Futbol Keyfi transfere paydos

Keyfi transfere paydos

17.04.2019 - 02:30 | Son Güncellenme:

Futbol Federasyonu bugün tarihi ve radikal bir karar alıyor. Ulusal Lisans Talimatı... Bu haziran ayından, yani yeni sezon transfer döneminden başlayarak transferler ve harcamalar kontrol altına alınacak. Artık keyfi para harcanmayacak.

Keyfi transfere paydos

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Haberin Devamı

Türkiye, Fenerbahçe-Galatasaray maçını, daha doğrusu bu maçın hakemi Ali Palabıyık kararlarını konuşurken, Futbol Federasyonu bugün tarihi ve radikal bir karar alıyor: Ulusal Lisans Talimatı...

Nedir bu Ulusal Lisans Talimatı, genel hatlarıyla anlatalım: Ayrıntılı açıklamayı Futbol Federasyonu Başkanı Hüsnü Güreli’nin önümüzdeki hafta yapması bekleniyor.

Kulüplerin gelir gider dengelerine, Finansal Fair Play dengelerine bugüne kadar UEFA bakıyor, gerekirse puan siliyor, transferi ve Avrupa kupalarına katılımı yasaklıyordu. Bu yetki artık UEFA kontrolü devam etmek koşuluyla TFF’ye geçiyor.

Ne olacak peki? Bu haziran ayından, yani yeni sezon transfer döneminden başlayarak transferler ve harcamalar kontrol altına alınacak. Artık keyfi transfer yapılamayacak, keyfi para harcanamayacak.

Haberin Devamı

Borcu olan kulüplerin gelirine bakılacak. Arada ayrıntılı bir hesaplama ile transfere ne kadar harcayabileceği hesaplanacak ve bunun sonucu TFF’nin izin verdiği ölçüde transfer yapılabilecek. Borçlu kulüplerin transfer harcamalarına bu hesaplamalar sonucu gelirlerinin ancak % 40-50’si kadar olabilecek. Süper Lig kulüplerinin haziran ayında ne kadarlık transfer yapabileceği şu anda tek tek Futbol Federasyonu’nun elinde bulunuyor.

Borcu olmayan kulüpler için sıkıntı yok. Örneğin yılda diyelim ki, 300 milyon lira gelirleri var, isterlerse bunun % 90’ını transfere harcayabilecekler. Yani 300 milyonun 270 milyon lirasını...

Haziran ayından başlayacak bu uygulamaya kulüpler uymazsa ne olacak, onu da söyleyelim. Önce ihtar... Sonra puan silme ... Transfer yasağı... Avrupa kupalarından men...

Diyelim ki kulüpler uyarıya rağmen transfer yaptı, o zaman Futbol Federasyonu transfer edilen futbolcuya lisans vermeyecek. Ayrıca hemen sonraki ara transferde, yani ocak transferinde yasak getirecek.

Futbol Federasyonu bunu uygulayabilir mi? Kulüpler bir açık bulamaz mı? Finansal denetimi isteyen zaten kulüpler... Ayrca UEFA’nın denetimi var. Futbol Federasyonu’nu kandırsanız, karşınıza UEFA çıkacak. Kaldı ki, bu şartlarda açık bulmak, Futbol Federasyonu’nu kandırmak kolay olmayacak.

Haberin Devamı

Türkiye’nin önemli para sihirbazlarından biri olan TFF Başkanı Hüsnü Güreli, yıllardır “Deniz bitti” diye isyan ediyordu. Bu kararla artık keyfi transfer de bitti. Keyfi transfere paydos... Kulüpler, hocalar, camialar kendilerini buna şimdiden alıştırmaya başlasınlar. “Borç yiğidin kamçısıdır” lafı hazirandan itibaren tarihe karışıyor.

Niye saklıyorsunuz?

Galatasaray Kulübü, VAR kararlarının ve konuşmalarının açıklanmasını istiyor. Çok haklılar. Niye saklıyorsunuz? Açıklayın, herkes rahat etsin. Hayali senaryolar yazılmasın, “Öküz altında buzağı aranmasın.” İngiltere’nin de yeni sezondan itibaren VAR görüntülerini stadların dev ekranından seyircilerle paylaşma kararı aldığı unutulmasın.

