Galatasaray açısından bu maç da nereden çıktı havası vardı. Gençlerbirliği açısından da “yüzmüşüm, yüzmüşüm sonuna gelmişim. İlk maçta iyi bir skor koparayım da kestirmeden finale çıkayım” düşüncesi hakimdi. Canlı ve istekli bir görüntüye sahiptiler.
Galatasaray’ın en önemli özelliği yerden çabuk ve öne doğru oynayan bir takım. Ancak zemin kötü olunca bu oyunlarını da etkiledi. Ayrıca konsantrasyon eksikliği de üzerine binince tek bir pozisyona giremeden maçı bitirdiler. Tam aksine Gençlerbirliği’nin iştahlı oyunu 3-4 net pozisyon bulmalarını sağladı. Bunlardan biri gol oldu. İki tanesini Aykut çıkardı. Biri de direkten döndü.
Teknik Direktör Feldkamp yok. Hakan Şükür, Ümit Karan, Song, Mehmet Topal ve Lincoln gibi takımın kilit oyuncuları da yok. Ayrıca sahadaki futbolcular maç bitse de gitsek gibi oynayınca aslında ortaya normal bir sonuç çıktı. Rövanş için ise tehlikeli bir sonuç. Galatasaray, Ali Sami Yen’de önde basmak isteyeceği için çabuk çıkan bir takım olan Gençlerbirliği karşısında risk yaşayacaktır.
Bakıyorsunuz Feldkamp ile Lincoln, Almanya’da tedavi oluyorlar. Sanki Türkiye’de doktor yokmuş gibi. Yani ne hocanın, ne de takımın bu sezonki en önemli transferinin Galatasaray umurunda. Böyle olunca da bu yenilgiye fazla şaşırmamak gerek.
Hakem Halis Özkahya, Vestel Manisa-Sivas maçından sonra dün gece de çok iyi bir maç yönetti.