Skorer Nihat Özdemir çekilmeli (II)

Nihat Özdemir çekilmeli (II)

14.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Nihat Özdemir çekilmeli (II)

Kolkola girdiğiniz konular ise nadirdir. En azından bağımsız, bağlantısız, tarafsız yazarlar için. Geçen hafta yazdığım "Nihat Özdemir çekilmeli" içerikli yazıda bu geldi başıma.Yönetim ve asbaşkanın duymazdan geldiği, okurun ise sahiplendiği bir tuhaflıkla karşı karşıya kaldım.Halk ile kulüp bu kadar ayrı telden çalabilir miydi? Botaş'taki ihale yolsuzluğuna adı karışan ve hakkında suçlama dosyası hazırlanan Fenerbahçe ikinci başkanı sayın Nihat Özdemir'in aklanana kadar yönetimden ayrılması önerimi belki yanlış değerlendirdi Fenerbahçe yönetimi.Belki, kafasını etik sorunlara takmış bir yazarın hezeyanları olarak algıladı.Veya Fenerbahçe'yi yumuşak karnından yaralamaya çalışan bir Galatasaraylı, Beşiktaşlı...Oysa ben sokaktaki adamın hislerine tercüman oluyordum.Sokakta her üç kişiden biri Fenerbahçeliydi ve içlerinde kulüplerini en çok sevenler tamamen aynı fikirdeydi. Bu bağlamda çok sıkı bir Fenerbahçeli gibi davrandığımı düşünüyorum. Birkaç yazılı saldırı ve tehdit dışında sıra dışı destek bitmedi hafta boyunca.Botaş'taki ihale yolsuzluğu haberleri sürdükçe arttı.Dava geliştikçe devam edecek belli ki. Devam edecek ve Türkiye'nin her gündemindeki gibi saflar oluşacak. Sayın Başkan'ın mutlak otoritesi hangi yönü gösterdiğini belli etmediği için sessizliği tercih edenlerin mırıltıları artacak mutlaka.İlk tartışmada, rakipler tarafından kullanılacak. Kim bilir, belki sayın Yıldırım'ın voleybol maçında küfür edenlere karşı ortaya koyduğu fair playlik jest eskisi kadar kolay olmayacak bir süre sonra.Değer mi? Demem o ki, ben ne Nihat Özdemir'in düşmanıyım ne de Fenerbahçe'nin. Hatta yönetimin dostluk ve dayanışmasına saygılıyım. Ama hem Fenerbahçe'nin hem futbolumuzun menfaati için sayın Özdemir kendi isteği ile yöneticiliğini dondurmalı. Hemen... Mecbur kalmadan önce. Bizim meslekte de "madalyonun iki yüzü vardır"! Bazen siz yönlendirirsiniz okuyucuyu, bazen o sizi yönlendirir. Asena yaşasaydı Asbaşkan Levent Erdoğan'ın "kız gibi oynadılar" tespitine Beşiktaşlı futbolcular gücenip tepki gösterebilir...Onlar gençtir... Üniversite kampüsünde, Beyazıt Kütüphanesi'nde değil, geleneksel çevrede bıçkın ağabeyler eğitmenliğinde yetişmişlerdir çoğunlukla. Cümledeki "dişi" vurgu, cümlenin genel anlamı ve hedefinin önüne geçmiş olabilir zihinlerinde. "Kız" insandan önce dişidir bazılarına göre. "Dişi" benzetmesi de hakarettir delikanlı adama!Tek tek sorsanız ana-bacı-eş-evlat olan dişilerin kutsallığını içeren şık cümleler duyarsınız ama "Kız gibi oynadılar" resmen hakarettir onların kitabında.Oysa sayın Erdoğan'ın cümlesi "Kaz gibi oynadılar" şeklinde kurulsaydı hakaret içerirdi."Kız gibi oynadılar" cümlesi erkeklerin kızlardan güçlü, hızlı olması gibi biyolojik bir gerçeğin altını çizen "orta karar" bir eleştiri olsa da algılayana bağlı.Zihninde "kız"ın hangi özelliklerini hazır beklettiğine göre değişir mesajı...Tıpkı; "Eşek gibi çalıştı" tespitine sevinip, "Eşek gibi anırdı" cümlesine sıkılı yumruklarla yanıt verilmesi gibi. Aslında bu konu beni aşar. Rahmetli Duygu Asena sağ olacaktı ki, okuyacaktınız ve reddedemeyecektiniz