21.09.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
TFF’den milli takım hocalığı için daha fazlasını, daha çaplısını beklerdim. Kuntz’un ulusal seviyede henüz güçlü bir A milli takım deneyimi bile yok.
Almanya’da Ümit Milli Takımı’nı çalıştırmak, hatta şampiyon yapmak kolay... Almanya’da kulüp altyapıları futbolcu kaynıyor. Fabrikada üretilir gibi oyuncu çıkıyor.
Önemli olan, kaotik ortamın bulunduğu bir iklimde, yani Türkiye gibi futbol kargaşasının ve bilinmezliğinin yaşandığı ülkelerde sistemi, düzeni kurabilmek ve başarıyı yakalayabilmek... Kolay değil...
Kuntz elbette kendi ekibini getirmeli. Ancak konuşulduğu gibi yanında mutlaka çok sıkı bir Türk hoca olmalı... Almanca’yı çok iyi konuşan, hem Avrupa’yı hem Süper Lig’i iyi bilen bir hoca...
Milli takımdaki yardımcı hocaların bugün kadar ne hocalarına ne takıma en ufak yararları olmadı. “Salla başını, al maaşını” anlayışından öteye gidemediler.
Günümüzün futbolu teknik direktör ile birlikte güçlü bir ekip çalışması istiyor. Kuntz’un yanına Almanca’yı çok iyi bilen, Avrupa’ya ve Süper Lig’e hâkim, yarışma tecrübesi olan, patrona doğru bildiğini söyleyecek yardımcılar gerekiyor. Kuntz’un yardımcılığına Kenan Koçak’ın geleceği söyleniyor. Kenan Koçak, Almanya’da çalışan, önemli kulüpleri çalıştıran değerli bir Türk Hoca... Ama Türkiye’ye en az Kuntz kadar yabancı... Kenan Hoca olsun, ama çok önemli bir-iki yerli hoca ekibin içinde mutlaka olmalı....
Hamit Altıntop, Alman ekolü diye, bütün ekibi Almanya’dan yapma yanlışına düşmemeli...aklımda ve gönlümde bu koşullara uyan Hikmet Karaman var.
Benzer özellikte başkaları da olabilir. Hatta Kuntz’un yanında çok iyi iki Türk yardımcı bile olabilir.
Bizde milli takımın yardımcı hocaları bugüne kadar hep “konu mankeni” oldu. Başarı için sağlam bir ekibe kaçınılmaz biçimde ihtiyaç var.
Cim-Bom ve taraftar
Galatasaray’ın hafta içi oynadığı Lazio maçındaki tribün tenhalığı tuhafıma gitmişti.
Galatasaray o maçı kazanıp Alanya maçına çıktı. Daha fazla seyirci olur sanıyordum, çok daha azı oldu.
Bu işte bir tuhaflık var... Sanki adı konulamamış bir sıkıntı var.
Yedlin yanlış bir pas için yuhalanırken, kameralar kaptan
Muslera acı acı tebessüm edip başını sağa-sola sallıyordu.
Galatasaray’ın en tecrübeli adamına bile bu duyguyu yaşatırsanız, takımın gençlerini ayakta tutamazsınız.
O gençler “ya biz de yuhalanırsak” kuşku- sunu yaşarsa, ayaklarına gelen topları kaleye değil, dağlara taşlara vururlar.
Koşmadan kazanılmaz
- G.SARAY: 117.3 km... Lazio: 114.5 km... Belki de bir Avrupalı’dan ilk defa fazla koştuk. Zaten başka türlü kazanamayız.
- BERKAN KUTLU: Lazio maçında 13.124 km... En fazla koşan oyuncu... Durmak yok, koşmaya devam...
- REKOR: G.Saray- Lazio maçı, o akşamki 7 UEFA Avrupa Ligi maçından daha fazla izlenmiş... Ne güzel...
O kadar küçük bir ülke miyiz?
Avrupa maçlarında aldığımız her galibiyeti, aldığımız her iyi sonucu; zafere, destana çevirmeye gerek yok...
Galatasaray’ın Lazio galibiyeti, Fenerbahçe’nin Frankfurt beraberliğin den sonra medya başta, böyle bir hava görüyor ve doğru bulmuyorum. Biz o kadar küçük bir ülke miyiz ki, normal
bir galibiyeti, normal bir beraberliği zafere, destana çeviriyoruz.
İkisi birden patladı
Hafta içinde Galatasaray, Lazio’yu yendi, Fenerbahçe deplasmanda Frankfurt ile berabere kaldı. Şişirdik Allah şişirdik. Sanki Avrupa Şampiyonu oldular. Sonuç ortada; ikisi birden patladı.
Yatan yatana!
Süper Lig’de maçlar dura kalka oynanıyor. Yatan yatana... En ufak darbede herkes yerde... Herkes sahtecilik, rakibe kart göstermek, zamandan çalmak, nefes almak peşinde...
Avrupa maçlarını izliyorum; yatan yok. Futbol daha sert oynanmasına rağmen yerde kırk takla atan yok. Sahteciler daha ilk haftalardan prim yapmaya, emek çalmaya, futbolun keyfini kaçırmaya başladılar.
