Sıcakta start

Özellikle Alex'in sambacı kimliğini öne çıkarmasıyla coşan Fener'de anti-klişe, örnek profesyonel Tümer'in ona ayak uydurmasıyla sarı-lacivert tribünler sezona mutlu bir başlangıç yaptılar. İlk görüntü ne kadar iyi olsa da, Torshavn ve Erciyes'ten daha iyi takımlarla -mesela Dinamo Kiev'le- oynamadan şimdiden abartılı manşetlere soyunmanın çok da anlamlı olmadığını bilmek lazım. Geldi gelecek, oldu olmuyor, ha şimdi ha yarın derken hiper lig nihayet "maçladı". Geçen sezonun uzun bir dönem olağan favorisiyken girdiği moral motivasyon krizinden çıkamayarak 2 kupaya birden gözlerini kapatan Fenerbahçe, yeni hocası Zico'yla ilk maçında Erciyes'e yarım düzine gol attı ve ilk haftanın lideri oldu. Geçen yıl Fener'in girdiği fetret devrini iyi değerlendiren Galatasaray, sezonun ilk maçında Ankaraspor karşısında uzun süre mağlup götürüp 1-1 berabere kaldığı maçta Hakan Şükür ve Necati'yle 2 penaltıyı, Ankaraspor'un lotodan çıkan kalecisi Hakan'ın kurtarışlarıyla kaçırırken, milyonlarca Cimbomluya saç baş yoldurttu. Eric Gerets ile yönetim arasındaki soğuk savaş da artık bir sıcak savaşa doğru yol almaya başladı gibi görünüyor. Hatta Gerets'in yerine Ulubatlı Souness'in düşünüldüğü iddiaları da spor sayfalarında ufaktan yer almaya başladı. Soğuktan sıcağa Hem sıcakların hem de bu ümit vaat etmeyen başlangıcın etkisiyle hararetlenmeye başlayan Galatasaraylılar, çok bunaldıkları zaman Özhan Başkan'ın, Bursaspor hazırlık maçından sonra söylediği olağanüstü sözleri düşünsünler ve rahatlasınlar: "Geçen sene de Bursa'ya hazırlık maçında yenilmiştik; demek ki yine şampiyon olacağız". Nasılsınız Aslanlar, biraz serinlemeye başladınız değil mi?Transfer borsasının büyük oyuncusu Beşiktaş, Manisa'da Vestel'e yenilip "artık biraz mutluluk" diyen taraftarına "o kadar kolay değil" şeklinde yanıt vermiş oldu. Hüzünle artık vedalaşmak isteyen Beşiktaş taraftarları da birkaç hafta daha böyle giderse 2 senedir söyledikleri Gülşen şarkısının remixi ile İnönü'de boy gösterebilir: "Ooof of ....." Off da off! SERİN HAFTALAR! Futbol bir oyun ve oynamak için icat edilmiştir, oynatmamak için değil. Almanya-2006 finallerinde, İngiltere karşısında 3. dakikada kendi kalesine gol atan Paraguaylı Carlos Gamarra, FIFA Dünya Kupası tarihine kalesine en erken golü kaydeden futbolcu olarak geçti. 1954 Dünya Kupası finallerinde o zamanki adıyla Yugoslavya'dan Ivan Horvat, Federal Almanya karşısında 9. dakikada kendi kalesine gol atarak, ilk kendi kalesine gol atan oyuncu oldu. 1938'deki finallerde İsviçreli Ernst Loertscher ise, Almanya karşısında kendi kalesine 2 gol atarak, kupa tarihinde ilginç bir rekora imza attı.. Güney Kore ve Japonya'nın ev sahipliğinde düzenlenen 2002 Dünya Kupası finallerindeki Portekiz-ABD maçında da her iki takımdan birer futbolcu kalelerine gol atma talihsizliğini yaşadı. Portekiz'den Jorge Costa, ABD'den de Jeff Agoos kaleleri şaşırdı. Haberiniz var mı? 2006 Almanya'da Arjantin'den çok şey bekleyenler sadece büyükler değilmiş meğer... Herhalde Arjantin-Hollanda maçının en küçük seyircileri bu Arjantinli miniklerdi. Foto jenerik Şimdi Genel Kurul üyelerinden bir kişi çıkıp "Haluk Ulusoy bize şu sözü verdi de biz kendisine bundan dolayı rey verdik" derse ben sizlerin huzurunda canlı yayında görevi bırakacağım. Bir dakika bile durmayacağım" Delikanlıyız icabında! Galatasaray'da Mondragon, Hakan Şükür, Song ve Tomas'ın yaş toplamları 130. Arda, Özgürcan, Ferhat ve Mehmet Güven'in ise 70. Arda'yı Hakan'dan çıkarırsak kaç kalır? İçkiye bayılır. Diskolar mekanıdır. Almanya'ya geldiği ilk sezonda başı derde girdi. Disko çıkışı şehir içinde 120 kilometre hız yaparken, polis çevirdi. Alkollüydü, yıldız futbolcunun ehliyetine polis el koydu. Marcelinho'yu tanıyalım 1: Can Arat'ı da çok beğendim. İsim benzerliğimizden değil, hakikaten iyi bir stoper. Bir şey demedik! Gelecek hafta, Eric Gerets'ten "helva" yapmasını talep eden Adnan Polat kardeşime "şefin mutfağından" helva tarifi vereceğim. Sabırsızlıkla bekliyoruz! Ballı kuralara sirke dökmeyin Özlü Söz 43! Penaltı atamazsan nasıl kazanacaksın. Özür dileriz Abi! Arkadaşlar, hazır mısınız? Henüz değiliz! Eleştiri yapıyorlar, 'topu alıp 40 metre gidiyor, sonra geri dönüyor' diye... Bir de orta yapsa diyorlar... Bunları yapsam Real Madrid'de oynardım zaten. Roberto Carlos'un benden ne üstünlüğü var ki! Fazlası yok eksiği var! Akın kıpırdandı. Bravo... Ama yetmez 'Hadi İbrahim' diyelim. Hadi hadi hadi! yakantop@gmail.com