Levent Erdoğan'ın Beşiktaşlı futbolculara "iltifat" ettiğini.Sahi, feministler niye karışmıyor bu meseleye?Bayan yazarlar?Nice delikanlı yorumcuların el sürmediği netameli konulara "Kız gibi cesaretle" dalan Nilay Yılmaz, yaz bakalım... Gelelim sadede...Haberlere göre Beşiktaş Başkanı sayın Yıldırım Demirören de celallenmiş asbaşkanın söylediklerine...Bir açıdan bakınca; ne mutlu bize... Türk insanı okumuş da olsa, zengin de olsa, sosyal de olsa bir gram değiştirmiyor prensiplerini. Tribündeki delikanlı, sahadaki yıldız, tepedeki başkan aynı fikirde. Bir başka açıdan, üzülüyor insan...Sayın Levent Erdoğan'ın geçmişte dile getirdiği "Teşvik ahlakidir" fikrini eleştirmesi ve reddetmesi için iki hafta yazı yazmak zorunda kalmıştım Beşiktaş Yönetimi'ne. "Kız gibi oynadılar" skandal, "Teşvik ahlakidir" normal...Canım Türkiye. Sağ olasın Maldonado Maldonado, Atatürk Hava Alanı'na indiğinde manzaraya bakıp "Kendimi Maradona gibi hissettim" demişti ya... Eyvah demiştim..."Maldonado havaya girebilir"."Veya Maldonado'dan Maradona beklentisi ciddi olabilir"!İkisi de olmadı...Maldonado'nun en hızlı şekilde en yakındakine verdiği paslarla "isabetli pas oranlarını" alt üst etmesi yeterli bulundu Fenerbahçe seyircisi tarafından. Zaten sevimli adam... Sevdiler onu. Asıl önemlisi, hava alanına bakıp, tribünlere göz atıp kendini gerçek Maradona zannetmedi Şilili. "Yedek kalmamı sorun yapmam" dedi. Altı kişilik kotaya on kişi sığdırmaya çalışan Fenerbahçe'de "yabancı kontenjanı yüzünden yedek kalmayı" olgunlukla karşılayacağını deklare eden bir yıldız ne kadar önemli biliyor musunuz? Ve Avrupa Şampiyonası'na gün sayan bir Milli Takım için Maldonado'nun yerine aday Türk futbolcuların forma bulabilmesi?..Maldonado, "huzur" garantisi. Galatasaray Teknik Direktörü Feldkamp'ın maçtan önceki son basın toplantısında verdiği dramatik bir mesaj, maç hengamesinde kaybolup gitti... Kalli dedi ki, "Leverkusen ve futbolcularına ilişkin her türlü bilgiyi futbolcularımızla paylaştık"...Ve devam etti:"Aslında bu bilgileri futbolcularımın bizi beklemeden araştırmasını, öğrenmesini, bilmesini tercih ederim" Ben size "mealini" söyleyeyim:"Türkiye'deki futbolcular futbolu sadece topa iyi vurmak sanıyorlar. Oysa kendilerini fizik ve teknik anlamda olduğu kadar zihinsel açıdan da geliştirmeleri gerekir. İnsanı geliştiren ise meraktır. Teknik direktör rakip hakkında elbette bilgi aktaracaktır. Ama işini seven bir insan işi için gerekli olan bilgileri merak edip araştırmalıdır. Motivasyon dediğiniz, sadece boğa gibi hırslanmak değildir. "Ben böyle anladım. Eminim ki futbolcular duymadı bile. Maç hengamesinde kaybolup gitmesin, en azından arşivlere girsin diye yazdım. Kalli kulak büktü Trabzonspor başkanı sayın Sadri Şener, ayağının tozuyla çıktığı Yavuz Semerci'nin Haber Türk'teki programında siyaset-kulüp ilişkilerine pratik bir boyut getirmiş.Trabzonspor'un sorunlarında Trabzon milletvekillerini göreve davet edeceğini söylemiş. İlgilenmezlerse kendileri bilirler!Trabzon'da "Takım için kılını kıpırdatmadı" cümlesi bile yeter, siyasi kariyeri noktalamak için.Büyük başın derdi büyük oluyor...Sıradan vatandaşa "mahalle", milletvekiline "şehir" baskısı. eguven@milliyet.com.tr Büyük başın derdi

Yazarlar