Palandöken pırıl pırıl

Dario PORSEMAY

KIŞ merkezleri sıralamasında Palandöken benim ilk göz ağrım değildir. Ancak nedense bir başka severim bu dağları. Ejder Tepesi'nin görkeminden midir, Dadaşlar'ın güleç yüzlerinden midir bilemem ama bu yöreye geldiğimde kendimi rahat hissederim. Gördüğüm yaşadığım güzellikleri yansıtmak, gerektiğinde katkı vermek bana daima haz vermiştir.
Performans sporuna önem veririm ve bunun turizmle içiçe olduğuna inanır, hep vurgularım. İşte bundandır ki, DEDEMAN grubunun ilk önce Palandöken, sonra Erciyes ve şimdi de Sarıkamış'a gelmesini hep alkışlamışımdır. Şimdi ise POLDEM PALANDÖKEN A.Ş.(POLAT-DEMİRÖREN VE YILMAZOĞULLARI)'nın turizm yatırımlarını izliyoruz. 900 yataklı bir otel, teleski ve telesiyejleri ile Erzurum'un kış turizmine yön verecek yeni bir potansiyel ve diğerleri, Konaklı mevkiinde verilen 14 yer tahsisi.
Diğer taraftan kendisini geliştiren Erzurum Kayak Kulübü, yaklaşık 600 üyesi ile önde koşan bir Kayak İhtisas Kulübü. Başkan Sayın Mehmet Tanoğlu ve sağ kolu Yard.Doç.Özer Ayık ve arkadaşlarının gerçekleştirdiklerini görmek lazım. Milli takımımıza verdikleri sporcular bir yana, bu yıl açılışını yaptıkları yeni kulüp binasına tüm sportif ve sosyal tesislerine benden 5 yıldız.
Palandöken'de görüp de üzüldüğüm ise dört gözle beklediğimiz gondol-lift. Erzurum Özel İdaresi'nin gerçekleştirdiği bu tesis bilindiği gibi Ejder tepesine kadar uzanması gerekirken, GSGM'nin mevcut telesiyejinin hemen burnunun dibinde noktalandırılmış, yanlış.
Telesiyejin ulaşabildiği noktada gondol-lifte gereksinim duyulmaz. Gondol-liftin dağa hakimiyet kuran, bölgenin kayak alanını genişletecek en yüksek tepeye kurulması, yani Ejder Tepesi'ne kadar uzatılarak 1 veya 2 duraklı yapılması gerekirdi.
Ayrıca Palandöken dağlarında açılan yolların da doğanın ekolojik yapısını bozmadığını kim söyleyebilir.
Diğer taraftan Erzurum'da kayak sporuna yön verenlerin, performans sporuna gereken hassasiyeti, özeni ve sporcuya saygıyı, en azından benim ölçülerimde gösterdiği söylenemez. Geçen hafta üç gün süren Türkiye Şampiyonası'nda hava şartlarının kusursuz olmasına karşın, yarışların her defasında 90 dakika gecikmesi, ayrıca slalom yarışlarının iddia edercesine iki ayak yerine kural dışı bir ayağa indirilmesi ve geçiştirilmesi yersiz bir davranıştı.