Beşiktaş, ilginç bir kadro ile çıktı. Rakibi ile puan farkını ya 3’e düşürecekti, ya 9’a çıkaracaktı, ya da oyunu tutup gol atan galibe oynayacaktı.
Mustafa Denizli oyun felsefesini farkı 3’e düşürmek üzerine belirlemişti. Özellikle orta sahada. Topla gidebilen oyuncuları oynattı. Hatta Ekrem’i orta sahanın ortasında kullandı. Önünde Tabata’yı, ileri uçta da Yusuf, Serdar Özkan ve Nihat üçlüsünü görevlendirdi. Hepsinin özellikleri dripling yapabilmeleriydi.
Denizli maçtan sonra basın toplantısında “duran toplardan korkuyordum” dedi. Korktuğu da başına geldi. Takım kısalmıştı ve bunun faturasını ödedi. Mustafa hoca aslında planlarında haklı çıktı.
Fener biraz daha pozitif olmalı
Şampiyonluğa oynayan takımlar genelde lige nasıl başlarsa öyle devam ederler. Fenerbahçe geçen sene Gaziantep beraberliği ile sezona girmiş, ardından iniş çıkışlar göstermiş ve erken havlu atmıştı.
Bu yıl konsantrasyonları üst düzeyde. Başkanı, yöneticisi, oyuncusu, teknik adamı ve taraftarı yüksek motivasyonla lige başladılar. Son iki hafta iyi futbol ortaya konmamasına rağmen mücadele, arzu ve istek vardı. Geçen yıl olmayan bu özellik iyi oynamadan kazanmayı getirdi. Geçen sezon iyi oynamadığı ve mücadele etmediği maçları hep kaybediyordu. Örneğin Bursa’ya 1-0’dan 2-1 yenilmişti.
Bursa ve Manisa maçlarında hırslı oyun, en azından rakipler kadar boğuşmak ve savaşmak starları da öne çıkardı. Bursa’da işi Alex halletti. Geçen yıl Alex ve Güiza da yetmiyordu. Bu yıl sezona iyi başlayan Emre’nin de olmamasına rağmen, hücum organizasyonları aksamasına rağmen üç puanla dönmeyi başardılar.
Fenerbahçe ligin sonuna kadar arzusunu devam ettirecek gibi gözüküyor. Ancak oyunu biraz daha pozitif oynaması lazım. Üç tane önemli deplasmanı geçtiler. Bu büyük avantaj. Kendilerine güvenleri büyük avantaj. Avrupa Ligi’nin başlaması da avantaj. Çünkü teknik heyet oyuncuları fiziksel ve psikolojik açıdan sürekli hazır tutma şansına sahip olacak.
Kendilerine güvenleri çok
Galatasaray da 5’te 5 yaptı. Gol ortalaması da 3’ün üzerinde. Öndeki dört oyuncu, kimi oynatırsanız
oynatın iş yapıyor. Baros’un oyun içindeki performansı ile attığı goller adeta birbirine ters düşüyor. Hatta bu maçta tam çıkacakken iki gol buldu. Bu da önemli özellik bir forvet için.
Sabri’de ilerleme var. Her geçen gün daha iyi oynuyor. Emre müthiş profesyonel. Servet’te az, Hakan Balta’da çok düşüş gözleniyor. Mustafa Sarp ile Mehmet Topal işlerini yapıyorlar. Hücumda yaptıkları her olumlu şey ekstra oluyor. Onlar da öndeki dört oyuncunun açığını kapatırken biraz savunmanın arasına fazla giriyorlar. Bu da orta alandan çabuk çıkan takımlara karşı pozisyon vermelerine yolaçıyor. Beşiktaş örneği gibi.
Galatasaray, Kayseri, Ankara ve Beşiktaş maçlarına baktığımızda önce duran toplarla rakiplerini çözüyor. Öne geçtikten sonra daha da tehlikeli oluyorlar. Aslında 0-0 giden oyunda rakibi çözmeleri gerekir. Ama kendilerine güvenleri çok. Şu ana kadar Rijkaard’ın skora göre yaptığı değişiklikler hep pozitif. Arda son iki maçtır yorgun, doğal. Keita doksan dakikanın tamamında etkili değil. Etkili oynadığı bölümlerde ise büyük tehlike.