Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

rdilmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İki ayrı Galatasaray izledik. Fırtına gibi başladı. Hemen 2-0 yaptı. Çok süratli oynayarak, çabuk oynayarak kafasında üç puanla gelen ve açık futbolu tercih eden Gaziantep’in gardını maçın başında düşürmek istedi ve bunu da becerdi.
Gaziantep skor dezavantajıyla iyice açıldı. İlginçtir Galatasaray çok kontratak yapar diye düşünürken, Gaziantep sürekli oyuna hükmetti, golü de buldu. İkinci yarı 35 dakika Galatasaray yarı alanında geçti. Gaziantep’in aynı İnönü’deki Beşiktaş maçı gibi. Sonuca bakıyorsunuz üç yemiş.
Gaziantep futbol oynamayı düşünen, yumuşak bir takım. Sert değiller. Sertlikten kastım, oyuncuya karşı değil. Kora kor mücadelelerde sert değiller, takım savunmasında sert değiller. O yüzden Gaziantep maçları seyir zevki açısından hep iyi geçer. Savunmadan dahi pasla çıkıyorlar. Takımın lideri Tabata’nın fizik gücü yeterli değil, yetenekli olmasına rağmen.
Galatasaray takımı 4-2-3-1 oynuyor. Gollerini Baros’un arkasında oynayanlar atıyor. Dün olduğu gibi. Kewell, Lincoln, Arda. Yani Galatasaray’a karşı oynayanlar tehlikeyi Baros’ta aramasınlar, arkadan gelen sürpriz oyuncularda arasınlar.
Galatasaray’ın iyi yaptığı şey Gaziantep’i kendi yarı alanında beklerken, pas yapmalarına izin verdiler ama pozisyon vermediler. Eksik yaptıkları açık oynayan rakibe karşı skor avantajı varken pozisyon bulamamaları. Maçı çeviren oyuncu, karşılaşmanın başında Gaziantep savunmasını çözen asistiyle, 2-1’den sonra oyuna ortak olan Gaziantep savunmasının arkasına yaptığı koşuyla (pozisyonun başlangıcı ofsayt) üçüncü golü atan Arda’dır.
Hakem zaten iyi bir isim. Yine iyi yönetti.