Bursa bir şans
İkinci yarıda çok maç oynayacağı için Fenerbahçe’de geçtiğimiz yıllara oranla rotasyonda kalite farkı ortaya çıkmayacak. Daum rahat rahat farklı oyuncuları kullanabilecek. Sivas’ta hem takım savunmasını, hem hücumu iyi yaptı Fenerbahçe. Bunda çok yumuşak bir takım gözüken Sivas’ın da payı oldu. Çok dirençsizdiler.
Daum’un, Lugano’nun yokluğunda defansın ortasında Deniz’i oynatmasını (Aragones ve Zico bunu hiç akıl edemedi) Türkiye’yi iyi tanımasına bağlıyorum. Fenerbahçe’nin şimdi önünde Bursaspor ile oynayacağı iki kupa maçı var. Aslında bu bir şans. Çünkü Bursa ile Lille aynı özellikleri taşıyor. İkisi de hızlı ve çabuk çıkan takımlar. Fenerbahçe ise yavaş ve kontrollü oynuyor. O yüzden iyi bir prova olacak. Fenerbahçe rakiplerini kendi oyununa uydurursa her iki kupada da turu geçer.
Aslan kabuk değiştiriyor
Galatasaray takımı kabuk değiştiriyor. İlk yarıda 21 gol atan Nonda, Baros ve Kewell yok. Hücumda farklı oyuncular oynuyor ve sistem de bir iki maçtır 4-4-2’ye döndü. Açıkcası futbol tatmin etmese de Gaziantep ve Denizli maçlarını altı puanla geçmek önemli bir artı.
Yeni gelen isimlerin arkadaşlarının arkasında olması doğal. Dos Santos ve Jo bu geçiş döneminde fizik kapasitelerini artırırlarsa mutlaka başarılı olurlar.
Galatasaray’ın çözmesi gereken problem sakatlıklar. Çok sık yaşanıyor ve uzun sürüyor. Üç kulvarda devam ettikleri için şu an yaşadıkları kadro sıkıntısını ileride daha fazla hissedebilirler.
Yine Servet boğuşuyor
Stoper Neill takıma alıştı. Dengeli bir oyuncu. Ama yine rakip takımın forvetleri ile Servet boğuşuyor. Daha önceki stoperler de boşta oynuyordu, Neill de. Galatasaray’da olmazsa olmaz üç oyuncu Servet, Mustafa ve Arda. Bu üç oyuncu fire vermeden yollarına devam etmeli. Çünkü diğer oyuncular form olarak sürekli değişkenlik gösteriyor.
Şampiyonlukta Fenerbahçe kadar iddiaları var. Sakatlar düzelirse Atletico Madrid engelini de aşacak güçteler.
İş Bobo’ya kaldı
Öncelikle Mustafa hocaya acil şifalar diliyorum. Hocamın sigarayı bırakma zamanı geldi. Beşiktaş’ın önünde çok kritik 14 maçı bulunuyor. Bu yüzden sağlıklı bir Mustafa Denizli’ye ihtiyacı var.
Hafta içini boş geçirmek Beşiktaş’ta fiziksel ve konsantrasyon açısından problemler doğurabilir. Mustafa hocanın da bunu tecrübesiyle kapatacağını düşünüyorum. Ama şu gerçek ki oynayacakları her maçı final maçı gibi görmeleri şart.
Beşiktaş’ın takım savunmasında Ferrari’nin sakatlığı sonrası ciddi problem vardı. Antalya’da İbrahim Toraman’ın müthiş performansı ile bu örtüldü. Ama hücum yönünde ilk yarıdaki görüntünün aynısı hakim. Hücum oyuncuları bireysel anlamda form tutamadılar. Hoca da şablonu değiştirmiyor. Mutlak surette öndekilerin performasını artırmak için sistemde oynamalı.
İyi ki Ernst ve Fink var
Sakatlıktan yeni çıkan Holosko kendini toparlayamamış. Tello hem maçlarda, hem oyun içinde değişkenlik gösteriyor. Serdar Özkan bir var, beş yok. Yusuf da aynı şekilde. Nobre tüm iyiniyetine rağmen kumaşı yeterli olmadığı için faydalı değil. Nihat iyi niyetli ama formu kötü. İş Bobo’ya kaldı. O da kalitesinin altında olmasına rağmen en etkili silah. En büyük şans Fink ve Ernst‘ten en az birisinin hep iyi oynuyor olması. Hem hücumda, hem savunmada iyi sezon geçiriyorlar.