06.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:
TAKIM Avrupa'da 8 maç oynamış... Dördünde yok.
12 gol atılmış... Birinin pası dışında, ortalıkta yok.
Ve bunun adı büyük futbolcu, öyle mi?
Büyüklük, büyük maçlarda büyük oynamakla olur. Sorumluluk, verimlilik, fedakarlıkla ölçülür.
Büyük yetenek olduğu doğru.
Ama büyük futbolcu olduğu, kocaman bir yutturmaca.
Tesadüfe bakın... Sergen 'in kelime anlamı, vitrin demek.
O şimdilik adıyla mütenasip yerde arz - ı endam etmeyi sürdürüyor.
Ancak yeteneklerinin arkasına sığınıp, hızla değerinden yitiriyor.
Beşiktaş kendi vitrininde bu sezon bitiminde değişiklik yaparsa şaşmayın. Çünkü bay vitrin, safların gözünü boyuyor,iç pazarda müşteri buluyor da... Dış pazarda, son örneğinde de görüldüğü gibi, fazla işe yaramıyor.
***
Söz yutturmacadan açılmışken, biraz TV ekranına da bakalım mı?
Bir an düşünün... İngiltere'desiniz. Ya da Fransa'da, Almanya'dasınız.
Yarım yamalak İngilizceniz, Fransızcanız veya Almancanızla, hangi televizyonda size şov programı yaptırırlar?
Tutuculuklarından değil... Ciddiyetlerinden, kültür düzeylerinden, kendilerine, değerlerine olan saygılarından yaptırmazlar.
Bizde... Tam tersi.
Allaha şükür, eksikliği milletçe hissedilen bir program, birkaç haftadır hizmette!
Komphela çıkıyor... Yeteneklerini sergiliyor... İnsanlar da zevkle seyrediyor !
O 'nun "Bana pezevenk dedi" lafını sloganlaştıracak kadar yüce bir kültüre sahip bu topluma da, böyle program yakışırdı zaten!
Helal sana Komphela !
***
Herkes kendisine yakışanı yapıyor, bu ülkede.
Bakın Fenerbahçe'ye. Bir anda Bülent 'in ipini çekiverdi. İdam fermanında açık seçik yazmasa da, suçu "şike."
Bülent şikeci olmadığını söylüyor.
Eğer O şikeci değilse, Fenerbahçe kulübü müfteri.
Yok kulüp müfteri değilse, Bülent şikeci.
Yani ortada bir ikilem, bir eylem, bir sanık var.
Tanık, yok... Federasyon, o zaten yok.
Yazılı ve görüntülü basının büyük bölümü raporlu! Yayın politikalarıyla bağdaşamadığı için bu olayda baştan yok !
***
Fenerbahçe renkli camia. Hareketli camia. Bazı çevreler için bereketli camia.
Son vukuat, Rüştü olayı.
Yönetim karar almış, Rüştü 'yü milli takım yerine, ameliyata gönderecek.
Oyuncu kulübündür. Parasını o verir. Dilediği yerde görevlendirir.
Bu mantık, ilk bakışta, doğru.
Ama detaya girdiğinizde, acı bir ülke gerçeği var:
Bu memlekette kahraman olmakla, hain ilan edilmek arasında bazen sadece minik bir nüans yatar.
Bunu hatırlatalım... Ve bir merakı dile getirip, yazıya noktayı koyalım:
Kendisiyle ilgili son derece önemli bu konuda sesi, soluğu çıkmıyor. Rüştü dilini mi yuttu yoksa?