Doğan Koloğlu
GOLSÜZLÜK tartışması sonunda Almanya'da hücum futbolu benzeri tartışmaları yarattı. Bayern Münih'te üç milli futbolcu Mehmet Scholl, Strunz ve Basler, TV'deki canlı yayında Trapattoni'nin oynattığı futbolu "fazla defansif" buldular. Hocalarını eleştirdiler. Bu olay B.Münih - B.Dortmund maçı öncesi gerçekleşti. Çünkü takım beş maçtır gol atamıyordu ve üstelik Trapattoni, "Lig şampiyonluğunu kaybettik" diyordu. Hemen kulüp başkanı Beckenbauer, isyancı futbolculara inanılmaz tepki gösterdi. "Eğer futbol oynamasaydınız, köprü altında sabahlayan serseriler olacaktınız" dedi. Ayrıca başkan bu isyancı futbolculara 11'er bin
dolar para cezası verdi. Gerekçe şuydu, "Hiçkimse takımın taktiğini tartışamaz"...
Beckenbauer bu müdahale ile Avrupa kupalarında 0 - 0 berabere kaldığı B.Dortmund'u dönüş maçında eleyecek psikolojik şok müdahaleyi ürettiğini zannediyordu. Belki başkanın hayatında ilk kez olay tersi oldu. B.Münih 1 - 0 yenilerek elendi. Hem de golsüz maç adedi altıya yükseldi. Hiçbir sorun da halledilmedi. Beckenbauer tıpkı Alman Başbakanı Kohl'ün, Mesut Yılmaz'dan "beklemediği bir tepkiyi almasının" benzer şokunu yaşadı. Oysaki, takımdaki hücuma dönük orta saha oyuncusu olan Brezilyalı Elber'e kulak verebilirdi. "Ben orta alandan hücuma dönük oynarım. Futbolumu da sokaktan öğrendim. Herhalde B.Münih beni transfer ederken, futbolumu değiştirmek için satın almadı" diyordu.
Aslında futbolun vatanı İngilizler, artık "
hava toplarını" bıraktı. Brezilyalılar da samba estetiğine 20 yıldır "fizik güç" ekleyerek "Almanlar'ın özelliğine" ulaşmak istiyorlar. Ama Brezilyalılar, teknik oyuncuları koruyan, kurallar çerçevesinde, kendi özelliklerini garantiye almışlar. Avrupa'ya da bol bol oyuncu satıyorlar. Oysaki Almanlar, 1996 Avrupa Milli Takımlar Kupası'nı ve 1997 Avrupa Şampiyonlar Ligi kupasını B.Dortmund ile almalarına rağmen, "kuşkulandırıcı beraberlik takımı" oldular. Olay "ruhsuzluk değilse, golsüzlük" noktasına dayandı. Avrupa'da elit takımlar, Avrupa maçlarına öyle şartlandı ki, kendi liglerinde başarısız oluyorlar. Avrupa kupalarında
çeyrek final ilk ayak karşılaşmalarından sonra 8 takım, iki haftada oynadıkları 15 maçtan sadece ikisini kazandılar.