Honved eşleşmesinin bir benzerine tanık olduk. Tek fark, Honved ile ilk maç Kadıköy’de oynanmış, işi bitiren Fenerbahçe deplasmanda idare ederek turu atlamıştı. Bu kez Cenevre’den 2-0’lık avantajla geldi, aynı Honved rövanşı gibi yine sıkmadan alınan bir beraberlikle Avrupa Ligi’ne katıldı.
İnanın bu tür kupa maçlarında ilk karşılaşmada ciddi avantaj yakalayan takımların rövanşını yazmak güçleşiyor. Oyuncuları eleştirmek de doğru olmuyor. Teknik Direktör Daum, Santos’u Alex’in bölgesinde denedi. Uğur’un maç kondisyonunu artırmak istedi. Aynı şekilde Selçuk’un da... Savunmada Lugano-Önder ikilisi görev aldı. Sonuçta Semih-Güiza ikilisinin beraber oynamışlıkları vardı. Selçuk ile Emre’nin de... Bu yüzden Daum, Cristian-Selçuk ikilisini görmek istedi. Bu tür arayışlar ilk maçın verdiği rahatlıktan tabii ki...
İlk yarının sonlarına doğru bir ara herkes “ne oluyor” dedi. Çünkü Sion tura ortak olmuştu. Ama Fenerbahçe hemen eşitliği sağlayıp, ikinci yarı oyunu rölantiye alarak, rahat rahat yorulmadan turu geçti.
Lugano hazır olmadığı için rakibin tek forvetine sürekli Önder hamle yapmak zorunda kaldı. Aynı Diyarbakır’da Bilica’nın yaptığı gibi. Anlaşıldı ki, hoca Kazım’da ısrar edecek. Sürekli oynatıyor, güven kazansın diye. Santos daha çok orta saha oyuncusu olduğu için Semih’e uzak oynadı. Çok formda Emre olmadığı için orta ikilinin forvete katkısı yoktu. Sonuçta Sion İsviçre liginden gelen bir takım (kolay kolay maçları golsüz bitmiyor). Açıkcası ben farklı bir maç beklemiyordum, tempo ve skor olarak. Bu yüzden de formalite maçıydı. Bir kaç dakika lig maçına döndü ama kısa sürdü. Ancak savunma arkasına atılan toplarda sıkıntı devam ediyor.
Bu arada taraftarın takıma güvenmesi ve coşkusu çok önemli. Dün de görevlerini en iyi şekilde yaptılar.