Galatasaray’ın üç puanı bulması önemliydi. Çünkü Fenerbahçe’yi kovalarken Beşiktaş’ın da nefesini arkasında hissetmeye başlamıştı
Tıpkı 3. haftada oynanan Diyarbakır - Fenerbahçe maçının bir benzerini yaşadık. Diyarbakır o karşılaşmada da Mendoza’nın Galatasaray’a attığı golün benzerini Tazemeta ile bulmuş ve öne geçmişti.
Şampiyonluğu kovalayan takımlar çizgi halinde oynadıkları ve geniş alan bıraktıkları zaman, rakipte de aralara top atabilen oyuncu varsa bu tür golleri kalelerinde görüyorlar. Bu doğaldır.
Maçtan önce tansiyonun düşürülmesi maçı da olumlu etkiledi. Galatasaray takımı yediği golden sonra daha fazla önde basmaya başladı. Kaldı ki, 4-3-3’ün en önemli prensibi zaten önde baskıdır. Diyarbakır kontratak yapıp ikinci golü bulamayınca Galatasaray’ın klas ayaklarıyla maçı lehine çevirmesi kaçınılmazdı. Nitekim de böyle oldu. Ayhan’ın ortasında sağ bek Sabri eşitliği sağladı. Hatırlarsanız Fenerbahçe’nin sağ beki Gökhan Gönül de Diyarbakır’da aynı kaleye golü atmıştı.
Beraberlik golü Diyarbakır’ın güvenini alırken, Galatasaray’a direnç ve moral verdi. İkinci yarıda da Kewell’ın indirdiği topta savunma oyuncusunun ayağı kayınca Arda hem kendi, hem de takımı için çok kritik bir gole imza attı. Kendisi için diyorum; çünkü iyi oynadığı maçlarda bile eleştirilen Arda sanırım bu golle hem kaybetmek üzere olduğu özgüvenini geri kazandı, hem de eleştirilerin önünü tıkadı.
Barış önce rakibinin ayaklarına atladı, ardından voleybol oynadı. Hakemin kırmızı kartı doğruydu. Barış gibi Galatasaray formasını giyen bir oyuncunun sarı kartı cebinde iken etkisiz bir bölgede böyle sorumsuz ve acemice davranması düşündürücü.
Galatasaray takımı son yarım saat 10 kişi oynamasına rağmen bir pozisyon dışında rakibine fazla şans tanımadı. Bu önemli bir artıydı. Diyarbakır’ın fazla pas yapmasına imkan tanıdılar, bu gayet normaldi. Ancak Diyarbakır yoğun pas trafiğine rağmen etkili olamadı. Çünkü Galatasaray savunması ceza yayının bir hayli önüne çıkınca rakibi yaklaştırmadı. Son iki deplasmandan puansız dönen Galatasaray’ın bu kez üç puanı bulması önemliydi. Çünkü Fenerbahçe’yi kovalarken Beşiktaş’ın da nefesini arkasında hissetmeye başlamıştı.
Bu arada lige verilecek 15 günlük ara bütün takımlar için şans. Sakatların iyileşmesi, işlerin yoluna sokulması açısından bulunmaz fırsat.