SkorerOnur ve ekmek

Onur ve ekmek

02.11.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Onur ve ekmek

Milliyet Spor Servisi'nin Namık Sevik döneminden beri elinde tuttuğu öncülük ve örneklik bayrağı taktirle, saygıyla eleştirilirken, elbet Hıncal Abi'nin kolay kolay katılmadığım ve asla paylaşamayacağım görüşlerine de sebep oldu.Sevgili Hıncal Abi, "Koskoca Milliyet gazetesinin Galatasaraylı bir yazarı yok. Fenerbahçe maçını iki Fenerbahçeli yazıyor. Ertesi gün Galatasaray maçına bakıyorum, onu da yazanlar Fenerbahçeli!" dedi.Sonra sıraladı adlarımızı Erdoğan Şenay'dan Mehmet Demirkol'a, Halil Özer'den bana kadar... Hatta bir ara ağzından şöyle bir itiraz cümlesi de çıktı: "Attila Gökçe niye her hafta memur gibi Beşiktaş maçlarını yazıyor!"Attila Gökçe'nin memur gibi gazetecilik yapmadığını herkesten çok Hıncal Uluç iyi bilir. Attila Gökçe sadece Beşiktaş maçlarını yazmıyor. Galatasaray'ın, Fenerbahçe'nin maçlarını da yorumluyor.Hıncal Uluç bugüne kadar taraflardan birinin üç büyükler olmadığı kaç maçı yazdı, bilemiyorum. Ama ben kendi adıma Bursaspor - Ankaragücü, Antalyaspor - Gaziantepspor, Trabzonspor - Vanspor, Trabzonspor - Adana Demirspor gibi onun kolay kolay aklına getiremeyeceği maçları da yazdım. Çocukluğumdan beri okuduğum, 16 yıldan beri onurla çalıştığım gazetem Milliyet, NTV'deki "90 dakika" programında en sevdiğim meslektaşlarımdan biri olan Hıncal Abi'nin eleştirileriyle gündeme geldi. Milliyet Spor Servisi yazarları, kulüp formalarıyla maç izlemiyorlar. Kulüp sözcülüğü, temsilciliği, avukatlığı ya da amigoluğu yapmıyorlar.Hıncal Uluç'un eleştirisinde temel bir tutarsızlık var. Gazetecilik aidiyetiyle, kulüp taraftarlığı aidiyetini birbirine karıştırıyor.Büyük bir meslek ustasının böylesine zemin kaydırması elbette kafaları karıştırıyor. Uzmanlaşma gibi iyi niyetli çabalarla yola çıkan medyamız, nihayet amigolardan da yazar ürettiği, yozlaşma sürecinin de bir anlamda savunucusu oluyor.Yapma Hıncal Abi... Bu mesleğin en onurlu, en örnek, en akıllı ustalarından birisin. Dostluğundan da, meslektaşlığından da onur duyarım. Ama sen bile gazeteciliği böylesine farklı zeminlere kaydırıyorsan, gençlere ne diyeceğiz?O masum genç insanlara gazeteciliği - elimizden geldiğince - anlatmaya çalışırken ortaya koyduğumuz, yaşatmaya çalıştığımız ilkeleri bugünkü tavrınla nasıl bağdaştıracağız?Uzmanlaşma ile başlayıp, kulüp kalemşörlüğüne uzanan ve giderek yozlaşan bu süreç sporu gün geçtikçe en rezil biçimde zehirlemiyor mu?Örneğin kulüp aidiyeti ağır basan yazarların eleştiri konularının en başında hakemler geliyor. Sonra o kulübün teknik direktörü... Sonra o takımın yıldız futbolcuları...Gençlerbirliği-Galatasaray örneğinde olduğu gibi hakem Oktay Demiray'dan başlayıp Gerets'e giydirerek, oradan Hakan Şükür'ü sarsıp, Necati'yi benzeterek yapılan yorumlar, haksızlığın, adaletsizliğin, gaddarlığın daniskası oluyor.Hakem, Gerets, Hakan ya da Necati eleştirilerinin hepsine katılsak dahi maçı maç yapan takımlardan birini unutmuyor muyuz?Mesut Bakkal'ın, Mehmet Çakır'ın, genç Isaac'in, Baki Mercimek'in, Uğur Boral'ın hakkını yemiyor muyuz? Yozlaşma süreci Galatasaray değil sadece, üç büyüklerin ve Trabzon'un maç kritiklerinde şablon belli. Rakibi yok say, öteki