Futbol ‘Ne de olsa Gençlerbirliği’

‘Ne de olsa Gençlerbirliği’

06.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Milliyet muhabiri Celal Umut Eren, Süper Lig'deki Gençlerbirliği - Alanyaspor maçını değerlendirdi.

‘Ne de olsa Gençlerbirliği’

Tanıl Bora’nın kaleme aldığı ‘Ankara Rüzgarı: Gençlerbirliği Tarihi’ kitabının hem 2003 hem de 2019 baskılarını büyük bir keyifle okudum. Satırlar arasında Gençlerbirliği’nin sıkıntılı bir anda aldığı flaş bir sonuç için sarf edilen, “Ne de olsa Gençlerbirliği” sözü çok dikkatimi çekmişti.
Tanıl Bora’nın ne demek istediğini Gençlerbirliği-Alanyaspor maçını izlerken gayet iyi anladım. Hatta kaleci Nordfeldt’in 90+5’de kurtardığı penaltı sonrası eminim Tanıl Bora da aynı sözü tekrar etmiştir. Aslında bu sözün anlamını 3. haftada Beşiktaş deplasmanında 1-0 kazanırlarken de hissetmiştim. O gün nasıl dönemin teknik direktörü Mert Nobre’nin akıllı savunma taktiği ve kenardaki enerjisi övüldüyse bugün de aynı şekilde hakkı verilmeli. Mustafa Kaplan’ın emeği, Alanyaspor’a karşı 4-5-1’e yakın kurduğu sistemi ve kenardaki liderliği elbette takdir edilmeli. Ancak bu galibiyette 3 hafta önce yolların ayrıldığı Mert Nobre’nin payı da kesinlikle fazlasıyla var. Nobre’nin kurduğu dinamizm, özellikle ön alan presi düşüncesi Eryaman’da dün sahaya açıkça sunulmuştu. Fakat övülmesi gereken esas adam: kaleci Kristoffer Nordfeldt..
İsveçli eldiven, 2000-01 sezonunda Gençlerbirliği’ne Türkiye Kupası’nı kazandıran Patrick Nys ve 2003-04 sezonunda UEFA Kupası’nda tarih yazan Alkaralar’ın kalecisi Damir Botanjic gibiydi.
Alanyaspor; Sergen Yalçın, Erol Bulut ve Çağdaş Atan yönetimlerinde hep adım adım ilerleyen ve çok iyi işleyen bir sistem takımı... Ligimizin şampiyonlarında her zaman uyumlu bir tandem ve başarılı bir kaleci vardı. Akdeniz ekibinde de Caulker-Tzavellas tandemi ile başarılı eldiven Marafona bu tanıma gayet uyuyor. Adım adım ulaşılan bu sezonki zirve yarışında elbette kayıplar olacak, hele ki 40 haftalı bir ligde namağlup yürümek de epey zor...
İşte bu noktada bir kırılma anı yaşayacaklar. Arka arkaya oynanacak Göztepe ve Beşiktaş maçları öncesi Çağdaş Atan’ın kırmızı kartla takımını yalnız bırakacak olması bu kırılma noktasına yaklaşılırken iyi bir işaret vermedi.
Çağdaş Atan futbol kariyeri için 2008-09 sezonunda Trabzonspor’da oynarken Ersun Yanal’la çalışmasının kendisi için olumlu yönde ‘kırılma anı’ olduğunu belirtmişti. Genç teknik adama, İstanbul dışından bir takımla zirve mücadelesi verecekse, “Ankara Rüzgarı: Gençlerbirliği Tarihi” kitabında Ersun Yanal’lı Gençlerbirliği’nin 2002-2004 arasında nasıl zirve ve Avrupa mücadelesi verdiğini okumasını bilhassa öneririm.