SkorerHakan Şükür G.Saray'da şükür

Hakan Şükür G.Saray'da şükür

19.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hakan Şükür G.Saray'da şükür

Hakan Şükür G.Sarayda şükür

HAKAN Şükür'ün Juventus ile anlaşmadan Torino'dan İstanbul'a dönüşü adını ne koyarsanız koyunuz, Türk futbolu için skandaldır. Bu skandalın bir kefesinde futbolcunun kendisi vardır, öteki kefesinde de Galatasaray Futbol Kulübü...
Tarafların bu konu ile ilgili dönüş açıklamaları, inandırıcılıktan uzak bir kelime yığını olmayı sürdürüyor ve konunun özünü ortaya koyucu bir aydınlığı yansıtmıyor. İşin niçin ve neden bozulduğu bir türlü gün ışığına kavuşmadıkça bizim Hakan'ı Galatasaray'ı veya ortada olduğu iddia edilen menacerleri kınamamız havada kalıyor.
Bu şekilde sonuçlanmayan bu transfer girişimi, Türkiye'nin zaten oldukça kapalı olan dışarıya futbolcu transfer imkanını bütün kapıları ile bir kere daha mühürleyecek ve misak - ı milli hudutları içinden Avrupa'ya futbolcu ihraç etmeyi bir 25 yıl kapatacaktır ister istemez...
Türk futbolu ve futbolcuları en az bir çeyrek asır daha Avrupa ve dünya ile entregre olmamın yoksulluğunu çekecek ve Türkiye'nin futbolda yeryuvarlakla bütünleşmesi sekteye uğrayacaktır.
* * *
Ben bu transfer vesilesi ile Hakan'ın "koy onu bir kenara" deyiş uslubunu, donukluğunu ve isteksizliğini anlamadım.
Beni almak isteyen dünyanın en büyük takımlarından biri. İtalya dünyanın en modern ve oturulacak ülkelerinden bir tanesi... Eğer bir genç futbolcu olmuşsa, o futbolcuya meslek hayatının en parlak döneminde bir büyük dünya kulübü talip olmuşsa o gencin eteklerindeki ziller mesleğinin en kocaman gürültüsü içinde çalmalı, o futbolcu bu teklife naz yerine en iri gitme duygusunu atmalı. Bir futbolcu için Juventus dünya doruklarının sonuncusudur çünkü...
Hakan normalini yapacağına tam tersini yapıyor. Juventus'un dünyada her futbolcunun tereddütsüz atlayacağı bir teklife daha başlangıçta kendini atacağına naz atıyor. Ana baba ile görüşüp helalleşmek, akraba - ü talükatı dolaşmak, nişanlısıyla hasret gidermek gibi nispeten ulvi yollara başvurması yanında arkadaşları ile toplaşıp basın toplantısını bir kebapçıda yapmak gibi gereksiz ve hatalı nostaljilere sapıyor.
İnsanın yüzü karakterinin aynasıdır derler... Hakan Yeşilköy havaalanına giderken, uçağa binerken, İsviçre sonra Torino'ya inerken devamlı somurtkan yüzüyle düşünceli surat hatlarıyla "bu işi bitireceğim" yerine "bu işi yatıracağım" der gibiydi. Ve aklındaki bu şerri yapıverdi. Sanki marifetmiş gibi...
Hakan bu Torino marifeti ile kendisinin dünyanın en büyük santrforu diye anılma hakkını kaybettiği gibi, Türkiye'ye de propaganda ve tanıtımda çok şey kaybettirdi.
Hakan kendine ve Türkiye'ye yaptığı bu kötülüklerin yanında, futbolcu olmak isteyen gelecek kuşaklara, Hakan olmayı kafasına sokmuş küçük çocuklara bu Torino örneğiyle, "futbolunuzu bana benzetin ama karakterim ve huyumu kimseye salık vermem" mi demek istemiştir?
Tarih onu Juventus'un teklifini kabul etmeyip Galatasaray'da kaldı" şeklinde bir renk aşkıyla mı yazacak, yoksa bir mizah yaparak "Hakan Şükür, Galatasaray'da şükür" diye bir başka kılıkta mı yapraklarının arasına geçirecek?


EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler