Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

rdilmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galibiyet yine ikinci yarıda geldi. Antalya ve hafta arası oynanan UEFA Kupası maçlarının bir örneği dün de yaşandı.
Beşiktaş ilk yarılarda tempoyu yükseltmiyor. Rakiplerini de oynatıyor. Rakiplere pas imkanı verdiğiniz zaman maçı tek kaleye çevirmeniz zor oluyor. Maç başlamadan kolay gözüküyordu, Antalya’daki ikinci yarıdaki Beşiktaş’ı düşündüğümüz için.
Beşiktaş ikinci yarıda hücum yönünden tempoyu artırmadı. İbrahim Toraman ve Zapotocny savunmayı orta alana çıkardılar. Orta alan da pres yaptı. Kısacası Konya’ya pas imkanı vermeyince doğal olarak hücum üstüne hücum geldi. Konya’nın savunması arızaya uğradı. Beşiktaş topu kazandıktan sonra hem kenardan geldi, hem de göbekten. Çok da pozisyon buldular.
Tehlikeli bölgede iş yapacak çok oyuncuya sahip Beşiktaş. Delgado, Bobo ve Holosko gibi. Bu oyuncular kötü de oynasa, iyi de oynasa farketmiyor. Yetenekli olduklarından mutlaka sonuç elde ediyorlar. Atakların sonunda hataya zorlayınca da rakip savunma oyuncuları konsantrasyonlarını kaybediyorlar. Delgado’nun ilk golünde olduğu gibi.
Beşiktaş adına en olumlu gelişme, ikinci yarıda da olsa istek ve arzularına bilinç de yerleştirmeleri. Hücumları bilinçli yapıyorlar. Soldan Serdar Özkan içeri girdiğinde Delgado ve Tello onun bölgesine giriyor. Ters tarafta Holosko’nun arkasına oyuncu giriyor. Ortaları da tehlikeli, yerden sert kesiyorlar. Dünkü maçta en az 3-4 pozisyon buldular, bir tanesi golle sonuçlandı.
Konya takımı ilk yarıda bayağı pas yaptı. Kafa kafaya oynadılar. İkinci yarı presi yiyince mahkum oynadılar. İkinci yarının başında gelen erken gol de Beşiktaş’ın işini kolaylaştırdı. 15 dakikada daha gol olmasa Nobre de girecekti. Gol gelince oyuncu değişikleri farklı isimlerde oldu.
Konya takımında Fahri fazla istekliydi. Fazla diyorum, çünkü o isteği agresifliğe dönüştü.
Selçuk Dereli’den de kendisine bir kıyak geldi, eli verdiği halde Fahri’yi ikinci sarıdan atmadı.
Maçın tempolu olmasında hakemin de katkısı vardı. Dereli dört dörtlük yönetti derken, iki kart hatası yaptı. Bir tanesi Cihan (tarzı da değil aslında) Cisse’nin bileğine bastığında direkt atılmalıydı. Fahri’ye de kırmızıyı gösteremedi.