Arsenal maçındaki müthiş mücadelenin aynısıydı. Tek fark özellikle oyunun devamında hücumu da düşündü Fenerbahçe takımı. Gollere bakıyoruz; iki duran top (kaleci hatası var) ve Emre kendi kalesine. Ama bu kadar mücadele edersen, savaşırsan bu hataları rakibe yaptırırsın.
Belki aman aman futbol oynamadı Fenerbahçe, ama inanılmaz mücadele etti. Mücadele etmeyen bir tek oyuncu yoktu. Josico ve Selçuk ikilisi arkadan sürpriz koşular yapacak, Arda, Lincoln, Baros ve sonradan giren Kewell'ı bir tek maçın başında kaçırdılar, o da gol oldu. Onun dışında Lugano ve Edu'ya o kadar destekçi oldular ki, her topa hamle yaptılar. Ve atak hangi yönden gelirse gelsin oraya doğru, hem Roberto Carlos'a, hem de Gökhan'a yardım ettiler.
Selçuk ve Gökhan
Fenerbahçe 4-4-1-1 gibi oynadı. Galatasaray ise yine 4-2-3-1. İlk yarıyı yenik kapamalarına rağmen karambollerin oyuncusu Ümit'in çıkarıp Nonda ile yine tek forvete devam etti Skibbe. Galatasaray'ın öndeki forvetleri form tutacaklarına çok sık değişiklik olduğu için geriye gidiyorlar. Galatasaray takımı Fenerbahçe'nin hep üzerine gitti ama fazla pozisyon bulamadı.
Fenerbahçe savunmasının en iyi yaptığı iş olan ceza alanı önünde alan daraltmaları Galatasaray'ın poziyon bulmasını güçleştirdi. İnanılmaz taraftar baskısıyla gerçek bir deplasman Saracoğlu Stadı. Aragones'in skoru yakaladıktan sonraki hamleleri İspanya Milli Takımı'ndaki hamlelerin aynısıydı. İki takım da mücadele etti. Ancak Selçuk ve Gökhan'a ayrı paragraf açmak istiyorum. İkisi de inanılmaz oynadılar.
Hüseyin Göçek ilk derbisinde süper bir maç yönetti.