Yahu bizim milli takım öyle bir takım ki hepimizi mahcup eder. Aferin çocuklar, bravo Fatih Terim. Bizi hep böyle mahcup edin. Hoş ben bizim oyuncularımızın yeteneğinin performanslarının üstünde olduğunu iddia ediyor olsam da 2-0’dan sonra maçı çevirmek kolay değildi.
Fatih Terim’i eleştirdik. Tabii ki saygı çerçevesi içinde. İsviçre maçının ikinci yarısında sahneye çıkan Terim doğru takımla sahaya çıktı, doğru değişiklikler yaptı. Oyunu hiç bırakmadı. Saha içinde yüzde doksanımız maçı bırakmıştı. Ama Terim kendisine öyle bir yardımcı oyuncu bulmuş ki, onun adı Arda’ydı. O maçı bırakmadı, oynadı, oynattı.
Günümüz futbolunda çok önemli yıldızlar var ama o yıldızların arkadaşlarına ihtiyacı var. 70’li yıllarda tek başına maç aldı derlerdi. Arda kimseden destek almayarak Çekler’i paramparça yaptı. Yine de çok önemli dersler çıkarıyoruz çeyrek finale kalırken.
Bir takım düşünün her maçın ilk yarısında geriye düşmüş. İki tanesinde ikinci golü yemiş ve bunların ikisinde de sonradan toplam beş gol atarak olmazı olur hale getirmiş. Yani imkansızı gerçekleştirmiş. Kendi penceremizden baktığımızda 1-0’dan 2-1’e, 2-0’dan 3-2’ye getirerek takım olarak güven kazandık. Hırvatlar’a ve muhtemel rakiplere “Yahu Türkler maçı çevirirler” korkusunu aşıladık. Bunu aşılayan Terim ve Arda başta olmak üzere herkese tebrikler. İlk yarılara iyi başlamak dileğiyle haydi Viyana’ya.
Bu arada hakem mi! Çekler’in amigosu gibiydi. Hemen iki ön liberoya sarı kart çıkardı, ardından oyuncu değişikliğine iki dakika izin vermedi.