19.11.2016 - 12:07 | Son Güncellenme:
Şener Özbayraklı, Galatasaray derbisi öncesi açıklamalarda bulundu.
İşte milli oyuncunun sözleri: "Benim prensibim şu; Futbolcu her zaman kendini bilecek. Kendini güçlü hissedersen, yapman gerekenleri yaparsan, karşında kim olursa olsun başarılı olursun. Bruma iyi bir oyuncu, ona saygı duyuyorum. Fakat ben Bruma’yı düşüneceğime, Bruma beni düşünsün! Çünkü ben iyi olursam, onun iyi olma ihtimali yok ki. Bu derbinin camiamız açısından önemini biliyorum. Elbette futbol üç sonuçlu bir oyun. Kazanmak da var, kaybetmek de. Fakat bu derbide galip gelen biz olacağız.
Bursaspor’da oynuyordun, forman garantiydi. Gökhan Gönül varken imza attın. Bu bir risk değil miydi? Maceraperest biri misin?
Benim için macera değildi! 3 senem geçti Bursa’da. Orada kendimi geliştirdim. Bu bir risk değildi, tercihti. Teklif geldi, kabul ettim. Kendimi daha iyi hissedeceğimi düşündüm. Fenerbahçe’nin büyüklüğünü bildiğim için burada çok daha iyi gelişme gösterebileceğimi düşündüm. Önümde büyük bir örnek vardı o zaman. Ama insan kendini bildiği, mücadele ettiği sürece önündeki engelleri de aşabilir. Geçen sene benim için büyük tecrübe oldu. İtiraf etmeliyim ki, zor bir süreçti. Çok çalıştım, mücadele ettim. Yeterince forma şansı buldum. İnandım, çalıştım ve ilk yılımı başarıyla atlattım.
Fenerbahçe kazansın, yeter!
İlk yılında 32 maç oynamışsın. Gökhan varken, bu rakam inanılmaz. Gökhan gitti; Van der Wiel geldi. Ama forma yine sende... ‘Gelişim’ olarak adlandırdığın bu süreçte, şu an geldiğin noktayı nasıl görüyorsun?
Her mevkide en az iki iyi oyuncu olması zaten şart. Van der Wiel’in alınmasına bu gözle bakmalı. Sonuçta onunla benim yaptığımız forma yarışında tek kazanan var; Fenerbahçe. Tek kalırsanız, o rahatlık sıkıntı yaratabilir! Bu açıdan rekabet iyidir. Sezona o başladı, şimdi ben oynuyorum. Önemli olan oynayanın verdiği katkı. Oynarsam sahada takıma, oynamazsam sahada oynayan arkadaşıma katkı veririm. İyi sonuçlar alındığı zaman da, neden oynamadım diye üzülmem, kazandığımız için mutlu olurum.
Mazeret yok, hatalıydık...
Sancılı bir başlangıç oldu. Şimdi işler rayına oturdu. Sezon başında olmayıp şu an olan şey nedir?
Teknik adam değişikliği etkiledi. Çünkü kampı bitirdik, lig başlamadan hoca değişti. Yeni hocaya adaptasyon dönemi vardı. Fakat bu, mazeret değil. Çünkü Fenerbahçe gibi büyük camialarda kötü sonuçların açıklaması bu kadar basit olmamalı. Futbolcular olarak hatalarımız oldu, özeleştiri yapmalı, kabul etmeliyiz.
Çok basit maçlar kaybettik. O günlerin zararı büyük oldu. Halen, kayıpları telafi etmeye çalışıyoruz.
Halâ yüzde 70’le oynuyoruz
Pereira ile Advocaat dönemleri arasındaki en büyük fark ne?
Her hocanın stili farklı. Pereira döneminde bazı bilimsel çalışmaları pek yapmıyorduk. Sezon başı kampını zayıf geçirmiştik. Bunların etkisi oldu. Milli aralarda bu eksikleri kapattık. Artık bir ‘tık’ yukarıya çıktık. Taktik idmanlarımız değişti.
