Aslında ilk 10 dakikadaki futbolu görünce çok ümitlenmiştim. “Düşündüğümüz, arzuladığımız Fenerbahçe sahada” demiştim
İlk 10 dakikadaki futbolu görünce açıkcası çok ümitlenmiştim. Ayağa iyi oynayarak rakibi bir anda yarı alanına hapsetti Fenerbahçe. “Oh be sonunda düşündüğümüz, arzuladığımız Fenerbahçe sahada” dedik.
10 dakikadaki baskı ve hücum girişimlerinden gol gelmeyince Porto oyunda dengeyi sağladı. Dengeyi sağlarken, Fenerbahçe orta sahası da çok top kaybetmeye başladı. Porto takımının pasları bu kez Fenerbahçe’yi yordu. Üstün oynarken atamayan Fenerbahçe dengeli giden oyunda bir yan topta Volkan’ın yumruk mu atsam, tokatlasam mı kararsızlığı sonucu golü yedi. Bu şok gol ilk yarının sonuna kadar takımın motivasyonunu bozdu, bir türlü toparlayamadılar. Ardından ikinci gol de geldi. İlk yarının sonlarında Porto kontratağında direkten dönen top, Fenerbahçe’yi ikinci yarıda ayakta tuttu.
Carlos ve Gökhan
Teknik Direktör Aragones, 4-2-3-1’den 4-1-4-1’e döndü. Ama Alex’in orta sahaya çok gelmesi işleri bozdu. Fenerbahçe risk aldı. Oyunun sonlarında yorulması ve maçı bırakması muhtemelken Kazım’ın rakibin ayağına çarparak attığı golle ümitlendi. Ancak fizik olarak yorulmaları beraberlik için gerekli baskıyı kurmalarını, tempoyu artırmalarını engelledi.
Roberto Carlos ve Gökhan Gönül müthiş oynamalarına rağmen diğer oyuncular onlara ayak uyduramayınca yenilgi de kaçınılmaz oldu.
Arsenal’in Dinamo Kiev’i yenmesinden sonra Fenerbahçe için bir tek UEFA Kupası ümidi kaldı. Ancak bu futbolla Kiev’den galibiyet çıkarmak bir hayli zor olacaktır.
İşte Kazım'ın golü
Porto'nun ilk golü:
Porto'nun ikinci golü: