Fenerbahçe Şansal Büyüka: Yanal'ın yerine kim gelirse gelsin daha fazlası olmaz

Şansal Büyüka: Yanal'ın yerine kim gelirse gelsin daha fazlası olmaz

04.12.2019 - 08:00 | Son Güncellenme:

Beş hafta önceki Beşiktaş ile beş hafta sonraki Beşiktaş arasında “siyahla beyaz” kadar fark var. Hırs, istek, coşku, hiç ara vermeyen hızlı hücum anlayışı, akışkan bir oyun ve bütün bunların sonucunda “keyif” veren bir futbol... Biraz geç oldu ama güç olmadı

Şansal Büyüka: Yanalın yerine kim gelirse gelsin daha fazlası olmaz

ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Haberin Devamı

Beşiktaş, “taş” gibi olma yolunda taşları birer birer örüyor. Beş hafta önceki Beşiktaş ile beş hafta sonraki Beşiktaş arasında “siyahla beyaz” kadar fark var. Uçurum var...
Abdullah Hoca yıllardır futbol anlayışı olarak benimsediği “pas oyununu” Beşiktaş bünyesi kabul etmeyince, ısrar etmedi, Beşiktaş’ın genlerine ve oyununa döndü; hızlı, tempolu, coşkulu futbol...

Kayserispor karşısında özellikle ilk yarıda Şenol Güneş’in ilk şampiyonluk yılındaki Beşiktaş’ını izledik sanki... Beşiktaş 30 ile 45. dakikalar arasında, abartısız her dakika yeni bir atak geliştirdi ve yeni bir gol pozisyonu yarattı. Bütün takımları katarak söylüyorum, bu sezonun en iyi takımını, en iyi Beşiktaş’ını izledik.
-Elneny müthiş... Beşiktaş orta sahasının ve oyunun merkezi... İyi mücadele ediyor, defansif görevlerini boşlamıyor, hücuma çıkarken oyunu iki kanada genişletiyor, rakip savunmayı dikine ve göbekten zorluyor.
-Ljajiç, geride kalan “umursamaz” haftaları unutmuş gibi... Beşiktaş’ın hücum gücüne müthiş etkinlik katıyor. Diaby’nin hızını ve hırsını hissetmeye başladık.
- Vida bir istikrar yakaladı. İki bek Gökhan Gönül ile Caner zaten iyi... Burak Yılmaz sakatlık sonrasında gerçek gücünü ve golcülüğünü yakalamış gibi... Hatta çok iyi...
-Hırs, istek, coşku, hiç ara vermeyen hızlı hücum anlayışı, akışkan bir oyun ve bütün bunların sonucunda “keyif” veren bir futbol... Beşiktaşlı olmaya gerek yok, futbolu seven herkesin bu “keyfe” ihtiyacı var.
-Adı gibi; Beşiktaş taş gibi... Biraz geç oldu ama güç olmadı.

Haberin Devamı

Ümit Öztürk’e daha fazla şans
Ümit Öztürk çok uzun süren bir “makas” döneminden sonra Beşiktaş-Kayseri maçıyla sahalara döndü. Gördük ki, küçük bir-iki yanlışın dışında, oyunu olur olmaz kesmeyerek, maçın temposuna ciddi katkı sağladı.
Ümit Öztürk’ün geçmişte yanlışları olabilir. Ama her yanlış yapanın ipini çekeceksek, hakemleri her hafta yeni bir rezalete imza atan MHK, maçlara verecek hakem bulamaz.
Ümit Öztürk’ün yaşı genç, yarınları var. Yanlışları varsa, onlardan da ders çıkarmış olmalı... MHK bu hakem yokluğunda, hakem skandallarının zirve yaptığı bir ortamda, sanırım Ümit Öztürk’e daha fazla şans verecektir. Ümit Öztürk’ün de bu şansları iyi değerlendirmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Şansal Büyüka: Yanalın yerine kim gelirse gelsin daha fazlası olmaz

Tuzağa düşmediler
Beşiktaş seyircisi ligin ilk haftalarında Abdullah Avcı’yı kabul etmemiş, hatta sonuçların kötü gitmesi üzerine birkaç maç “Abdullah Avcı istifa” diye bağırmıştı. Ama son haftalardaki başarılı sonuçlar ve iyi futbol, seyirci ile Avcı arasındaki ilişkileri sağlam bir zemine oturttu. Beşiktaş’ın güzel oyunu ve farklı galibiyeti kadar, seyirci ile Abdullah Avcı arasındaki buzların erimesi en az galibiyet kadar, hatta daha da önemli... Erken bir ayrılık Beşiktaş için “felaket” olurdu. Neyse ki, seyirci ısrar etmedi, Avcı küsüp gitmedi, sonuçta taraflar bu tuzağa düşmedi.

