05.06.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Fatih tek santrforu oynamaya çalışırken, savunma kalabalığının arasında kaybolup gidiyor. Emre, Yıldıray ve Gökdeniz gibi gecenin kahramanları olacaklarını ümit ettiğimiz joker oyuncularımız ise dar alanlardaki ağır Yunan trafiğine takılıp kalıyorlar ve Türkiye akılcı gol pozisyonlarını geliştiremeden golsüz kalıyordu bu futbol kaosunun içinde...Koray orta alanda garip vuruşlarla önemli pas hataları yapıyor ve Ersun hoca darmadağın bir uslüp derbederliğini sergileyen Türkiye'yi seyrederken, bilmem ne gibi duygularla izliyordu oyunu kendi futbol penceresinden.Yunanlılar'ın ise İstanbul'dan tek puanlı bir sonuç ile gitmeye geldiğini grubumuzdaki bütün teknik kafalar çok da iyi biliyorlardı... Öyleyse oyunu daha geniş alana yayacak bir saha parselini çok da iyi hesaplayarak yarışmaya çıkması gerekmez miydi bizim teknik kafalarımızın?..Bir futbolcu nedenli yüce bir oyuncu olursa olsun, eğer önünde koşu alanları yaratılamazsa ve de topla olduğu anlarda top alış - verişi yapabileceği rahat arkadaşlarını göremiyorsa, ne işe yarar ki o yıldızın tüm yetenekleri?..İşte dün gece bu acı gerçeğin dayanılmaz zorlukları içinde kıvranıp durdular, Emre'ler, Yıldıray, Gökdeniz ve Fatih Tekke'ler... Tabii bir de hava toplarında bize iki üç gömlek fark atabilecek kadar daha ustalıklı olan rakibimize karşı sürekli gerilerden şuursuzca top kaldırmak nasıl bir futbol garebetinin adıydı Yarabbim... Rehhagel'in Türkiye'nin zaaflarını çok yerinde incelediği net ve açıktı. Çok kalabalık ve çabuk savunma, orta alanda ölümüne pres ve ani kontrataklarla gol aramak . İşte bu prensipler Alman hocanın düşündüğü gibi işleyince gecede Türkiye'ye rakibinin taktiğine boyun eğmek kaldı...Evet... Şu gerçeği kabul etmeliyiz artık; Türk futbolcusunun yüzde 50'si 60'ı topla buluşmadan önce gelecek topu hangi arkadaşına çok çabuk kullanacağının düşünce pazarlaması içinde asla olamıyor. İşte burada maalesef diyoruz. Dilerim ki, bu müthiş eksiğimiz devam ettikce biz takım olarak da, milli forma adına da enternasyonel turnuvalara asla bilinçle gidemeyiz. Tıpkı Almanya 2006 şansımızı hovardaca kaybettiğimiz gibi... esenay@milliyet.com.tr Türkiye tarihi bir galibiyet planlarıyla değil de kendine eziyet etmek için çıkmıştı sanki İnönü çimenine...Yunanistan oyun alanında tam 21 kişi kafa ve ayak voleybolu oynuyorlardı. Komşunun tam da istediği karambol oyununu bizim teknik kulübenin aynen kabullenmesi akıl alır gibi değildi...