SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Günlük cilt temizlik rutini

Cilt bakımı, cildin ihtiyaçlarına uygun ürünleri, belli bir sıralama ve rutinde düzenli olarak yapmaktır. Herkes farklı cilt yaşına, yapısına ve genetiğine sahiptir. Bu sebeple herkesin öncelikle kendi cilt yapısını tanıyıp, cildin eksikliklerini gidermek temelinde bakım yapması oldukça önemlidir. Böylece daha sağlıklı, aydınlık, problemsiz ciltlere sahip olunabilir.

Evlerimizdeki bitkileri ihtiyaç duyduğu doğru rutinde suladığınızda, toprak bakımını doğru yaptığınızda canlanması, çiçek açması gibi, cilt de doğru bakımları yapıldığında farkını gösterecektir. Sulanmadığında, bakımları yapılmadığında kuruyup giden bitki gibi, cildin eksiklerini görmemek, cilt tipine uygun olmayan ürünler kullanmak zamanla sivilce, siyah nokta vb. farklı cilt sorunlarının oluşmasına yol açabilmektedir. Bu nedenle doğru cilt bakımı yapmak son derece önemlidir.

Kendi cildinizin ihtiyacına özel ürünler ile cilt bakımı rutini oluşturmak bakımın temelidir. Örneğin kuru cildinize nem sağlayacak ürünler kullanmak, yüzünüzdeki pul pul dökülmeyi, çizgilenmeyi yok eder ve cildinizi daha canlı, parlak, diri ve genç hale dönüştürür. Aynı şekilde aktif sivilceler ile baş etmeye çalışıyorsanız, akne önleyici temizleyicileri cilt bakım rutininize ekleyebilir ve ileride oluşacak aknelere önceden çözüm bulabilirsiniz. Ciltteki fazla kuruluk, yağlılık hissi, sivilceler, yaralar, lekeler vb. tüm sorunlar sizi psikolojik olarak da etkiler. Hepimiz pürüzsüz, canlı, parlak ve aknesiz ciltlere sahip olmak isteriz. Bu nedenle cilt temizlik ve bakımını ihmal etmemek ve cildin eksiklerini giderecek ürünleri düzenli kullanmak gereklidir. Günlük diş fırçalama, yüz yıkama rutini gibi cilt temizleme ve bakımını yapma, ihtiyaç duyduğu ürünleri cilde vermek de rutin haline getirilmelidir. Bu rutin olmadığında kliniklerde profesyonelce yapılan uygulamalar yetersiz kalacaktır.

Günlük temizlik ve bakım rutinini cilt tiplerinde temelde üçe ayırabiliriz.

1.Kuru / Olgun Ciltler,

2.Karma / Yağlı Ciltler

3.Hassas / Alerjik Ciltler.

Bu 3 cilt tipinin de günlük temizlik ve bakım rutinine ihtiyacı vardır. Günlük rutini düzenli yapmayanlar haftada bir mutlaka profesyonel cilt bakımı yaptırmalıdır. Günlük düzenli temizlik ve bakımını yapanların ayda bir profesyonel cilt bakımı yaptırması yeterli olurken, yağlı ve akneye meyilli ciltler günlük cilt temizliği ve bakımını düzenli yapsalar dahi 15 günde bir profesyonel cilt bakımına ihtiyaç duyarlar.

Günlük bakım rutinini şöyle özetleyebilirim. Gece yatmadan önce mutlaka makyaj yapılsa da yapılmasa da cilt önce temizleyici jel ya da köpükle yıkanmalı, yıkarken yüzeyi pürüzlü temizleme aparatlarından yararlanabilirsiniz. Yumuşak bir havluyla cildi kuruladıktan sonra, bir pamuk yardımıyla tonik, cilde masaj yapılarak gözenekler kalıntılardan arındırılmalı. Birkaç dakika cildin yatışması beklendikten sonra, 25 yaş altı kişiler gece nemlendiricisini, 25 yaş ve üstü kişiler gece serumunu yüzüne masaj yaparak sürmeliler. 25 yaş ve üstü kişilerde gece cildin onarılması ve yeniden yapılandırılması tek başına nemlendirici kullanmak yetersiz kalabilir. Tabi bu aşamalarda kullanılan ürünler cilt tipine, ihtiyacına, problemine ve yaşına uygun eczane ürünleri olmalı. Bu rutin aksatılmadan, her gece yapılmalı. Cilt yenilenmesinin ve onarımının, en fazla gece uykuda olduğunu unutmayın.

Sabah uyanıldığında da cilt soğuk suyla yıkanıp günlük nemlendirici kullanılmalı, 3- 4 dakika sonra güneş koruyucu sürülüp güne başlanmalı.

