GİTSİN Mİ KALSIN MI?

GÜNTEKİN?ONAY

Kalırsa daha da yıpranır

ŞU an gözüken tabloda hedeflerimizden uzaklaştık. Tek şansımız kalan bütün maçları kazanmak. Abdullah Avcı vizyonu olan, değerli bir teknik adam. Ama Milli Takım baskısını görünen o ki kaldıramadı. Selçuk İnan olayı bir krize dönüştü. Avcı’nın güvendiği bazı yeni isimler ne yazık ki bekleneni veremedi. Üstüne gelen sakatlar takımın güç kaybetmesine neden oldu.
KALIRSA üzerindeki baskı daha da artacak. Çünkü ilk başta kendisine güvenen kamuoyu inancını yitirdi. Yeniden yapılanma ve aynı zamanda yarışabilme misyonu geçerliliğini kaybetti. Kalması kendisini daha da yıpratır. Gitmesi çözüm olur mu? O da tartışılır.

GÜVENCESİ FİKSTÜR
MİLLİ?Takım bir kez daha darboğazda. Gelecek için en iyi karar verecek olan kişi Abdullah Avcı ve ekibidir. Kalıp ‘Ben başaracağım’ derse fazla iyimser davranır ve iyice azalan kredisini yok eder. Mart ayında önünde kolay bir fikstür var. Sanıyorum buna güvenerek kalmayı tercih edecektir.

SERHAT?ULUEREN

Macaristan’da bırakmalıydı

‘DEVAM mı tamam mı’ konusunu tartışmak bile yanlış. Avcı Macaristan maçının ardından orada bırakmalıydı görevi. Bundan sonra bir santim bile uzama şansımız yok. Hatta iyice kısalırız. Ben zaten Futbol Federasyonu’nun onu görevden alacağını düşünüyorum. Milli Takım son 20 yılda hiç bu kadar kötü olmamıştı. Alman doğumlu oyunculara bel bağlarsan, kendi futbolcularını unutursan, kişisel egolarını ön planda tutup bazı oyuncuları ‘kasıtlı olarak’ oynatmazsan o koltukta oturma şansın da kalmaz!

DAHA KÖTÜSÜ?DE?YOLDA

TABİİ sadece faturayı Avcı’ya da kesmemek lazım. Bu ülke Fatih Terim, Şenol Güneş’in yanına bir başka hoca sokamadığı sürece, altyapıya ‘sıfır’ yatırım yaptığı sürece iddia ediyorum bugünlerden daha kötülerini de göreceğimizi düşünüyorum. Sahalarımız rezil. Yöneticilerimiz vermeye değil, almaya geliyor. Futbolcu kolay yoldan zengin olma hayali içinde. Durum böyle olunca da dünya futbol arenasında sürünüyorsun. İşin özeti bu.

ÖMER?GÜVENÇ

İstikrar için devam

YALNIZ Milli Takım değil, kulüplerimizde de bu plak böyle çalar. Başarısızlık mı var, başkanı, yönetimi futbolcuları gönderemezsin.. Geriye kim kaldı? Tabii ki teknik direktör.. Yani vurun abalıya! Evet Milli Takım son 20 senedir eleme gruplarına hiç bu kadar erken havlu atmamıştı. Tabii ki başarılarda nasıl teknik direktör pay sahibiyse, başarısızlıkta da öyledir. Ama ben her şeye rağmen istikrardan yana olduğum için teknik direktör Abdullah Avcı’yla yola devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
GELEN?DE?BAŞARISIZ?OLURSA!
DİYELİM ki Abdullah Avcı’yla yolları ayırdık ya da istifa etti.. Yerine kim gelecek? Koltuğa oturacak yeni teknik direktörün başarısının bir garantisi var mı? Hele yabancı hoca gelirse ve yine başarısız olursak o zaman iki türlü yandık. Hem maddi hem manevi.

TAYFUN?BAYINDIR

Sorun bu değil ki...

TARİHİMİZ başarısızlıklar sonrası kopartılmış teknik direktör kelleleriyle doludur. Tüm zamanların en önemli başarısını yakalamasına karşın Şenol Güneş ve elbette Fatih Terim’de tu-kaka ilan edilmekten kurtulamamışlardır. Bu yazılı olmayan kuraldan yola çıkarsak Avcı’nın da koltuğunu terk etmesi gerekir...
Peki Avcı’nın gitmesi kördüğüm haline gelmiş sorunların ne kadarını çözecek? Çok net söyleyeyim; hiç... Aksine sorun yumağı daha da büyüyecek. Tıpkı diğer istifa operasyonları sonrasındaki gibi. Avcı’nın göreve getiriliş biçimi, arkasındaki siyasi güç, oyuncu seçimindeki yanlış tercihleri tartışılıyor. Ama bu tartışmalardan “Futbolumuz neden 30 yıl geriye gitti” sorusunun yanıtını tam bulamayız.
Asıl yabancı sayısını, gurbetçi oyuncu tercihlerini, kulüpçülüğün ulusal takımın önüne geçmesini, A Milli Takım’a çıkmış futbolculardaki fundemental eksiklerini tartışmalıyız. İşte o zaman belki bir yere varabiliriz.