Kafamdaki 2 soru

Fenerbahçe-Galatasaray maçında hakem Ali Palabıyık’ın kararları ile ilgili kafamda iki soru var.
1- Maç 11’e 11 oynanıyor olsaydı, Mehmet Topal’a ikinci sarıdan kırmızı gösterir miydi, göstermez miydi?
2- Maç 1-0 değil de, 0-0 olsaydı, Eljif Elmas’ın golünden önce, Dirar’ın Feghouli’ye yaptığı faulü verir miydi, vermez miydi ?
Özeleştiri yapın
Fenerbahçe-Galatasaray maçının hakemi Ali Palabıyık’ın berbat bir yönetim gösterdiğini ve özellikle Galatasaray’ı çok ciddi anlamda “mağdur” ettiğini peşinen yazayım ki, sonraki satırlar yanlış anlaşılmasın.
Galatasaray, Kadıköy’deki 20 yıllık galibiyet özlemini gidermek ve Başakşehir’in yenildiği bir haftada aradaki puan farkını 3’e indirip ipleri eline alması için ne yaptı?
Galatasaray takımında bu maça özel, ekstra bir motivasyon, ekstra bir mücadele, çok özel bir istek gördünüz mü?
Galatasaray tam 50-55 dakika bir fazla oynamasına rağmen, tarihinin en kötü sezonunu yaşayan rakibi önünde tek gol pozisyonu yaratabildi mi?
Şampiyonluğa oynayan Galatasaray’ın 90 dakika içinde rakip kaleye ancak iki isabetli şut atabilmesi, etkisiz oyununu açıkça ortaya koymuyor mu?
Galatasaray’ın golcüsü, santrforu Diagne’nin maçı sadece bir isabetsiz kafa şutuyla bitirmesi bu etkisizliğin bir başka örneği değil mi?
Galatasaray % 67 gibi çok ciddi bir topa sahip olma oranıyla oynamasına rağmen, üstelik rakip bir eksikken, nasıl oluyor da pozisyona giremeden maçı bitiriyor?
Mustafa Denizli’nin yıllar önce söylediği ve bugün bile hatırlanan “hakemi de yendik” diye meşhur bir açıklaması vardı. Galatasaray biraz iyi olsa, hakemi de yenerdi, Fenerbahçe ‘yi de...
G.Saray maçın hakemini eleştirmekte “yerden göğe” haklı... Ama futbol olarak ortaya ne koyduğunun bir özeleştirisini de samimi olarak yapmak zorunda...
Tilkiler!
Bizim beIN Final programına, “VAR sistemi mi daha güvenilir, yoksa VAR’ın başındakiler mi?” diye bir soru geldi. Bunun cevabı çok açık ve defalarca yazdık; elbette VAR sistemi daha güvenilir. Ama VAR sistemini de eyyamcı yaptık, kendimize benzettik. Sonuçta ne kadar etkili olursa olsun bu sistemi de insan kullanıyor. “Tilkiler” hep kafada dolaşacak değil ya, VAR odasında da dolaşmaya başladı.
Ülkenin ayarı bozuldu
Fenerbahçe-Galatasaray maçına Ali Palabıyık’ın atanması çok ağır şekilde ve haklı olarak eleştiriliyor. MHK, bu akşam Manchester City-Tottenham, Şampiyonlar Ligi’ni yönetecek olan Cüneyt Çakır’a, büyük ihtimalle, “Ne olur, ne olmaz, derbide morali bozulabilir” diye görev vermedi. Ama Cüneyt Çakır’ın morali bozulmasın derken, Ali Palabıyık yönetimi ile birlikte bütün ülkenin ayarı bozuldu.
Bedelini ödeyecek
Kimse kusura bakmasın, bu sosyal medya delirmiş olmalı. Bir kere yıllardır sosyal medyanın hiçbir tarafında yokum. Dün arayan arayana. Benim adıma bir açıklama dolaşıyor. Güya “Bu maç tekrar edilmeli, G.Saray UEFA’ya gitsin, adamı ipe götürürler” gibi laflar. Nerede konuşmuşum, nerede yazmışım, kaynak sıfır tabi. 45 yıllık gazeteciyim, bu maçın tekrar edilemeyeceğini bilecek kadar bilgi sahibiyim. Hani bir deli kuyuya bir taş atıyor, elli akıllı çıkaramıyor. Bunu yapanı bulsunlar diye avukatlarıma söyledim. Bu yalanı dolanı yazan sonra bana gelip “Kusura bakma” falan demesin. Bu yalanın bedelini ödeyeceğinden haberi olsun.
Bu kadroyla bu kadar
Fenerbahçe’de Ersun Yanal’ın bu kadar eleştiriyi hak etmediğini düşünüyorum. Yanal’ı eleştireceksem, “Bu kadroyu düzeltirim” diyerek göreve başlamasını eleştiririm. Bu kadro bundan fazla düzelmez.
Herkesin görüşünü anlayışla karşılarım. Ama katılırım, katılmam. Örneğin ben Ersun Yanal’ın bu kadar eleştiriyi hak etmediğini düşünüyorum. Niye?
Bu takım Ersun Yanal kadrosu değil, bu takımı Ersun Yanal kurmadı.