Ey hakemler, buna izin vermeyin.
Ey seyirci, her pozisyonda homurdanıp, ıslık çalıp hakeme faul vermesi için baskı yapmayın.
Kurtar kurtar nereye kadar?
Ertuğrul (Kasımpaşa): Kurtar, kurtar, kurtar... Nereye kadar?
Paixao (Altay): 90+3, üç puan getiren altın vuruş...
Pako (Altay): 9 canlı canavar...
Henrique (Sivas): Yattara golünde muhteşem asist...
Cebrail (Altay): Dinamo gibi... Git- gel... Git - gel... Durmuyor.
Bakasetas (Trabzon): Tek başına, takımdan daha fazla şut attı.
Ghezzal (Beşiktaş): Geçen sezonu hatırladı...
Bünyamin (Antalya): Rıdvan Yılmaz golünde tatile mi çıkmıştın...
Fatih Aksoy (Alanya): Dalgakıran...
Mensah (Kayseri): Alkışlanan gollerin adamı...
Edin Visca (Başakşehir): Nihayet iki asist... İşte Edin Visca...
Ummadık taş baş yardı
Malatya-Karagümrük (3-4):
2-0 Malatya... 3-1 Malatya... 4-3 Karagümrük...
Altay- Göztepe (2-1): Haftanın maçı... Futbolda zevkin zirvesi... Sivas-Gaziantep (1-1): Sivas korktu,
Gaziantep faturayı kesti.
Kasımpaşa- Trabzon (0-1): Kaleci Ertuğrul-Bakasetas maçını izledik. Antalya-Beşiktaş (2-3): Beşiktaş...
Geri dönüşün kralları...
Galatasaray-Alanya (0-1): Kalfa, Usta’yı yendi.
Giresun-Konya (0-0): Uyumuşum, son bölümleri izleyemedim.
Başakşehir-Fenerbahçe (2-0):
Ummadığın taş baş yardı.
Hatay-Kayseri (1-2): Son gülen, iyi güler...
Adana Demirspor-Rize (3-1):
Adana’da geç kalan gala...
Yüzde 30'a razıyım!
TÜİK verilerine göre ülkede enflasyon 19.25... Herhalde bizimle dalga geçiyor olmalılar. Cadde-sokak, çarşı-pazar dolaşan bir vatandaş olarak, kendi adıma yüzde 30 enflasyona razıyım. Nereden çıktı 19.25...
Fenerbahçe gerçekleri
Fenerbahçe yürüyerek oynadığı hiçbir maçı kazanamaz. Ligin en yavaş oynayan takımı Başakşehir, kendinden daha yavaş oynayan Fenerbahçe’yi karşısında bulunca, ligdeki ilk galibiyetini aldı.
- Fenerbahçe yürüyerek hücuma çıktı. Bıktırıcı yan pas yaptı.
- Önde hiç basamadı...
- Rakip oyunculara yakın ve temaslı oynamadı.
- Coşkusu, duygusu sıfırdı...
- Muhammed kendini Messi sanıyor... Dikkat...
- Perisha, sürekli karavana atılan santrfor transferlerinin son halkası gibi...
- Nazım Sangare sakat değilse banko oynar.
Göstere göstere!
Pelkas’a: Göstere göstere, kaleci çalıştırır gibi plase penaltı atılmaz.
Nuri Şahin’e: Tamam, yaş yürüdü de, büyük kariyerinin hatırına göster kendini...
Bülent Uygun’a: Sevgili Hocam, Rizeli oyuncular fındığa mı git- tiler, sahada yoklar...
Bülent Korkmaz: Ooo... İki maç 6 puan... Hocam hoş geldin...
Şampiyonluk böyle kaçıyor
Şampiyonluk ayrıntılarda yatıyor. Senden önce oynayan Galatasaray yenilmiş. Kazansan, Galatasaray’a 3 puan daha fark atacaksın. Bunu kaçırıyorsun, ayrıca Trabzonspor ve Beşiktaş’ın 3’er puan gerisine düşüyorsun.
Korkunun bedeli...
Sivasspor 1-0 önde oynuyordu ve Gaziantep rakip yarı alana bile zor geçiyordu. Rıza Çalımbay son 15 dakikada iki büyük hücum silahı Enrique ile Yattabare’yi çıkarınca, Gaziantep için tehdit bitti ve kâbus gibi Sivas’ın üs- tüne çöktü. Kadere bakın; Rıza Hoca’nın savunma yapsın diye oyuna soktuğu Ziya’nın kaptırdığı topta Gaziantep beraberlik golünü buldu. Korkunun ölüme faydası yok hocam..
Şampiyonluk borsası
Şampiyonluk borsasını Süper Lig’in 5. haftası sonunda güncelliyorum:
- Beşiktaş: %30
- Trabzon: %30
- Fenerbahçe: %20
- Galatasaray: %20
Haftanın golleri
1. Paxioa (Altay)
2. Mensah (Kayseri)
3. Figueiredo (Gaziantep)
4. Bakasetas (Trabzon)
5.Yattabare(Sivasspor)
6. Chouiar (Malatya)
7. Kappel (Altay)
8. Boldrin (Rizespor)
9. Okaka (Başakşehir)