30.05.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe'de gelecek sezon için transfer çalışmaları başlarken bir yandan da Jose Mourinho'nun geleceği merak ediliyor. Milliyet Gazetesi yazarı Osman Şenher yazısında Fenerbahçe'den Jose Mourinho ile Galatasaray'ı değerlendirdi.
Galatasaray büyük bir aile olmuş / Osman Şenher
Kazanılan iki kupa, oynanan futbol, oyuncuların, yöneticilerin, Okan hocanın ve taraftarların birbirlerine bağlılığı kulübü başka bir yerlere götürmüş. Hata yapmadan sezonu başarıyla bitirmesini sağlamış.
Önce şunu söyleyeyim, arkadaşlarına bağlılığı olmayan futbolcuları barındırmıyorlar. Burada en büyük pay Okan hocanın. Yerlisi, yabancısı, yedeği, ası kadroda kim varsa hepsi tek vücut. Yenikapı’daki seremonide bunu hepimiz gördük ve zaman zaman da gözyaşlarımızı tutamadık. Hangi futbolcu podyuma çıkıyorsa yanında ya eşi, ya çocukları ya da sevgilisi var. Mertens ve ailesi bizi zaten kopardı. Bu nasıl kulübe bağlılıktır ilk defa gördüm. Arkadan Muslera ağlayarak ve ağlatarak yüz binlere veda etti.
Sallai sevgilisiyle çıktı podyuma. Belli ki, arkadaşı ilk defa böyle bir kalabalığın önüne çıkıyor. Kızın ayakları titriyor. Macar futbolcu heyecandan mosmor oldu. Lemina, Barış Alper, Sanchez, Abdülkerim başka bir atmosfer yarattılar. Evet o gün oraya eğlenceye gelenlere yağmur sürprizi vardı. Taraftarlar çok eziyet çektiler ama böyle günlerde bu çekilen eziyet konuşulmaz, gündeme de gelmez, şikayet eden de pek olmadı. Burada önemli olan camianın tek vücut olması. Şu an Osimhen gitse bile takımına bağlı müthiş bir kadro var.
Menajer Gardi, Okan Buruk ve Abdullah Kavukcu transfer edecekleri futbolcuları şimdiden belirlediler. Araştırdıkları şey huyu, suyu, aile yaşantısı ve adaptasyonda arkadaşlarına uyum sağlayıp sağlamadığı, bunlara bakılıyor. Yani Ziyech, Zaha gibi kaliteli futbolcular kapının eşiğinden içeri sokmamak için epey uğraş veriyorlar.
Sonuçta bu akşam Başakşehir maçıyla sezon bitiyor. Bu karşılaşma Muslera ve Mertens’e veda maçı olacak. Tribünler koreografiler hazırladı, futbolcular kupalarıyla sahada tur atacak ve eğlenceye son noktayı koyacaklar, hayırlısı olsun. Bu sevgiyi hak ettiler, emeklerinin karşılığını aldılar.
Fenerbahçe Avrupa’nın zirvesinde
Basketbol futboldan sonra gelen spor olsa da Avrupa şampiyonu olmak kolay bir iş değil. Orada büyük bir emek var. Maddi-manevi çok zor bir kulvar. Bu şampiyonluğu sarı-lacivetli kulüp hak etti.
Ben Türk’üm, burada doğdum burada öleceğim. Bana Avrupa’dan hangi takım kupa getirirse, hangi spor dalında olursa olsun başımın tacı. Ne yapacaktım yani; Fenerbahçe, Monaco ile final oynuyor, kupa Fransa’ya gitsin diye mi dua edecektim! Ben fanatizmden nefret ediyorum. Hele Avrupa kupası deyince akan sular durur.
Evet futbolda başarılı olmadılar. Bunun da tek sebebi, kaç keredir söyledim yine söylüyorum Mourinho’dur. Başkan iyi futbolcular aldı fakat Portekizli teknik adam takımın adeta canına okudu. Sadece parayı düşündü, her kaybettiği maç sonrası Türkiye’nin futbolunu kötüledi. Başkan Ali Koç’u sadece bir yerde suçluyorum. Sezon içersinde Mourinho zırvalarken, ‘Sen napıyorsun?’ diye soru sormadı. Hele son oynanan maçta, Hatayspor küme düşmüş, sen o takıma dört gol yiyip yeniliyorsun. Dünyaca ünlü teknik adama önce keşke sarı-lacivertli kulübün tarihi anlatılsaydı.
Son sözüm de Melih Mahmutoğlu ve Eray Yazgan’a... İkinizin de çenesi tutulsun! Biri ‘Biz yanağımızdan makas aldırarak şampiyon olmadık’ diyor. Diğeri ‘Hacdan gelenleri karşılayanlar, Fenerbahçe’yi karşılayanlardan çok olurdu’ diyor. Bu tür düşünen, konuşan insanları sporumuzdan uzaklaştırmadıkça biz fanatizmi önleyemeyiz.