Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

rdilmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aragones ve Ersun Yanal fizik ve psikolojik olarak takımlarını iyi hazırlamışlardı. Müthiş bir karşılaşma oldu. Gol olmamasına rağmen temposuyla, mücadelesiyle ligin en iyi maçlarından biriydi. Trabzon adına doksan dakika, Fenerbahçe adına 55 dakika. Her iki takımın da dün karşısında herhangi bir Anadolu takımı olsa, param parça ederlerdi.
O kadar hızlı başladı ki oyun, maçın sonucunu oyuna sonradan girecek oyuncular belirler diye düşündük. Her iki takım da sağa sola ayağa pas yaparak değil, hep öne doğru oynadılar. Fenerbahçe’nin iki beki maç boyunca müthişti. Gökhan ve Carlos olağanüstüydü. Stoperler; Lugano ve Edu dikkatli olsa da, Kayserispor maçındaki gibi anlamsız ofsayt taktiği yaptılar, göbekten savunma arkasına atılan toplarla üç pozisyon verdiler.
Oyun içerisinde Ersun Yanal’ın hamleleri doğruydu. Umut’un yerine Isaac’ı soktu, sonlarda yorulan Yattara ile Selçuk’u kenara aldı. Aragones’in Alex’i çıkarıp Josico’yu Selçuk’un yanına koyması, Emre’yi sola kaydırması yerindeydi. Ancak Güiza - Semih değişikliğini yapmayarak oyunun Trabzonspor lehine dönmesine davetiye çıkardı. Güiza’yı kazanayım derken kaybedebilirsiniz. Bu arada maç da kaybedebilirsiniz. Fenerbahçe’nin oyunun son bölümünde yorulmasının en büyük sebebi topun Trabzon yarı alanında kalmamasıydı. Bunu yapacak da Semih’ti. Zaten Semih babası antrenör olursa ilk 11’de oynayacak. Hakikaten yazık oluyor. Avrupa’nın en önemli santrforlarından bir tanesi ama Fenerbahçe’de yok. Ona göre sistem bulunamıyor. Genç Semih diye diye galiba en sonunda jübilesinde ilk 11’i görecek. Bir parantez de kaleci Volkan’a açalım. Mükemmel bir maç çıkardı. Fenerbahçe’ye bir puanı getiren isimdi.
Bünyamin Gezer fazla kart gösterip tempoyu düşürmek istemedi. İlk yarıda Song’un Roberto Carlos’a yaptığı hareket penaltıydı.