HAFTANIN TOP 5 GOLÜ
1. Rahmetullah (G.Birliği)
2. Nagatomo (G.Saray)
3. Burak Yılmaz
(Beşiktaş-1.golü)
4. Clichy (Başakşehir)
5. Hakan Arslan
(Sivas)

Seyirci kafayı yedi!
Penaltı oluyor, Fenerbahçeli “eyvah” diyor, Altay kurtarıyor “helal olsun” diyor. Sonra Fenerbahçe bir gol atıyor ama VAR penaltıyı tekrar ettiriyor, bu defa 2-1 yenik duruma düşüyor

Haberin Devamı

VAR sistemi çıktı, hakemlik öldü. İşte canlı canlı, çok taze somut örnek... Göztepe maçında Fenerbahçe kalecisi Altay penaltıyı kurtarırken en az iki metre öne çıkıp çizgi ihlali yaptı. Hakem akan bir oyun değil, duran oyunda pozisyonunu almış, Altay’ın burnunun dibinde, yardımcı hakem, kaleci Altay gibi tam çizgi üstünde...
Allah aşkına buna rağmen bu penaltının tekrarı için VAR’ın uyarması mı lazım? VAR’ı beklemeden tekrarlatsanıza penaltı atışını... Maçın hakemi ve yardımcısı gözlerinin önündeki pozisyonu bile VAR yardımı ile çözüyorlarsa, kusuru bakmasınlar hakem falan değiller.
Futbol seyircisinin ruh hali resmen bozuldu. Düşünün penaltı oluyor, Fenerbahçeli “eyvah” diyor, Altay kurtarıyor “helal olsun” diyor, 30 saniye sonra golü atıyor, 2-1 yenik duruma düşecekken 2-1 öne geçip bayram ediyor, Sonra bir VAR kararı ki, doğru, penaltı tekrar ediliyor, bu defa 2-1 yenik duruma düşen Göztepe 2-1 öne geçiyor. Öne geçtik diye düğün-bayram ederken bir anda yenik duruma düşen Fenerbahçelinin sevinci kursağında kalıyor.
Duygularla bu kadar dalga geçilir mi? Duygulara bir tavan bir dip yaptırılır mı? Sayenizde seyirci, biraz sokak ağzı olacak ama kusura bakmayın “kafayı yedi”, ruh hali yerle bir oldu. Buna hakkınız var mı?

Haberin Devamı

Şansal Büyüka: Yanalın yerine kim gelirse gelsin daha fazlası olmaz

Kim gelirse gelsin...
Fenerbahçe’de Ersun Yanal gider mi diye ekranlarda anketler yapılıyor, gazetelerde her gün yeni bir haber çıkıyor. Ersun Yanal gider mi, kalır mı bilemem, onu bilecek olan Fenerbahçe Başkanı ve yönetimi...
Ancak benim iddiam şu: Ersun Yanal giderse, yerine kim gelirse gelsin, hangi iddialı hoca gelirse gelsin, bu kadroyla bundan daha fazlasını yapamaz.

Takım yıldızı
G.Birliği (***)-Malatya (***)
Sivasspor (***)- K. Paşa (*)
Rizespor (***)- Konyaspor(*)
Alanyaspor(****)- A.Gücü (*)
Göztepe (**)- F.Bahçe (**)
Gaziantep (**)- Denizli (***)
Başakşehir (**)- Antalya (*)
Trabzonspor(**)- G.Saray (**)
Beşiktaş (****)- Kayserispor(*)

Not: Yıldızlar sadece sonuca değil , oyuna göre de verilmiştir.

