Mehmet Demirtaş

Mehmet Demirtaş

Tüm Yazıları

Göztepe’nin Keçiörengücü maçı öncesi oyununu okumamız gerekirse, iki İstanbul temsilcisi Tuzlaspor ve Pendikspor yenilgilerinin ardından açtığı beyaz sayfayı gol yemeden tamamladığı Yeni Malatyaspor ve Denizlispor zaferleriyle taçlandırmıştı.

Yakaladığı bu ivmenin devamı beklenirken Samsun’da takıldıkları maçtan sonra ‘Acaba eskiye mi dönüyor?’ sorusu akıllara takılmıştı. Rakiplerinin hücum planlarını imha ettikleri zaman buna çalışkanlık ve bitiricilik alaşımını da ekleyince sorunu çözebildiklerini bize göstermişlerdi. İnşa ettikleri kompakt savunma yapısındaki en ufak bozulma ise maç içinde düşmelere sebebiyet veriyordu. Keçiörengücü gibi hızlı ve sağlam kramponlara karşı da öz güven maçın anahtarıydı. Maça da istekli başladıklarını söylemeliyiz. Her ne kadar özellikle ilk yarıda rakip stoperler arasında kaybolsa da Ali Akman'ın pres şiddeti yerindeydi. Yunus Emre'nin erken sakatlığı sonrası Tarık Çamdal'ın alana katılıp sağa, İsmail'i de sola kaydırmak Göztepe kanatlarına itici güç oldu. Topun ayakta kalma süresi, pas desteği oluşturan oyuncuların temposu, pasın kalitesi oyunlarının başlıca maddeleriydi.

Haberin Devamı

En az oynadığınız iyi oyun kadar rakibin frekansını bozmak da size getirisi olan hamlelerdir. Göztepe, ilk 45'te birkaç pozisyon hariç Keçiörengücü'nün eşleşmesini bozmayı bildi. Keçiörengücü ilk ciddi tehlikesi, ilk isabetli şutunda soldan şişirilen ancak isabeti kusursuz ve sekerek gelen topta golü bulunca Gürsel Aksel atmosferi buz kesti. Fakat topun sarı kırmızılılar tarafından kıymetli ve paylaşımcı kullanması sonucunda, en iyi yaptıkları biçimde kanatlardan yüklenmeyi sürdürdüler. Yasin'in tek bir bilek hareketiyle rakibi tarafından düşürülmesi, penaltıyı beraberinde getirdi. Devreye en azından eşitlikle gitmenin hesaplarını yapan ev sahibi, tabelada istediğini elde ederek girdi soyunma odasına. İkinci yarı ise iletişim, zamanlama, pasın yönü ve şiddeti gidişatı belirledi. Yani pas hatasını az yapan topun ve oyunun hakimiydi. Bunu da büyük oranda sağlayan Göztepe'ydi.

Haberin Devamı

Keçiörengücü, İsmail'in soldan bıraktığı boşluğu Rashad ile doldurmayı düşündü. İki net atağı Emir kesti. İsmail ve Yasin ile sol kulvarını etkin kullanan ev sahibi, açtığı ortalarda pek istediğini alamadı. Ancak en büyük artısı topla hiç oyalanmadı, kısa veya uzun metrajlı paslarla organizasyonu sağladı. Palmer'in attığı golde de hem kanatları kullandılar hem birkaç seri pasla gole gittiler. Zaten 90 dakikanın ana şablonu tam da buydu. Profesyonellere özgü basitliği, kenar çizginin taktik disiplini sahada istenilen seviyede olunca tadına doyumsuz bir galibiyet çıktı ortaya. Göztepe'nin artık odak noktası futbol olmasıdır. Zaten skordan önce kolay teslim olmayan bir takım izlemek ister tribünler. Dinamik ve konsantrasyonu çok yüksek orta sahanın tabelaya katkısını net bir biçimde gördük. Bilinçli bir şekilde sorumluluk alarak oynarlarsa seri galibiyet, istikrar da peşinden gelecektir. Dış sahalarda kaybetmemiş, karnesi epey iyi bir takımı bu denli çaresiz bırakmak büyük değil, çok büyük iş. Alkışlar Göztepe'ye.