Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

rdilmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kendinize olan güveni abartıp, rakibe saygı duymazsanızBursaspor gibi ilk yarıyı 3-0 geride kapatırsınız. Fenerbahçe tam tersini yaptı, hayran bıraktı

Saygı bedavaya söylenecek, öyle her zaman kullanılabilecek bir kelime değildir. Hangi mesleği yaparsanız yapın önce kendinize saygınız olacak. Eğer sporcuysanız camianıza ve rakibinize de saygı duyacaksınız. Bu sadece oyun kuralları ve fair - play için değil, kazanmak adına da önemli çünkü.
Fenerbahçe takımı Denizli maçının son yarım saatinde başlayan, Sivas maçının tamamında devam eden bir çıkış yakaladı. Dün de 45 ila 65. dakikalar hariç müthişlerdi. Hem kendilerine, hem takımdaşlık duygusuna, hem de kazanmak için rakibe saygı gösterdiler. Ben son üç maçta Fenerbahçe takımına hayran oldum. Hatta farklı kadrolarla oynamalarına rağmen. Volkan’dan Semih’e kadar ilk 45 dakikanın tamamında ve son 20 dakikada müthiş bir konsantrasyon ve özveri içinde, rakibi ciddiye alarak, hem hücumda, hem savunmada çoğalarak mücadele ettiler.
Bunun aksine Bursa takımı bilinenin dışında fazla rahattı. Güven futbolda çok önemli. Güvenli olduğunuz zaman iyi oynarsınız, daha başarılı olursunuz ancak bu güveni abartırsanız, “Biz zaten önemli takımız” derseniz, rakibinize saygı duymazsanız ilk yarıyı 3-0 geride kapatırsınız.
Bursa takımı ligin ciddi takımlarından. Ertuğrul Sağlam’ın da takımda büyük emeği var. Bu kadar puanı da yüksek konsantrasyonlu oynadıkları maçlarda kazandılar. Yoksa oyuncu kaliteleri çok yüksek değil ama oyuncular bu maça kadar yeteneklerinin sınırlarını zorluyordu. Tabii ki Fenerbahçe’nin çok iyi futbolu Bursa’yı kötü gösterdi. Ancak direnci çok düşüktü Bursa’nın.
Gökhan Gönül, Santos doğru zamanlarda hücuma çıktılar, etkili oldular. Lugano ve Bilica çok basit oynadılar (Bilica’nın ikinci yarının başındaki fantezileri dışında), Cristian - Emre ikilisi de savunmada ve hücumda yardımlaşmayı iyi yaptılar.
Aslında bugüne kadar Alex’in performansına veya attığı gollere göre kazananılan maçlarda diğer oyuncuların performansı değerlendiriliyordu. Alex kötü mü oynadı, hayır. Gollerde de payı vardı. Üç maçta atılan 11 golden bir tanesi bile Alex’a ait değil. Artık diğer oyuncular Alex’in sırtından indiler ve Alex’in iyi futbolu sadece, iyi futbol olarak kaldı. Takımı kurtaran kaptan değildi.
Bireysel anlamda kötü oynayan yoktu. Semih’i çok beğendim. Bir forvet düşünün; ne havadan, ne yerden top bırakmıyor. Bu arkadaşları için büyük avantaj. Alex’in kullandığı duran toplar dokunursan gol olacak gibiydi. Şimdi dokunmasanız da gol olura geldi.
Hüseyin Göçek pozisyonlara yakındı. Kondisyonu da çok iyi. Yine çok beğendim.