08.02.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:
CEMAL ERSEN
Süper Lig'in ikinci yarısı kızıştı, yöneticiler demeç yarışına başladı, şiddet yasasını uygulaması gerekenler yine kulaklarının üzerine yattı...
Federasyonun değişmesini istediği yasa; "Hakemleri, rakipleri veya taraftarını tahrik edici veya aşağılayıcı beyan veya demeç veremezler" diyor...
Yasadaki bu maddeyi çiğneyenlerin cezası açık; "3 aydan 6 aya kadar müsabakaları seyirden men". Oysa 7 yıldan bu yana ceza alan görülmedi...
Tutturmuşuz "Yeni yasa çıkacak. Sporda şiddet bitecek" teranesiyle birbirimizi kandırmaya devam ediyoruz.
Nedir sporda şiddet? Kimler yaratır şiddeti?
Sadece taraftar mı? Futbolcu veya teknik adamlar mı?
Yoksa medya mensupları veya kulüp yöneticileri mi? Gözümüz görmüyor, okuduğumuzu anlamıyoruz. Şu haliyle bile mevcut Şiddeti Önleme Yasası'nı uygulamayı beceremiyoruz. Sonra da kalkıp ülkenin Başbakanı talimat versin de, yeni yasa çıksın diye medet umuyoruz.
Son bir aydır futbol dünyası yine toz duman. Başkan konuşuyor, yönetici konuşuyor, teknik direktör konuşuyor. Ağzı olan konuşuyor vesselam. Hadi konuşmayla kalsa ne âlâ.
Adamlar herkesi tehdit ediyor. Taraftarı kışkırtıyor. Rakiplerini, hakemleri, federasyonu aşağılıyor.
Aynı kocaman adamlar, diğer yanda "Şu yasa çıksa da şiddet bitse" diye gözümüzün içine baka baka insanları kandırmaya çalışıyor.
Neden? Çünkü ayrıcalıkları olduklarını sanıyor. Sanmayı bırakın, kimsenin onlara dokunamayacağını düşünüyor. Ya da kendilerini öyle güçlü ve dokunulmaz görüyor ki, yasa masa hak getire... Ne söylerlerse yanlarına kâr kalacağını biliyor!
Alın size "5149 sayılı Şiddeti Önleme Yasası". 2004 yılından beri yürürlükte. Üç kez revize edildi, dördüncüsü TBMM'de sırasını bekliyor. Yenisi çıkınca ne olacaksa...
Siz elinizdeki yasayı uygulayabilseniz, ne hakaret eden, ne düzen bozan, ne tahrik eden kalacak da, her ne hikmetse umursamıyoruz.
Cesaret eden çıktı mı?
Ne diyor henüz rafa kalkmayan 5149 sayılı yasanın, "Yasak beyan ve demeçler" başlıklı 15. maddesi?
"Spor kulübü başkan ve yöneticileri, idari veya teknik personeli veya sporcuları ile spor kulüplerinin taraftarlarınca kurulan derneklerin başkan ve yönetim kurulu üyeleri ve taraftar temsilcileri, yazılı veya görsel medyaya; kendi taraftarlarını kışkırtıcı, hakemleri, rakiplerini veya taraftarlarını tahrik edici veya aşağılayıcı şekilde beyan veya demeç veremezler."
Verirse ne olur?
Yıllardır cesaret edip uygulayan çıksa idi şu olurdu. Veya bugün bile cesaret eden çıkarsa şöyle olur;
Madde 21- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./533.mad)
"Diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla ve ilgililerin bağlı olduğu federasyonun tâbi olduğu mevzuata göre verilecek disiplin cezaları dışında; 15'inci maddeye aykırı biçimde beyanat veren teknik personel ve sporculara 5 bin TL'den 50 bin Türk Lirasına kadar idari para cezası, diğerleri için ise ilk seferde üç aydan altı aya kadar spor müsabakalarını seyirden men ve 5 bin TL'den 30 bin TL'ye kadar idari para cezası, tekrarı halinde altı aydan bir yıla kadar spor müsabakalarını seyirden men cezası ile birlikte 10 bin TL'den 50 bin TL'ye kadar idari para cezası verilir."
Söyleyin Tanrı aşkına. Bugüne kadar eylem ve söylemleri nedeniyle Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'a yasa hükümleri uygulanabildi mi? Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'e MHK Başkanı'na hakaret ettiği için para ve men cezası verilebildi mi? Galatasaray kulübü Başkanı Adnan Polat'a hakemleri ve federasyonu küçük düşürücü açıklamaları yüzünden "Sen üç ay maçlara giremezsin" denebildi mi? Futbol Federasyonu kurulları tarafından verilenlerin dışında hayır. Örnekler çoğaltılabilir. Onu, hatta yüzü aşabilir.
Gelelim bu yaptırımları kimlerin uygulaması gerektiğine. Daha doğrusu yasa hükümleri uygulamadığı için suçlu duruma düşenlere. Kim bu şahıslar? Yasayla kurulan İl ve İlçe Güvenlik Kurulları. O kuralları oluşturan valilik, emniyet, Jandarma ve spor teşkilatı yetkilileri. Bir büyük kulüp başkanına dokunamayan, diğerini görmezden gelen, ötekini es geçen Güvenlik Kurulları.
Kusura bakmayın. Türk futbolunda bir tiyatro oynanıyor ve bu aile içindeki herkes görev ve yükümlülüklerini yerine getirmek yerine, işin kolayını seçip, seyirci koltuğunda oturmayı tercih ediyor.
O zaman buyrun. Hep beraber sahnenin karşı tarafına geçelim ve futbolumuzun katledilişini izlemeye devam edelim.
NE DEMİŞLERDİ?
Aziz Yıldırım
Federasyona sesleniyorum, akıllarını başlarına alsınlar. Bu hakemlerle lig bitecek deniyor. Biz bu hakemlerle gitmeyeceğiz, haberiniz olsun. Kulüplerin gücünün önünde duramazlar. Hele Fenerbahçe’nin önünde hiç duramazlar. Camianın hakkını dibine kadar savunurum. Ayıp, ayıp. Bizim oyuncuların yerinde olsam, ‘başkan bizim hakkımızı savunmuyor ’ derim. Bu hareketlerin cezasız kalmayacağını herkes bilsin.
Adnan Polat
Bugüne kadar hep bekledik. Bu böyle devam ederse, sesimizi çıkarmayacağımızı düşünüyorlarsa, yanılıyorlar. Artık yeter, savaş çıkaracağım. Bu katliama niye izin vereyim... Biz sesimizi çıkarmadık. Ama herkes çıkarıyor ve kazanıyor. Kim birinci, kim ikinci, kim üçüncü olacak bunlar karar veriyor. Ne hakları var buna. Görünen o ki bir plan yapılmış ve o uygulanıyor. Biz kazanmak için hakemi de yenmeye mecbur muyuz.
Yıldırım Demirören
(Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun Başkanı Av. Reşat Bostan'a) Dur, dur, kaçma! Sana bir mesajım var. Oğuz Sarvan'a ilet. Onun an..... s.....m! Adam maç bitmeden kaçıp gidiyor. Çünkü yüzüme bakmaya cesareti bile yok.
(Serdal Adalı'nın son konuşması) Hodri meydan diyoruz. Soyunma odasını basmak bizim işimiz değil ama basarsak alâsını yaparız.