MHK’dan doğrulama!
Fenerbahçe geçen hafta yayınladığı bildiride, maçlarında kendilerini cezalandıran hakemlerin bir hafta sonra ödüllendirildiğini iddia etti. MHK bu hafta yaptığı atama ile Fenerbahçe’yi haklı çıkarttı.
Malatya maçında kaleci Farnolle’nin penaltıdaki ihlaline rağmen, o atışı tekrarlatmayan VAR hakemi Mustafa Öğretmenoğlu’nu bu defa Rize-Denizli maçına VAR hakemi olarak atadı.
MHK, başındaki mükemmel insan Zekeriya Alp’e rağmen her hafta biraz daha batıyor. Sanırım söyleyecek sözleri, cevap verecek halleri, maçları yönetecek doğru dürüst hakemleri olmadığı için bu kadar sessiz kalıyor.
Hepsi tamam da, bari kulüplerin ağır iddialarını haklı çıkartacak işler yapmayın. Mustafa Öğretmenoğlu atamasıyla Fenerbahçe’nin ağır iddiaları ve suçlamalarını adeta doğruladınız.

Kötü sonuca kılıf!
Hakemler kötü, rezalet, skandal; hepsi tamam da, her yenilgiyi, her puan kaybını hakemden bilmek de doğru değil... Durum öyle bir hal aldı ki, kötü oyunu, takım ya da bireysel olarak yapılan bir yanlışı konuşan yok. Varsa, yoksa hakem... Hakemlerin savunulacak hali yok da, oynadığınız futbolun savunulacak hali var mı? Hiç olmazsa hakem hataları imdadınıza yetişiyor. Kötü sonuçlara kılıf buluyorsunuz.

Anlatılmaz yaşanır
Anadolu Efes... Ergin Ataman ve Larkin... Bu çarpıcı başarının hakkı hangi kelimeleri kullanarak, hangi cümleleri kurarak verilir, açıkçası bilemiyorum. Öyle bir başarı ki, anlatılmaz, yaşanır.

Fikstür çok avantajlı
Galatasaray puan cetvelinde gerilerde kalmış gibi görünse bile, ilk yarı sonunda çok iyi bir yerde olma şansı bir hayli yüksek... Sıkıntılı haftaları geride bırakan Galatasaray’ın önünde çok avantajlı bir fikstür görülüyor. Hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor ama Galatasaray’ın kalan maçlarda favori olduğu kesin... Galatasaray iki hafta kendi evinde oynayacak. Önce Alanyaspor, sonra Ankaragücü... Göztepe deplasmanına gittikten sonra içeride Antalya maçıyla ilk yarıyı bitirecek. Baktığınızda 4 maçın 3’ü iç sahada...
G.Saray’ın bu 4 maçta 12 puan yapma ihtimali var. Üstündeki rakiplerin de birbirleriyle oynayacakları düşünülürse, G.Saray bu kadar sıkıntıya, hatta çoğu zaman oynadığı etkisiz futbola rağmen, ilk yarıyı çok iyi bir yerde bitirebilir. Çok yüksek bir olasılık bu...

Böyle bir sistem mi olur?
Euro 2020’nin final grupları belli oldu. Bana göre grup maçlarının oynanacağı şehirlerde müthiş bir haksız rekabet var. Türkiye’nin bulunduğu grupta İtalya 3 maçını da Roma’da oynayacak. İspanya 3 maçını Bilbao’da, Danimarka Kopenhag’da, İngiltere Londra’da, Hollanda Amsterdam’da, Almanya Münih’te oynayacak.
Kendi sahaları, kendi seyircileri, ohhh ne güzel... Gruptaki diğer ülke takımlarına yazık değil mi ? Bunların hepsi eski UEFA Başkanı Platini’nin başının altından çıkma... Her şeyi eline yüzüne bulaştırıp gitti. Böyle sistem, böyle organizasyon mu olur?

