SkorerHerşeyin bir ilki vardır!

Herşeyin bir ilki vardır!

08.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Herşeyin bir ilki vardır

İnönüdeki ilk maçı hatırlıyorum. 8 - 0lık tarihi hezimet, yine de İngilizler için yurt dışında alınan en büyük galibiyet değildi... İngiliz meslektaşım, geçmiş yıllarda Portekize karşı alınan 9 - 10 gollü bir galibiyetleri olduğunu söylemişti. Yediğimiz gollerin özetlerini dahi sayfada ayrılan yerlerine sığdıramamıştık. Son 8 - 0 bir de Londrada tekrarlandı. Ardından 4 - 5 gollü yenilgiler, daha sonra da daha makul (!) yenilgi sürecine girdik...Tek gol atamadık İngiltereye... Beklenen gün için ulusça geri sayıyoruz. Aylar önce her iki ülkenin medyaları tarafından sürekli biçimde futbol dışı gerilim haberleriyle pompalanan Türkiye - İngiltere maçı saatler geçtikçe gerçek tartışma platformuna yaklaşıyor... Futbola yani... İngiliz basını, geleneksel başlık esprilerine uyarak hemen her maçtan sonra "Hindi kızartması", "Hindi rosto" sululuklarını sergiledi.Karşılıklı olarak birbirimize saygıyı unuttuk. Galatasaray - Leeds United maçının öncesinde yaşanan olayların da etkisiyle spor kültürüne hiç yakışmayan bir nefret süreci başladı...Bugün nefrete hiç ihtiyacımız yok. Futbolsuzluğun, futbol alanındaki yetersizliklerin beslediği nefret, bizden uzakta kalmalı. Yaşayacağımız daha güzel duygular var. Umut gibi... Güven gibi... İnanç gibi...Bu duyguları besleyecek bir futbol kalitesini nihayet yakalamış durumdayız. Kulüp takımlarımızın uluslararası resmi turnuvalardaki başarıları süreklilik kazandı, yaygınlaşmaya ve çoğalmaya başladı. Avrupanın en dişli takımlarında oynayan futbolcularımız var. İçeride kalitesini giderek yükselten ekiplerimiz oluşuyor.Hepsinden daha önemlisi, futbolda iki mutluluğu bir arada yaşayabiliyoruz; Hem takım oyununu bir kültür haline dönüştürüyoruz, hem de bireysel yeteneklerimizin uluslararası yıldızlaşma sürecine tanık oluyoruz. Nefret süreci Bugün İngilterenin dahi bizim kadar zenginlikle yaşayamadığı gerçek budur. Şenol Güneşin kadroya çağırdığı 23 oyuncunun hepsi de milli formaya liyakat sorununu aşmış, yeterliliklerini defalarca kanıtlamış futbolculardır. Ama o 23ün dışında kalan birçok futbolcunun kamuoyunda tartışılması, farkında olmadığımız zenginliğimizdir. İngilterede Beckham ve Owenın sakatlıkları geçici de olsa bir panik duygusu yarattı. Biz o bakımdan fazlasıyla rahatız!Cumartesi günü Şükrü Saracoğlunda oynanacak maçın her bakımdan favorisi Türkiyedir. Bunu tartışmak anlamsız. Anlamsız olan, maçın bir futbol maçı olduğunu unutma alışkınlıklarımızdır... Galibiyete kilitlenmiş durumdayız. Gücümüz, oyun kalitemiz, oyuncu kadromuz bu kilitlenmeyi doğal biçime dönüştürüyor. Ne var ki, futbolda kazanmak, beraberlik ve kaybetmek gibi olasılıklar her zaman geçerlidir. Hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin, futbol maçının sonucu dünyanın sonu değildir. Avrupanın da!Unutmayalım... 2002 Dünya Kupasına Avusturya ile oynadığımız Play - Off maçlarından sonra katılıp, finali kaçırarak Dünya 3.sü olduk.Dahası, Kupada final oynayan Almanya da, Ukrayna ile Play - Offtan çıkıp, Kore - Japonyanın yolunu tutmadı mı? Favori Türkiyedir Evet, İngiltereye ilk golü atmanın, ilk galibiyeti tatmanın tarihsel heyecanı içindeyiz... Çok haklı bir duygu bu...