Skorer Keskin sirkeler

Keskin sirkeler

06.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Keskin sirkeler

Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım bile "ateşkes" ilan etmişken; neden?Kimbilir, belki de Beşiktaş başkanı Yıldırım Demirören'i örnek aldılar.Rüştü, İbrahim Toroman, Ümit Karan... Hatta Barbi davasında ifade veren Hasan Şaş... Önüne gelen sallıyor sakınmadan.Nedenini merak ediyor musunuz?Ekranlara bakın.Bilumum "Gel vatandaş bizi seyret" programı, rakibini geçmek için çıtayı aldı, yere koydu artık. Zamanı "okumakla kaybedilmeyecek kadar kıymetli necip Türk Milleti" medya deyince ne anlıyor ki?Televizyon. Eh orası da tarumar. O zaman medya mundar...Ben kabul etmiyorum şahsen. Gazetemle birlikte bir çok gazeteyi de tenzih ederim. Nezih programlar yapan veya yaptığını iddia eden televizyonculardan da aynı hassasiyeti beklerim. Medya dediğiniz ekranda abuk sabuk konuşan insanlar değil ki kardeşim. Aslında o insanlar özel sohbetlerinde de öyle değiller. Makul ve mantıklı konuşuyorlar. Bazıları pişman bile ekrandaki imajından, Yani "halkın istediğini vermek için" soyunuyorlar sayın Demirören'in tabiriyle "şaklabanlığa".... Taammüden...Bakın, bir temel kural daha var:Medya mensubu, ne olursa olsun ama eleştirdiği adamın koltuğuna talip olmamalı. Oysa "gel şu takıma teknik direktör ol" dense koşa koşa gidecekler var aramızda. MHK başkanlığına bayılanlar mı ararsınız, yönetici olabilmek için can atanlar mı ararsınız. Bıraksanız kırkından sonra sahaya çıkıp oynarlar valla.Bunların hiç biri de "gazeteci değil" ki kardeşim. Sen gazeteci olmayanlara bakıp nasıl gazetecileri suçlayabilirsin. Başa gelelim.Son zamanlarda ulu orta sallayanlar, yetenekleri sınırlı futbolculara kadar indi. Bahsettikleri "şarlatanlar" ne der bilmiyorum ama gazetecilik işini namusuyla yapan, üç otuz paraya talim edip avantaya yan bile bakmayan, mesleki başarıdan başka ödül, unvan peşinde koşmayan meslektaşların sabrı tükendi. Dikkat edin arkadaşlar, "sonradan gazeteciler" daha iyi bir teklif aldıklarında meslek değiştirecek, sonra biz bize kalacağız. Dikkat ediyor musunuz, son günlerde futbolculara bir şeyler oldu; medya mensuplarına bodoslama saldırıyorlar. Her zaman dedik, bir daha diyelim. Fenerbahçe bundan sonra UEFA Kupası'nı da kazansa, başkan Aziz Yıldırım daima "Kadıköy'deki dev Kupa" ile anılacaktır.Yani Şükrü Saraçoğlu ile...Yanlış anlaşılmasın!Aziz Yıldırım'ın kariyerindeki sportif başarıları yok saymıyorum. Türkiye şampiyonluklarını küçümsemiyorum. Avrupa'da kürsüye çıkamazlar demiyorum. Transferlerini hor görmüyorum.Tam aksine... Aziz Yıldırım kaldığı müddetçe hangi kupa gelirse gelsin, hiçbiri Şükrü Saraçoğlu kadar görkemli ve değerli gözükmeyecektir gözlere.O futbol mabedi, hep öne çıkacaktır. Çünkü Türkiye koşullarını aşmış bir eserdir. 2009 UEFA Kupası finali kara kaşımıza kara gözümüze verilmedi yani bize. Aday ülkelerin stadları arasında Yeni / Kaliteli kıstaslarının zirvesinde olduğundan kaptı finali Saraçoğlu.. Evet, resmen stad kendi başına finale kaldı. Bizler gündelik yaşamın rekabeti ve kıskançlığı içinde göz ardı edebiliriz Şükrü Saraçoğlu'nu. Hatta gecekondu bile diyebiliriz. Ama sayın Yıldırım'ın eseri öyle bir anıt ki, yıllar sonra da orada duracak ve yakın gelecekte Aziz bey'in adı ile özdeşleşecek. Fenerbahçe hangi kupayı kaldırırsa kaldırsın, Şükrü Saraçoğlu'nu geçemeyecek. En büyük kupa Sabahın köründe kalkmışım. Saatlerce trafikten sonra Bağcılar adliyesine yaklaşmışım. Lakin tüm yollar kesilmiş. Çünkü İpek Çalışlar davası nedeniyle önlem alınmış.Tabana kuvvet... Adliyeye yaklaştım. Ama polis barikatını geçmek ne mümkün. "Kardeşim ben sanıkım" diyorum polise anlamıyor. Gerçekten de sanıkım... Hakan Bilal Kutlualp, yazımdan kendisine hakaret çıkarmış, mahkemeye vermiş. Davaya katılıp ifade vermezsem tutuklanacağım.Sevgili Avukatım Günay bey sayesinde "torpille" giriyorum adliyeye. Bekle bekle... Ardından kendini yine trafiğe at ve spor servisine ulaş. Müdür Cem Şengül soruyor "Ters Köşe nerede"?Oflaya puflaya bilgisayarın başına oturduğumda istihbarat şefimiz Fuat Ercan elinde bir kağıtla yetişiyor imdadıma:Acımış olmalı halime:"Ne dersin bu konuya"?Gençlik Spor Genel Müdürlüğü federasyon başkanlığı seçimleri için lise mezunu şartını da kaldırmış. Hatta tahsil şartını toptan yok etmiş. İlk soru "kimin için".Rivayet muhtelif. Mesela Cemal Kamacı olabilir mi? Her şey mümkün, burası Türkiye."Yok" dedim Fuat'a..."Bunlar ne ki"...Mahkemeye sanıkın ulaşamadığı bir ülkede ne şaşırtabilir ki bizi. Adliyede talim var Sahada yarısı yabancı futbolcular oynarken Tigana çıkıp, "Türk futbolcuların fizik ve moral motivasyonlarının yetersizliği Avrupa maçlarındaki trafikle ortaya çıktı" türden açıklama yapınca aklıma geldi.Futbolun dili bir ama yabancı hocalar bize hakikaten "yabancı".Gerets'in de vardı böyle bir gafı ve fırsat bulup yazamamıştım.Belçikalı hocaya göre teşvik pirimi son derece normal bir şeydi. Yani verseler alacak adam!Zico'nun devirdiği çamlar ise bunların yanında "maki" kadar kalıyor henüz. O yüzden kendisini listeye almadım.Bakın aslında bu adamlar yabancıdır der geçeriz. Ama futbolumuza gözle görülür elle tutulur bir katkıları varsa. Sen herhangi bir Türk hocanın verebileceğine bile ulaşamayacaksın, Türk futboluna bir gram faydan olmayacak, sonra da abuk sabuk laflar edeceksin...Batıyor insana. Niye katlanalım. Hangi faydaları ile telafi ediyorlar saçmalamalarını.Sorarım onlara? eguven@milliyet.com.tr Yabancıların "yabancı"lığı

Yazarlar