Ersun Yanal öncesinde Fenerbahçeli futbolcuların ilk yarım saatten sonra dillerinin dışarı çıktığı ve maçın geri kalan bölümünü adeta yürüyerek, bitik biçimde bitirdikleri unutulmasın.
Fenerbahçe bugün 90 dakika koşup, mücadele eden bir noktaya gelmedi mi?
Bu sezon kendi sahasında Ankaragücü’nden, Kayseri’den 3’er gol yiyip 3’er puanı veren Fenerbahçe ne çabuk unutuldu?
Valbuena oynasa “Niye oynatıyorsun, orta sahayı güçlendirsene”, Valbuena yoksa, “Niye oynatmıyorsun, niye korkuyorsun” denmiyor mu? Bunların hangisi doğru, hangisi haklı?
Fenerbahçe’nin iyi bir kadrosunun olmadığı, “atanı ile tutanının” son derece yetersiz olduğu kabul edilmiyor mu? Bu kadronun kalitesi ciddi anlamda tartışılmıyor mu?
Fenerbahçe’nin koordinasyonu, futbolu, etkisi elbette çok kötü... Eee, bu kadroyla da, bu kadar oluyor. Ben Ersun Yanal’ı eleştireceksem, “Bu kadroyu düzeltirim” diyerek göreve başlamasını eleştiririm. Bu kadro bundan fazla düzelmez. Kimse kendini kandırmasın.
Keyfi transfere paydos
VAR tartışmasının dozajı artıyor
Fenerbahçe-Galatasaray maçında Hasan Ali kırmızı kart gördükten sonra tek kelime söylemeden oyundan çıkmasına, Fenerbahçeli oyunculardan en ufak bir tepki gelmemesine rağmen biz halen “kırmızı mı, değil mi” tartışıyoruz. Burada hakem otoritelere, kırmızı kartın doğru olduğunu söyleyip, VAR sisteminin bu pozisyonda devreye girmesi doğru mu, değil mi onu tartışıyorlar.
Keyfi transfere paydos
Nöbetçilikten asilliğe
Mustafa Kaplan yıllarca Gençlerbirliği’nde “nöbetçi hoca” olarak bekledi. Rahmetli İlhan Cavcav ne zaman hoca kovsa, ara dönemde takımın başına hemen Mustafa Kaplan’ı geçirdi. Kaplan için yıllar böyle akıp gitti. Ama şimdi Ankaragücü’nün başında harikalar yaratıyor. Bunu Ankaragücü’nün aldığı iyi sonuçlar için değil, ortaya koyduğu güçlü futbol için söylüyorum. Ankaragücü’nün deplasmandaki son Kayseri maçını izledim. Mükemmel oynadılar, keyif verdiler, haklı kazandılar. Bu arada ocak transferini kimler yaptı bilmiyorum ama “tam isabetleri” için kendilerini kutluyorum.
Keyfi transfere paydos
Kendinizi değil kulübü düşünün
Bursa-Trabzonspor maçını izliyorum. Bursaspor canının derdine düşmüş. Buna rağmen bakıyorum, dakika 64, Sakho rakip ceza alanında sıfır noktasında, kale önünde bomboş iki arkadaşı var, pas verse gol ihtimali yüksek ama kendisi sıfırdan kaleye şut atıyor, elbette sonuç sıfır...
Öyle bir yarış ki!
Öyle bir zirve yarışı var ki, Galatasaray, Başakşehir’i geçip şampiyon olabilir. Galatasaray aynı zamanda Beşiktaş’ın gerisinde kalıp üçüncülüğe düşerek Şampiyonlar Ligi’ni kaçırabilir. Galatasaray hem Başakşehir’le, hem Beşiktaş’la kendi evinde oynayacak. Şampiyonluğu kaçırmak istemiyorsa Başakşehir’i, üçüncülüğe düşmek istemiyorsa Beşiktaş’ı yenmek zorunda...
Tolgay, panik transferi mi?
Şenol Güneş gibi futbolcuyu gözünden anlayan, futbolcu parlatmakta tartışmasız bu ülkenin bir numarası olan önemli bir hoca Tolgay Aslan için, “Bırakın istediği kulübe gitsin” diyorsa, elbette bir bildiği, hatta çok bildiği vardır. Buna rağmen Fenerbahçe’nin Tolgay Aslan’ın üstüne atlamasını anlamadım. Acaba ara dönemde bir panik transferi mi oldu bu?
Keyfi transfere paydos
Hazıra dağ dayanmaz!
Abdullah Avcı Hoca, özellikle son haftalarda sürekli “Cebimiz dolu” diyor. Puan cetveline baktığınızda hoca haklı... Ama ben Abdullah Hoca’ya “aman dikkat” derim. Meşhur laftır, “Hazıra dağ dayanmaz.”
Keyfi transfere paydos
Avcı ayrılır mı?
Hürriyet’in Spor Konseyi’ndeki değerli meslektaşlarım, “Abdullah Avcı, Beşiktaş’a doğru” diye bir saptama yapmışlar. Kendilerine büyük ölçüde katılıyorum. Abdullah Avcı’nın Avrupa’nın ve bizdeki bazı büyüklerin radarında olduğunu biliyorum. Ama adeta “ortak” yaşamaya alıştığı Göksel Gümüşdağ başkandan ayrılır mı, açıkçası o konuda kuşkularım var.
Keyfi transfere paydos

Yazarlar