İtalyan hakem Collinanın yönettiği hiçbir maçta yenilgi yüzü görmedik... Bu da doğru...Ama unutmayalım, herşeyin bir ilki vardır...Her sonuca hazır olalım... Sporseverliğin gereği budur. Futbol kültürü de bunu gerektirir. Hazır olalım Sergen Chelseaye attığı gollerin, yeteneğine yakışan uluslararası futbol kahramanlığının tadını çıkarıyor bugünlerde. Dileyelim, aynı kahramanlığı arkadaşlarıyla birlikte İngiltere karşısında da tekrarlar. Onu kadroya çağırdığına göre, mutlaka Şenol Güneşin de maçı açacağı özel bir Sergen sayfası olacaktır.Peki Chelsea maçının beş adamı - Cordoba, Zago, İbrahim, Giunti ve Pancu - dinlenirken, Lucescu süper solağı neden Elazığa götürdü? Neden 45 dakika süreyle sıcağın altında oynattı?Bu uygulamanın ardındaki gerçeği, Beşiktaşı sürekli izleyen muhabir arkadaşlar anlattı:"Lucescu, Sergenin o günkü haliyle ancak 20 - 25 dakika oynayabileceğini söylemişti geçenlerde. Hocanın bu açıklamasını fırsat bilen Sergen, antrenmanları hafifletti. Düz koşularla, salon çalışmalarıyla idare edip, duşa gitti. Luce bu... Kül yutmaz! Görür, çaktırmaz! Sergeni giderek daha çok oynatmaya, zorlamaya, dinlenmek (!) için fırsat vermemeye başladı. Elazığ yolculuğunun sırrı burada!" Sergenin fazla mesaisi Medyanın, kendi içindeki tartışmaları, zaman zaman utanç verici seviye kayıplarıyla sürdürmek gibi çirkin bir geleneği var.Son örnek Fatih Altaylının adı üzerinde yoğunlaştı.Spor yazarı Kemal Belgin, bir televizyon programında Altaylının Söz / Gelişim Spor sürecinde Hıncal Uluçun köpeği Cim - Bomu çişe götürüp, getirdiği için gazete ve dergide kendine bir yer edindiğini, sonradan Uluç aracılığıyla TSYDye üye olmak istediğini ve salt bu çiş meselesinden (!) üyeliğine - bizzat kendisinin - engel olduğunu ileri sürdü.Bu uyduruk öykü maalesef köşelerin ve çerçeve yazıların da konusu oldu.Şimdi şunları açıklamakta kendi açımdan bir zorunluluk görüyorum;1- Söz Gazetesinin Spor Yönetmeni, Gelişim Spor Dergisinin Yayın Kurulu Başkanı olarak Fatih Altaylı ve Hıncal Uluçla birlikte çalıştığımız 2.5 yılı aşkın sürede böyle bir olay hiçbir zaman yaşanmadı. Cim - Bomun çiş sorunu tümüyle gerçek dışı ve uydurmadır.2- 1986dan 2002ye kadar TSYD yöneticiliği yaptım. Bunun son 8 yılında Genel Başkanlık sorumluluğunu taşıdım. Fatih Altaylı sarı basın kartı taşımayan bir gazeteciydi. (Bugün taşıyor mu bilemem) Sarı basın kartı olmayan gazetecinin TSYDye üyelik başvurusu yapması tüzük koşullarına göre olanaksızdır. Kaldı ki, Fatih Altaylının TYSDye üye olmak istemediği de hep eleştirdiğim bir davranışı olmuştur. Özetle bu çirkin dedikodu ve sorumsuz öykü uydurmacılığı, sadece sahibine değil, hepimize değer kaybettirdi. Böyle bir çirkinliğin bize şeref kazandırmadığı da çok açık!Yazıklar olsun! agokce@milliyet.com.tr Seviye kaybı

KEŞFETYENİ
Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları
Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları

Cadde | 06.06.2025 - 07:41

Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte birçok ünlü isim sezonu açtı. Ayrılık iddialarında yer alan Cemre Baysel'den Yunanistan'a giden Afra Saraçoğlu'na kadar... İşte ünlü isimlerin plaj tarzı.

Yazarlar