FENERBAHÇE, Bursaspor engelini de aşarken, bu galibiyeti yine ve de öncelikle üç oyuncusuna borçlu... Balic, Högh ve Rüştü...
Balic'in attığı iki gol de
son derece klas, akıl ve fiziğin bileşimiydi. İki pozisyonda da tam olması gereken yerdeydi ve yapılması gereken en güzel vuruşları gerçekleştirdi. Rüştü ise ilk yarıda kurtardığı iki mutlak gol pozisyonuyla takımın strese girmesini ve maçın zora sokulmasını önledi. Lige kötü başlayan Högh'de ise ileriye doğru gelişme var. Dünkü maçta ani çıkışları, şutları ve paslarıyla galibiyette pay sahibi olan futbolcular arasında en ön saflarda yer aldı.
Takımın geneline bakıldığında ise üç isim, İlker, Erol, Tayfun hemen sırıtıyorlar. Kendilerini bir an önce toparlamalılar, yeterli kondisyonu ulaşmaları gerekir. Tayfun iyiniyetle çalışmasına karşın, sonuca ulaşamıyor.
Bursaspor ise Harazi'nin maçın başında kaçırdığı gol,
oyun temposunun aleyhlerine gelişmesine neden oldu. Yeşil - Beyazlılar, takım olarak ofansta ve defansta çok iyi açılıp - kapanıyorlar. Akordu mükemmel bir akordeon gibiydiler. Hiçbir takım İstanbul'da böylesine açık futbol oynamamıştır. Güzel tek paslarla zaman zaman rakibi bunalttılar. Gol yemelerine karşın, futbolu güzelleştirdikleri için kendilerini kutluyorum.
Fenerbahçe'nin ikinci golünde Högh'ün vuruşunda top çizgiyi geçmemiş gibi görünüyordu. Bana göre İbrahim Aksoy, yardımcısının kurbanı olarak bu golü verdi.
Bu arada bir çift sözümüz de Sayın Löw'e var... Devamlı yönetime 2 - 3 oyuncu daha almaları gerektiğini söylüyor. Peki sezon başında aldıkların nerede?.. Yeniden futbolcu almaları için yönetime baskı yapıyorsun. Bu senfoni ne zaman sona erecek?.. Neredeyse ligin ilk yarısı bitmek üzere. Artık biraz sen de kendi becerini, sanatını göster. Bunun zamanı geldi de geçiyor.