Skorer Güzel oyun, 'temiz' formalar

Güzel oyun, 'temiz' formalar

10.08.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Güzel oyun, temiz formalar

Milli takımların futbol kadar sembol olarak da şahsiyete ihtiyacı vardır. Umarım sembolü baki kalır. Ancak tabi konu milli takım olunca tartışmalar, polemikler de kaçınılmaz olacaktır ki şimdiden yazılıp çizilmeye başlandı bile. Polemiği severiz vesselam... Yeni sezon bugün start alacak. 18 takım yeni oyuncularına, yeni formalarını giydirecek. Kimileri sahalara taptaze renk getirecek kuşkusuz; ama kimileri de zevksizliğini inceden inceye gözümüze sokacak... Oysa forma önemlidir. Bir kıyafet, bez parçası olmaktan öte semboldür... İnce işçiliğin, zevkin vücut bulmuş halidir... Futbolun oyun olmaktan çıkıp savaşa dönüştüğü; önemli olanın iyi oynamak değil, takıma para kazandırmak olduğu, renklerinin değil, kaç tane satıldığının daha önemli olduğu bugünlerde benim gibi sadece renklere gönül vermiş oyun(bozan)baz'ların anılarından hiçbir zaman silinmeyecek formalar vardır: Omuzdan aşağı inen çizgileri, kısacık şortları ve bileklere kadar sıyrılmış çoraplarıyla; 74-78 yıllarındaki Almanya, Hollanda ve Arjantin,Enine çizgili forma ve çoraplarıyla Q.P.R (Queens Park Rangers) ve Celtic,Vücuda yapışan ve bu sebeple çekilmeyi engelleyen "topçuyu" vücut geliştirmeci gibi gösteren masmavi İtalya, Rengarenk golleri ve kaleciliklerine yakışan alacalı bulacalı özellikleriyle Meksikalı Marcos'un giydiği kaleci kazakları ve Schumacher'in şapkaları,Pancu'nun aynı sebepten olmasa bile mirasını yaşattığı "1 no'lu futbolcu" Ardiles,Futbolcuyu çıta, kaplan hatta panter gibi gösteren 90'lardaki kolsuz Kamerun,"Bayrağım benim için kutsaldır, formam da bayrağımdır; onu satamam, onun üzerinden para kazanamam" diyen Barcelona (şimdi o formadaki reklam UNICEF'tir ve Barça para kazanmak şöyle dursun üste para ödüyor),İnkalara ev sahipliği yapan beyaz forma üzerine kırmızı çapraz şeritli Peru,Dünya Şampiyonu'nun defansını yerlerde süründüren Suker'in giydiği damalı Hırvatistan,Yakalı ve boyun kısmı çapraz bağlı kar gibi siyah olan BABA(HAKKI),Sapsarı çizgili lacivert deniz üzerindeki ORDİNARYÜS(LEFTER),Bir parçası ateşin sarısından kopmuş kızıl KRAL(METİN)... Formalarını sevdik... Balığın denizden, çölün güneşten, insanın topraktan kopamadığı gibi biz de onlardan kopamayız. Kalpleri dolar için, euro için değil renkler için atan formaları seviyoruz biz...Yepyeni üç forma daha boy gösterecek bu sene süper ligimizde... Oftaş, İstanbul Büyükşehir ve Kasımpaşa. Hoş geldiler sefalar getirdiler. Güzel, temiz bir lig olsun... Formaların kiri çamurdan ve terden olsun... Şikeye ve teşviğe bulaşmamış bir lig dileğimle... Fenerbahçe'nin yeni sezonda giyeceği turkuvaz formalar oldukça ses getirdi. Mehmet Demirkol'un milli takım için uzun zaman önce gündeme getirdiği turkuvaz forma önerisi ise Futbol Federasyonu