı.Maçın öncesi, sonrası kötüydü.Bence maç da...Bir yorumcunun sıkıcı bir 90'ı nasıl seyredilir hale getirdiğini gördük.Arada bir görüntüyü "kısıp" onu dinledim.***Yorumcu sıktı mı sesi kısıyorsunuz.Maç sıktı mı görüntüyü "kısın".Hele Rıdvan yorumluyorsa.***Yorumcunun ne dediğini ertesi gün kimse hatırlamıyor.Dinlememişler belli...Sesler kısık televizyonların.***Milli takımımızın bir maçının uzatma dakikaları...Bir fark öndeyiz.Korner kazandık.Yorumcu "aman risk almayalım" dedi.En öndeki oyuncumuz orta sahanın bile gerisindeydi.Sadece bir kişi vardı ilerde, o da korneri atacak olan.N'apsaydık yani?Korneri mi kullanmasaydık?Ve...Bunun adı yorum.Yapanın adı da yorumcu.Ve...Sesler onun için kısık.***Rıdvan demişken...Bir misyonu daha var.Farkında mı?Herkes atıp tutuyor taktik hakkında.Çoğu sallıyor.Yorumların doğruluğunun test edildiği bir mekanizma yoktu.Şimdi var.Rıdvan.O'nun dediği ölçü alınıyor, futbol meraklısı kimin salladığını anlıyor.Ve...Bazı yorumcular işlerini sağlama alıyorlar.Önce Rıdvan'ı dinliyorlar, sonra sallıyorlar.***Lig TV'nin bu sene üç tane yorumcusu var. Üçü de teknik direktör.Üçünün de futbol bilgisinden kimsenin şüphesi yok.Yılmaz Vural, Ersun Yanal, Ümit Kayıhan.Bazı arkadaşlarımızın hoşuna gitmiyor bu.Foyalar meydana çıkacak. Lig TV'ye tepki bu yüzden.Şansal Büyüka hem Maraton'da hem Ercan Taner'le olan programında bu konuyu gündeme getirdi.Siz sallarken iyiydi değil mi, dedi.Benim kastettiklerimi kastederek.Ve...Bu yıl bi milat olursa...Rıdvan, Yılmaz, Ersun, Ümit ve gibileri milattan sonrakiler olur.Diğerleri milattan öncekiler...***Sallayan yorumcunun korkulu rüyası teknik direktör yorumcu.Teknik direktörün ki de sallayan yorumcu.Esas işini yaptığında onun eline düşüyor çünkü.Teknik direktörler kazanırlarsa futbol da kazanır.Ve...Tabii bence. Tatsız gecenin tek tat vereni Rıdvan'dı (Dilmen). Dünün dünü son Avrupa şampiyonu ile oynadık.Boru değil.Avrupa şampiyonu.Sık sık zap yaptım.Karabasan gibi sık sık bastı maç.***Bu Yunanistan Avrupa Şampiyonu olduğunda "bana ne, bu Avrupa futbolunun sorunu" demiştim.Avrupa'nın sorunu.Evet futbolun gereklerini yerine getiriyorlardı.Önde basıyorlardı, pres yapıyorlardı, alan daraltıyorlardı...Filan falan.Ama...Seyretmesi keyif vermiyordu.En azından bana.***Zaplaya zaplaya mecburen sonuna kadar seyrettim.Türk olduğum için.Türkiye oynadığı için.Ve...Türkler ve Yunanlılar dışında bu 90 dakikayı sonuna kadar seyreden var mı acaba bu dünyada.Zaplamadan.Üstelik...Yunanlılar tarihlerinde belki de ilk defa bir maçta 6 pozisyona girdiler.Bizimkiler de 1 buçuk.Yani 7 buçuk pozisyonlu maçtı.Avrupa Şampiyonu ne pozisyon verirdi ne alırdı genellikle.Bu Yunanistan'ın iyi hali.Düşünün kötüsünü.***Futbol maçları teknik direktörler ve yorumcular için oynanmaz.Seyirci için oynanır.Stattaki binler, ülkedeki milyonlar, dünyadaki milyarlar için.Futbolun her türlü sistemini oynasan da, her türlü taktiğini uygulasan da oynadığın futbol zevk vermiyorsa...Geçmiş olsun.***Kumandamın bir tuşu Pekin'e, bir tuşu Yeni Delhi'ye götürüyor beni.Bir tuşu konsere, bir tuşu sinemaya...Ne işin var maçta, maç sıkıyorsa... Ve...Yaşasın kumandam.***Bu Yunan takımı Avrupa şampiyonasında oynarken zaplaya zaplaya gezmediğim kanal kalmadı.Dünyanın parasını verdiğim uydumu Yunanlıları seyrederken keşfettim. Nerelere girip çıktım.Neler gördüm neler.***Dünün dününün gecesi, Yunanlılarla oynarken de neler yaptım neler.Önce kahve içtim.Sonra çay.Bir kaşarlı tost yaptım, bir de sucuklu.Sonra birikmiş bulaşıkları makineye koydum, yıkadım, sonra çıkarttım, sonra yerlerine bile koydum.Sonra siyahlarımı yıkadım, sonra beyazlarımı...Sonra onları kuruttum.Salonu, yatak odasını topladım.Parkeler lekeliydi, ilaçla temizledim.Ablamları aradım, çoktandır aramamıştım.İnternete girdim, kitap okudum.Bu köşeyi yazdım.Beğenmedim, bir daha yazdım.Arabama gidip CD aldım.Şarap içtim.Sigaram bitti, bir koşu gidip aldım.Kız arkadaşımla konuştum.Uzun uzun.Bulmaca bile çözdüm hiç sevmediğim halde.İnsanın 90 dakika boş vakti olması ne kadar zormuş.Aman aman aman aman...Vakit geçmek bilmedi. Milli maçı seyrederken neler yaptım? Hikayeyi bilirsiniz belki.Veya...Bilir misiniz?Kader şehrin, takımın ve teknik direktörünün kapısını son 90 dakika öncesi fena çalmış. Şehir için futbol, olmazsa olmaz.Teknik direktör o şehir de bir efsane..Ve...Takım son maçını kazanamazsa düşecek.Stoperlerden biri sakatlanmış, yerine son anda bir çaylak bulmuşlar.Efsane almış çocuğu karşısına (adı Mehmet olsun).- Oğlum Mehmet, bu maçın önemini biliyor musun?-???-Kaybedersek önce senin sonun olur.-???-Bir daha bu şehirde top mop oynayamazsın, yürüyemezsin bile.-???-Benim de sonum olur.-???-Benim kim olduğumu biliyor musun?-???-Burada doğdum, burada büyüdüm, burada efsane oldum.-???-Sonum olur.-???-Ölürüm.-???-Takımın da sonu olur.-???-Küme düşeriz.-???-Bir daha kolay kolay çıkamayız.-???-Biteriz.-???-Başkanın kalbi rahatsız, haberin var mı?-???-Hayatını bu takıma adadı, kaybedersek ölür.-???-Şehrin ekonomisi alt üst olur.-???-Anarşi çıkar.***Bu minvalde bir süre daha sürmüş bu diyalog.Sonra sormuş:- Oğlum Mehmet anladın mı?-Anladım.-Ne anladın?-Bu maçta oynayan Mehmet'in ben taaa...***Yunanistan maçının hikayesi bu.Gerisi hikaye.Bizim Mehmet'lerin o Mehmet gibi seçme şansı da yoktu.Bu kadar baskı altında bu kadar oynadılar. bilgingokberk@mail.com Gerisi hikaye...