Kayseri’nin tek şansı ceza sahası dışından gol atmaktı. Nitekim son dakikada da Sanctis’in yardımıyla bunu başardılar
Galatasaray geçen hafta Denizli’de kazanıp morallenmişti. Maç öncesi Hakan Balta’nın sakatlanması oyuncuların yerlerini oynattığı gibi şablonu da değiştirdi. Skibbe mecburen 3-4-1-2’ye döndü. Göbekte Servet, sağ stoper Emre Aşık, sol stoper Mehmet Topal. Önlerindeki dörtlü; sağda Sabri, onun yanında Mehmet Güven, onun yanında Ayhan, solda Arda. Bu dörtlünün önünde Lincoln, ileride de Nonda ve Baros. Top rakibe geçince Nonda orta sahaya yardımcı oluyordu. Baros ve Nonda sürekli hareket halindeydi.
Buna karşılık Kayserispor iki çabuk forvetle çıktı sahaya. Ama maç boyunca ve uzun süre bir fazla oynamalarına rağmen ne Cangele’yi, ne de Aghahowa’yı savunma arkasında topla buluşturdular. Hem atılan son paslar iyi değildi, hem de Galatasaray savunması derinlik yaparak dikkatliydi. Zaten Kayseri’nin sezon başından beri en büyük problemi önde “santrfor” diyebileceğimiz, “sezon ortalaması 15 gol olur” diyebileceğimiz bir ismin olmaması.
10 kişi oynamak tabii ki kolay değil. Galatasaray bu yüzden oyunun devamında arkaya yaslanmak zorunda kaldı. İyi de kontra yapamadı. Önde biraz Arda topu tuttu. Takımı dinlendirdi. Galatasaray’ın iyi yaptığı şey uzun süre eksik oynamalarına rağmen Saidou’nun solla vurduğu topun dışında pozisyon vermemesiydi. Kayseri’nin tek şansı ceza sahası dışından gol atmaktı. Nitekim son dakikada da Sanctis’in yardımıyla bunu başardılar.
Trabzonspor ve Sivasspor’un kazandığı haftada gerideki Galatasaray’ın kredisi yoktu. Bu yüzden çok önemli bir iki puandan oldular.
Hakem kararları çok tartışılacak. Lincoln, savunma oyuncusunun bilinçsiz ayağını sokması üzerine topa ayağına soktu. Çok kişi penaltı değil diyebilir ama bence penaltıydı. Ancak aldatmaya yönelik kart gördü. İkinci de atıldı.