Fenerbahçe ve sen, şu an yüzde kaçla oynuyorsunuz?
Takımımız, yüzde 70-75 arası bir tempoyla oynuyor. Halen tam seviyemizde değiliz. Ben kişisel olarak sadece adaptasyon sürecini atlattığımı söyleyebilirim. Kabul etmeliyiz ki, bir mücadele noksanlığımız vardı. Şimdi herkes kendi ismine bakmadan, takımın performansı için mücadele ediyor. Birlik beraberlik oluştu, bundan sonrası çok daha iyi olacak.
Derbiyle ilgili korkumuz yok
İlk kez bir Galatasaray derbisinde Fenerbahçe forması giyeceksin. Ne düşünüyorsun?
İlk senemde yedektim. O atmosferi kulübede yaşadım. Fenerbahçe’ye gelmeden önce de izliyordum derbileri. Umarım, şimdi içeride mücadele ederek yaşama şansı da bulurum. Derbinin camiamız için önemini biliyorum. Elbette futbol üç sonuçlu bir oyun, kazanmak da var, kaybetmek de. Fakat yine kazanan biz olacağız.
Fenerbahçe kazanırsa, Kadıköy’deki yenilmezlik serisi 18 yıla çıkacak. Puan cetvelinde Galatasaray’ı geçeceksiniz. Psikolojik üstünlük de cabası. Takımdaki genel hava nasıl?
Aslında derbinin öncesindeki sürece de iyi bakmak gerekir. 3-4 maç kazandık, kendimize güvenimiz arttı. Derbiyle ilgili hiç korkumuz yok. Moralliyiz, motiveyiz. Derbide Fenerbahçe adına kötü bir şey olmaz, olmayacak.
Ben iyiysem rakip kötü olur!
Muhtemelen maçın en zor eşleşmelerinden biri senin mevkiinde olacak. Çünkü karşında, Bruma oynayacak. Kariyerin boyunca ‘keşke ona karşı oynamasaydım’ dediğin bir oyuncu oldu mu? Bruma çok hızlı bir oyuncu. Ona karşı özel bir çalışman var mı?
Elbette rakiplerimizin maçlarını izliyoruz. Dolayısıyla her futbolcu hakkında bilgimiz var. Benim özel bir hazırlığım yok. Çünkü bir defans oyuncusunun hiç kolay maçı olmaz ki zaten! Şimdi Bruma olur, yarın daha iyisi. Benim prensibim şu; Futbolcu kendini bilecek. Güçlü olursan, yapman gerekenleri bilir ve yaparsan, karşında kim olursa olsun başarılı olursun. Bruma iyi bir oyuncu, ona saygı duyuyorum. Fakat ben de yıllardır bu ligdeyim, sayısız tecrübe yaşadım. Hiç bir zaman rakibe karşı özel önlem almadım. Sadece kendi yapmam gerekenleri bilirim. Bu nedenle ben Bruma’yı düşüneceğime, Bruma beni düşünsün! Ben o an takımım için ne yapmam gerekiyorsa, onu yaparım. Ben yapmam gerekenleri yaptığım sürece, rakibimin yaptıklarının çok önemi kalmaz. Yani; Ben iyi olursam, rakibin iyi olma ihtimali yok.
Milli forma hayalimdi
Önce Fenerbahçe sonra da Milli Takım’ın formasını garantiye aldın. Kariyer planlamanda, bu tip gelişmeler yazılı mıydı yıllar önce?
Doğruyu söylemek gerekirse böyle bir plan yapmamıştım. Benim çocukluğum televizyonda Milli Takım’ı izleyerek geçti. Profesyonel olduktan sonraki her günüm de Milli Takım’ı düşünerek. Bir kariyer planlaması değildi belki ama, bir hayaldi. Hep hayal kurdum, hep heyecanlandım, mücadele ettim ve kazandım. Halen her Milli Takım kadrosu açıklandığında, çağrıldığımda, kampa katıldığımda ve görev verilip oynadığımda aynı büyük heyecanı yaşıyorum. O formayı giymek bana nasip oldu. Büyük bir haz yaşıyorum.