Haydi gençler
Çok uzun yıllar geçti. Bir yaz günü Çeşme’de TFF eski Başkanı Mahmut Özgener’in küçücük bahçesinde, küçük çocukların çift kale maçını izliyorduk. Yanımızda Mustafa Denizli vardı. Mustafa Hoca, sarışın, uzun boylu yavruyu işaret edip “göreceksin, büyük futbolcu olur” dedi.
Mustafa Hoca’nın işaret ettiği, Mahmut Özgener’in oğlu Cem’di. Cem bugün Altay altyapısında ve U16 Milli Takımımız’ın önemli bir oyuncusu... Mükemmel işler yapıyor, her sezon biraz daha gelişiyor.
U16 Milli Takımı’ndan bir oyuncu daha; Galatasaray’ın eski oyuncusu ve antrenörü Ayhan Akman’ın oğlu Hamza Akman... Anlata anlata bitiremiyorlar. Haydi gençler, durmak yok. Yarınlar sizin... Yeter ki iyi çalışın, iyi beslenin, en önemlisi şımarmayın.

Tek sorumlu Özdeş değil
Kasımpaşa önceki yıllarda Türk futbolunun hiç duymadığı birçok ismi transfer etti. Trezeguet, Diagne, Mensah, Castro, Koita ve benzeri bir yığın futbolcu... Bu oyuncular Kasımpaşa’yı uçurdular. Kasımpaşa bazılarını da satarak büyük paralar kazandı.
Kasımpaşa bu sezon anlayış değiştirip, Süper Lig’de alışılmış, düşüşe geçmiş isimlere yöneldi. Sonuç ortada... Fatura elbette liderlere kesilir de, bu kötü gidişin tek sorumlusu Kemal Özdeş değil...

Haftaya bakış
-Süper Lig’in 14. haftasında müthiş bir kapışma bizi bekliyor. Ligin en fazla gol atan iki takımı Malatya (28) ile Sivasspor (26) cumartesi günü Malatya’da karşı karşıya gelecek. Bu maç kaçmaz...
- Sivasspor’da Erdoğan Yeşilyurt hep maçın ikinci yarılarında oyuna giriyor. Buna rağmen küsmüyor, bozulmuyor. Oyuna girdiği her maçta ya goller atıyor, ya attırıyor. Resmen “Altın Yedek...”
-Gençlerbirliği-Malatya maçında Robin Yalçın 88. dakikada Malatya’nın beraberlik golünü attı. Robin Yalçın 89. dakikada aynı yerden, aynı şutla, aynı köşeye bu defa takımının galibiyet golünü attı. Az görülür bir durum...
-Denizlisporlu Sacko deplasmanda kazandıkları Gaziantep maçında son derece düzgün iki vuruşla takımının iki golünü attı. Sacko’nun madem bu kadar düzgün vuruşları var, biraz daha önde oynayamaz mı?

Şansal Büyüka: Yanalın yerine kim gelirse gelsin daha fazlası olmaz

İyinin hakkını verelim
Haftanın açılış maçında Gençlerbirliği ile Malatyaspor çok zevkli bir oyunun tarafları oldular. Öyle ki, maç 88. dakikada 2-1 devam ederken, 90+6’da 3-3 bitti.
Diyeceğim şu: Gençlerbirliği’nin kazandığı penaltıda hakem Zorbay Küçük maçı devam ettirdi. VAR hakemi, Murat’ın kolundan kıl payı seken top için hakemi monitör başına davet etti ve Küçük bu defa doğru bir kararla penaltı noktasını gösterdi.
Son dakikada Gençlerbirliği, Rahmetullah ile beraberlik golünü attı. Malatyalı oyuncular gol öncesi Stancu’nun faul yaptığını iddia ederek uzun süre itiraz ettiler. VAR hakemi burada da doğruyu gördü ve gol geçerli oldu.
Merak ettim bu VAR hakemini, baktım; Adı Burak Şeker... Hiç duymadım. Ustalarının dağlara taşlara yaptığı bir haftada adı- sanı duyulmamış bir VAR hakemi mükemmel işler yaptı. Hep kötüyü eleştiriyoruz, iyinin de hakkını verelim.

5 davranış
Değerli bir arkadaşım gönderdi; İnsanlara en zor gelen 5 davranış...
1)Empati yapmak
2) İnsanları tarafsız değerlendirmek...
3) Affetmek...
4) Özür dilemek...
5) Teşekkür etmek...
Türk toplumunun da, Türk futbolunun da bu “5 davranış”a ne kadar çok ihtiyacı var.

 

 

Yazarlar