takımı hiç izleme, analiz etme, yorulup zahmet etme...Varsa da, yoksa da neden yendi, neden yenildi!Hıncal Abi, böyle gazetecilik olmayacağını sen de biliyorsun, ben de... Bu ligi çığırından çıkaran insanları gazete sayfasından TV programına kadar formalarla kadrolaştıran, amigoyu yazar yapan, yazarı da hokkabaza döndürmek için baskı kuran bu düzene gel hep beraber isyan edelim. Böyle bir yanlışın ve yozlaşmanın içinde ne senin rolün olabilir, ne de benim!Her kulübe bir yazar öngörüyorsan söyle bana Gençlerbirliği'nin, Gaziantep'in, Malatya'nın yazarı kim olacak?Bu yoz örneği mesleğimizde kült haline getirirsek, ekonomi sayfalarında her holding için bir yazar istihdam edilmesi gibi komedilere, her partiden bir yazar bulmak gibi trajedilere çanak tutmaz mıyız?Yapma Hıncal Abi, Milliyet Spor Servisi -beğensen de, beğenmesen de- gazetecilik yapıyor, becerebildiğince.Onur ve ekmek tanrıya şükür ki benim için bugüne kadar terazinin hep aynı kefesinde durdu. Birinden birini tercih etmek durumunda kalmadım.Hıncal Abi, onurumuza da, ekmeğimize de sahip çık...Ne olur, ikisini de bölme! İsyan edelim UEFA Kupası'ndaki temsilcimiz Beşiktaş'ın yarınki rakibi Sevilla 100. yılını kutluyor. İspanya Ligi'nde tek şampiyonluğu var, 1946'da. Bugüne kadar üç kez Kral Kupası'nı kazanmış. İspanyol liginin asansör takımlarından biriydi düne kadar. Ancak son zamanlarda toparlanıp bir çıkış sergilemeye başladı.Baptista'yı Real'e satıp Porto'dan Luis Fabiano'yu aldılar. Eski Barcelona'lı Saviola'yı kadrolarına kattılar. Geçen hafta deplasmanda Mallorca ile 1 - 1 berabere kaldılar. Kaleci Palop İspanya'nın en iyilerinden biri, ama sakat...Tigana ile kendine yeni bir ufuk arayan Beşiktaş, Avrupa Kupaları da dahil kulüp geçmişiyle Sevilla'dan çok büyük bir takım. Çok daha büyük bir kulüp.Yarınki maçta savunma hatalarını örter, son Ankaragücü maçındaki gibi yaratıcı ve golcü kimliğini tekrarlarsa, Sevilla o sahada yaya kalır.Ama Beşiktaş Türkiye Ligi'nin temsilcisi. Sevilla ise İspanyol Ligi'nin...İki lig arasındaki standart farkı elbette bizim aleyhimize.Kendi adıma kulüplerarası standart farkının bu maça yansımasını diliyorum. Lig terazisi bizim ayarımızı bozar! Lig farkı / kulüp farkı 41 yılda ne maçlar, ne hakemler gördük. Özellikle futbolcuların, teknik adamların maç sonrası uzattığı elleri geri çeviren hakemleri hiç sevmedim.Bir defasında bir Fransız hakem, ünlü Beckenbauer'i geri çevirmişti. Bu yıl da önce bir futbolcunun yaşadığı olay Ankara'da, Oktay Demiray ile Eric Gerets arasında örneklendi. Hakem bey, artık hangi kompleksle sakınıyorsa, Eric Gerets'in toka için uzanan elini geri çevirdi.Bunun adı tek kelimeyle görgüsüzlük. Nezaketsizlik ve asosyal bir davranış örneği.Dostum Özcan Oal'a sordum. Hakemlerin tokalaşmasını yasaklayan bir kural yok.Ufuk Özerten, hakemlere hakem olmayı öğretirken insan gibi davranmayı ihmal etmesin, hatırlatsın. agokce@milliyet.com.tr Demiray'ın ayıbı

KEŞFETYENİ
Dünyanın en zengin üçüncü insanı evleniyor! Venedik'i resmen kapattı
Dünyanın en zengin üçüncü insanı evleniyor! Venedik'i resmen kapattı

Cadde | 23.06.2025 - 15:43

Milyarder Jeff Bezos ve gazeteci Lauren Sanchez, İtalya’nın Venedik kentinde milyon dolarlık düğünleri için geri sayıma başladı.

Yazarlar