Babam kızıyor Başkan kızmasın mı?
Kimileri ‘Aziz Yıldırım agresif’ der. Fenerbahçeli futbolcular ise hep ondan ‘baba gibi’ diye bahseder. Başkan’ın o kötü günlerde sizlere karşı tavrı nasıldı?
Ben burada çok yeniyim. Başkanımız ise 18 yıldır burada. Kulüp aşkını herkes biliyor. Yenildiğimiz zaman üzüntüsünü görüyoruz. Elbette kötü sonuçlarda tavrı farklı oluyor. Çok mutsuz oluyor. Tepki gösterdiği oluyor, fakat öyle kötü tepki değil bunlar. Bizi motive etmeye çalışıyor. Ki, bu ona özel bir durum değil ki! Biz yenilince, akrabalarım da arayıp tepki gösteriyor. Babam bile! Ki o sadece benim babam, Aziz Yıldırım ise Fenerbahçe Kulübü’nün babası...
Biz sadece figüranız
Bir kaç kelimeyle bana Fenerbahçe’yi nasıl özetlersin?
Bir ağabeyim söylemişti bunu: Fenerbahçe’de size düşen sadece figüranlık... Taraftar tribüne geldiği sürece, sizin yapmanız gereken şey sadece sahaya çıkıp oynamak. Fenerbahçe büyük bir film, bizler ise o filmde oynayan figüranlarız. Fenerbahçe, taraftarın gücüdür
Belki çok erken ama, bir öngörün var mı; lig yarışında hangi takımlar son haftalara potada girer?
Şu an bir sürpriz var mesela; Başakşehir ligin lideri... Her şey değişebilir. Futbol bu! Bir mağlubiyette geriye düşüyorsun, bir galibiyette üste çıkıyorsun. Bu nedenle bir öngörüm yok.
En iyisi Başakşehir
Ligde en iyi futbolu hangi takım oynuyor?
İyi futbol oynarsınız, ama sonuç gelmezse bunun çok da önemi kalmıyor. Başakşehir şu an hem iyi oynuyor hem puan alıyor. Çok iyi gidiyorlar.
İstanbul büyük ama...
İstanbul şehir değil, bir ülke sanki! Seni nasıl etkiledi?
İstanbul büyük bir şehir, ama biz de küçük bir adam değiliz. Her şeyin farkındayız. Elbette şehrin zorlukları var, ama benim hayatı nasıl yaşadığım önemli. Ben sadece işimi yapıyorum, dışarısıyla çok işim olmuyor. Bu durumda İstanbul, Bursa, Ankara olması, pek bir şeyi değiştirmiyor.
ManU zaferi bir galibiyetten fazlası!
Manchester galibiyetinin ardından takım içinde farklı şeyler konuşulmaya başlanmıştır herhalde!
Futbolda küçümsenecek bir maç yok elbette. Fakat Manchester da bir dünya devi... Elbette o galibiyetin etkisi çok fazla oldu. Motivasyon açısından bizi ve camiayı çok etkiledi. Şu önemli; Biz Manchester maçını kötü oynayarak kazanmadık. Hem iyi oynadık, hem skoru aldık.
Stadımız artık dolar
Bu sezon taraftar küsmüş gibi! Kadıköy’de oynayıp taraftar desteğinden mahrum kalmak nasıl bir duygu?
Onlar tribünde var olduğu sürece, maça 1-0 önde başlıyoruz. 2-3 haftadır taraftar sayımız arttı. Onların güvenini yeniden kazanırsak, büyük taraftarımız yeniden tribündeki yerini alacaktır. Her maçta stadımızın ful olacağı günler de gelecek.
Emenike cimri Martin sert!
En çalışkan: Hasan Ali
En tembel: Şener (Ben)
En cimri: Emenike
En cömert: Çok var onlardan, Türk oyuncuların hepsi...
En yumuşak: Stoch...
O şutunu çeker, gider!
En sert: Martin (Skrtel)
(Fanatik)