Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

rdilmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tenis maçı gibi oldu. Top gitti, geldi. Teknik Direktör Aragones önce hücumu, sonra rakibi durdurmayı düşünmüştü. Riskli davrandı. Skor avantajını ele geçirince Josico’yu da alarak oyunu kontrolü altında tutmaya çalıştı.
Mustafa Denizli ise kendisine yakışmayacak şekilde “önce durdur, sonra hücum” dedi. Fenerbahçe’yi hücum oynayarak yenebilirsin. Bugün hangi hoca olursa olsun maça Holosko veya Bobo ile başlardı. Fenerbahçe’nin yediği gollere bakıyorsunuz hepsi savunma arkasına atılan toplardan. Nobre ile savunmanın arkasına sarkamazsınız. Ben Lugano olsam maç öncesi sabaha kadar Holosko’yu nasıl tutarım diye düşünürdüm. Roberto Carlos olsam bu Holosko varken nasıl ileri giderim diye düşünürdüm. Bir de Holosko veya Bobo’ya servis yapacak Delgado gibi elinizde bir isim varken.

Haberin Devamı

Ezberi bozdu
Denizli bir anda ezberini bozdu, 4-2-3-1’e döndü. Bir hoca iyi giden işleri neden bozar anlayamadım. Serdar Özkan yetenekli olabilir, Ekrem de. Ancak Fenerbahçe savunmasını Holosko ile delebilirsiniz, Serdar ile değil. Fenerbahçe formda değil. Sadece iştahı ile oynadı. Skoru da yakalayınca işi emniyete aldı.
Denizli hücum futbolunu seven bir teknik adam gibi çıksaydı çok fazla pozisyona girer, pozisyon da verebilirdi. Ama Fenerbahçe’ye çok sıkıntı yaşatırdı. Rakibi yanlış analiz etmiş. Türkiye’de öne doğru oynamayı en iyi beceren Beşiktaş bu kadro tercihi yüzünden sürekli yana doğru oynamak zorunda kaldı. Beşiktaş sağ elle yemek yemeye alışmışken, sol elle yemeye kalkıştı. Belki oyunu zaman zaman kontrol etti ama bu da Fenerbahçe’nin ofansif yapısından kaynaklandı.
Fenerbahçe mutlak kazanmak zorundaydı. Bunun için de hücum ağırlıklı bir 11 ile başladı. Öne geçmeleri avantaj sağladı. Ancak eksik kalan, disiplinden kopan Beşiktaş’a karşı daha fazla pozisyona girmeleri gerekirdi. Ama bunu başaramadılar.