tarafından nihayet hayata geçiriliyor. Kaka'dan mesaj var: Başkanım beni de alın... Dünyaca ünlü yıldız Kaka, Aziz Yıldırım'a haber gönderdi. Vatandaşları Roberto Carlos, Alex ve Edu'dan da İstanbul'u ve Fenerbahçe'yi çok duyduğunu ifade eden Kaka şunları söyledi: "Zaten Şampiyonlar Ligi maçı için Kadıköy'e geldiğimizde oradaki ortamdan ve taraftardan çok etkilenmiştim. Fenerbahçe için oynamak bana gurur verir". Önümüzdeki yıla Şampiyonlar Ligi'nde şampiyonluk parolasıyla giren Fenerbahçe'nin de bu transfer için kesenin ağzını açtığı ve 90 milyon euroyu gözden çıkardığı öğrenildi. Kaka transferi hakkında fikrini sorduğumuz genç Semih de "Kaka ile gol rekoru kırarız " dedi... Flaş, flaş, flaş... Beşiktaş, parayı bastıranın yüz yıllık çınara salıncak bağlayacağı bir eğlencelik değildir. Artık bu kulübün yegane dayanağı, perde arkasından komplo tezgahlayanlarla perde önünden onların tetikçiliğini yapanlara dur diyecek taraftarıdır. Beşiktaş'ın başka bir güvencesi kalmamıştır. 2850 seyirci kapasiteli bir stadyuma sahip Finlandiya takımı Valkeakoski Haka 90'lı yılların ikinci yarısında şu muhteşem seriyi yakalamayı başardı: Şampiyon (1995), küme düşüş (1996), 1. lige çıkış (1997), şampiyon (1998, 1999, 2000), UEFA ilk turunda, 2. lige yükselen Union Berlin karşısında mağlubiyet (2001). Haberiniz var mı? Sinemada ya da tiyatroda onca emekleri güme giden nice sanatçı, kıymetleri bilinmeden toprağa verilirken; Optik Mehmet sanki 100 Türk büyüğünden biri gibi uğurlandı. Aklım karıştı. Sen anlamazsın! Arkadaşları onu Tobbe diye çağırır.Ve yine dostları onun Çin Seddi kadar geçilmez, Berlin Duvarı kadar sağlam olduğunu söylerler... Linderoth'u tanıyalım 2: Düşünsenize Aysel Gürel'e makyaj yaparak Deniz Akkaya yaratabilir misin? Zor be! Polis babanın 4 çocuğundan biri. Sevimli ve sevecen... Çalan müzik hemen hoplatır Wedo'yu. Kamplarda odasına çekilir, aynanın karşısına geçip müziğin ritmine kaptırır kendini. Ve dakikalarca dans eder. Samba tercihidir, hatta bir tutkudur Wedo için... Wederson'u tanıyalım 2: Kalli, konuştukça batıyorsun. Off Abi, off! Küçük bir çevrede yetiştiği için büyük kentlere alışmakta sıkıntılar çekmiştir. Ankara'ya geldiği ilk günlerden bir anısı var... Bir gün eşi ile kahvaltı yapmak için Kızılay'daki evinden çıkar, ancak dönüp dolaştıktan sonra geldiği yer Mamak cezaevinin önüdür. Yolu şaşırır, işin içinden çıkamaz... Hakan Arıkan'ı tanıyalım 2: Biz bir şey söylersek doğru çıkar, biliyorsunuz. Tabi tabi! Türk yemeklerini çok beğenir. Yalnız bir huyu vardır. Bu tavrı herkesi hem güldürür hem şaşırtır... Sofrada karnı doyar, gözü doymaz... Kamplarda tepsisine 5 kişilik yemek alırdı. Ama bir kişilik yemeği bile zor yerdi. Tabağına aldığı yemeği bitirdiğini hiç gören olmadı. Cangele'yi tanıyalım 1: Bu kadar suskun gol ayağının sahibi olan Kezman en sonunda patlama yapar! Yapar inşallah! yakantop@gmail.com

Yazarlar