Galatasaray kazanıp işi garantilemek istiyordu. Eskişehir beraberliği, Fenerbahçe’nin Twente yenilgisi gibi ders olur diye düşünmüştük. Aslında oyun anlamında çok kötü değillerdi. Ama beklentinin altında kaldılar. Sürekli öne oynamaya çalıştılar. Bu kadar öne oynamanın, bu kadar ofansif oyuncuyla saldırmanın karşılığında pozisyon azdı.
Sturm Graz takımı genç bir ekip. Kalitesi düşük ama temposu yüksek. Aslında maç da böyle oldu. Galatasaray tamamen oyunu rakip alana yıktı. Tipik kontralar yedi. İlk yarının son 10 dakikası maçı tek kaleye çevirdi. İşte bu bölümde 45’te rakibin golü geldi. İkinci yarının ilk 15-20 dakikasında da ilk yarıdaki tablo yaşandı. İstek ve öne oynama arzusuna rağmen pozisyon gelmeyince Teknik Direktör Rijkaard bu kez ikili defansif orta sahadan birini çıkarıp, Elano’yu oraya kaydırdı. Beş hücumcuyla oynadı. Sabri takviyesiyle sayı altı oldu. Ama yine söylüyorum bu kadar hücumcu oyuncuya rağmen yeterli pozisyon sağlanamadı.
Dün gece gördüğüm en büyük problem oyun içinde 3-1 kazanılan Panathinaikos maçının unutulması ve kontrolün kaybedilmesiydi. Çünkü son bölümlerde kontradan yenilecek bir gol Galatasaray’ın gruptaki işini zorlaştırırdı.
Galatasaray takımı kalitesinin altında bir sakinlikte. Çabuk oynamak, öne oynamak iyi ama bunu sakinlikle birleştirip daha organize olmak lazım. Elano etkisiz bir oyuncu. Gol pası vermesine rağmen... Bir kere fiziği iyi değil. Bana göre Galatasaray’ın ilk on birinde oynamaz. Keita’nın gücü ise 70 dakika. Baros iyi değildi ama klasik gol arzusunu sonuçlandırdı. Bir topu da direkten döndü. Mehmet Topal, Ayhan ve son bölümde giren Mustafa Sarp hücum yönünde takımını eksik bıraktı. Haksız da değillerdi. Önlerinde dönüşü olmayan oyuncular var. Dönen topları Sturm Graz’ın alması da bu oyuncuları yordu. Arda o kadar yetenekli ve o kadar iyi oyunlar oynadı ki... Dün de aslında etkili pozisyonlarda hep vardı ama daha önce oynadığı o muhteşem futbol hep akıllarda kaldığı için vasat gözüktü. Aslında Galatasaray’a baktığımızda yaratıcı tek oyuncu.
Hakem pozisyonlara hep yakındı. Bir tek uzak kaldığı pozisyon oldu. Onda da 5. hakem gözünün önünde Arda’ya yapılan penaltıyı vermedi.
Panathinaikos’un deplasmanda Dinamo Bükreş’i yenmesinden sonra Galatasaray, Panathinaikos ve Bükreş’in şansları eşitlendi. Demek ki işi ciddiye almak lazım. Özellikle artık iç sahada puan kaybına tahammül kalmadı.