Yani aslında hiç zor değil. Bunu diş fırçalamak gibi günlük rutin haline getirenler, ciltleriyle mutlu oluyorlar. Ben diyorum ki; cildine düzenli olarak bakarsan her zaman çiçek gibi olur.

Bir sonraki yazımda tekrar görüşmek üzere sevgiyle kalın.

Alper Çetinkaya

Yazının devamı...

Şimdi cilt bakımı zamanı

Yaz gelmeden cildinizi güzelleştirmek için harekete geçin. Şu anda cildimize yatırım yapmaya başlamak için en uygun aylardayız. Cildin ihtiyacı olan bakım ve uygulamaları bu dönemde yaptırmanızı tavsiye ederim. Daha parlak, sıkı, pürüzsüz ve genç görünen bir cilt için doğru bakım şart!

Her alanda olduğu gibi, artık cildimiz için de doğal görünüm ön planda, yoğun makyaj popülaritesi artık bitti. Şimdi bakımlı cilde çok hafif, doğal makyaj ön planda. Hal böyle olunca, makyaj malzemelerine değil, cilt gençleştirme uygulamalarına yatırım yapma zamanı. Bunun avantajı, cildinize yaptığınız yatırım sayesinde makyajı sildiğinizde de genç ve bakımlı görünürsünüz.

Mevsim geçişlerinde cildimizin bakıma ihtiyacı olur. Kişiselleştirilirmiş uygulamalarla, daha güzel ve sağlıklı bir görünüme kavuşabilirsiniz.

Kışın cilt kuruluğu sıkça görülüyor. Soğuk hava ve rüzgarın etkisiyle yıpranan cilt sıcak duşla birleşince nem içeriği azalır ve kuruluk meydana gelir.

Cilt kuruluğu sorunu yaşayan kişiler banyodan sonra mutlaka nemlendirici kremler kullanmalıdır. Özellikle bu dönemde bol su için, ellerinizi yıkadıktan sonra nemlendirici sürün. Çok sıcak suyla banyo yapmayın. A, C ve E vitaminlerini almaya özen gösterin. Ellerinizi ve yüzünü yıkarken ılık suyu tercih edin. Cilt kuruluğuyla baş edemiyorsanız mutlaka bir uzmana gözükün.

GÜNEŞ KORUYUCUYU İHMAL ETMEYİN

Cildimizin yaz mevsiminde olduğu gibi kış mevsiminde de güneşten korunmaya ihtiyacı var. O yüzden özellikle güneşli günlerde en az 30 koruma faktörlü güneş koruyucu kullanmayı ihmal etmeyin. Ayrıca karlı günlerde ve kayak sporu öncesinde, kardan yansıyan güneş ışınlarının oluşturabileceği güneş yanıklarından korunmak için de güneş koruyucu sürün.

Çeşitli maddelerin birleşiminden oluşan cilt bakım kremleri yanık gibi ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Bu yüzden evde cilt bakımı yaparken çok dikkatli olun. Cilt yanığına varan ileri derece sorunlar genellikle peeling amaçlı kullanılan ürünlerde meydana gelir. Peeling, cildin kimyasal ajanlarla kontrollü bir şekilde soyulması işlemidir.

Aynı zamanda kozmetik marketlerde satılan krem formları da bulunmaktadır. Bu ürünlerdeki konsantrasyon miktarı yani etken maddelerin ölçüleri çok önemlidir. İçeriğinde yüksek konsantrasyonda kimyasal soyucu olan kremler yanma reaksiyonu yapabilir. Cilt yanıkları da tedavi sonrası iz bırakabilmektedir.

Uzman kontrolünde gerçekleştirilen peeling uygulamaları genellikle kış aylarında yapılmaktadır. Kozmetik marketlerden satın alınarak yapılan peeling işlemlerinde bu tür faktörler göz ardı edilmektedir. Bu uygulamaların güneşle etkileşimi yüksek olduğundan bilinçsiz kullanımı zararlı sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle peeling gibi hassasiyet gerektiren uygulamaları uzman kontrolünde yapın.

BİRÇOK TEDAVİ SEÇENEĞİ VAR

Tüm bunların yanı sıra, cilt tipine göre klinikte uzman kontrolünde yapılan bakımlar da faydalı olur, cilt problemlerini uzman kontrolünde daha kısa sürede giderebilirsiniz.

Lazer içermeyen cilt yenileyici, Hydrafacial bakımını yaz gelmeden deneyebilirsiniz. Cildi yeniden canlandıran, aynı zamanda temizleyen Hydrafacial ölü deriyi yok ederek, canlı deride antioksidan koruma sağlar ve cildi nemlendirir. Daha az kızarıklık, şişlik olmadan, istirahatsiz, daha güzel bir cilt elde edebilirisiniz. Kişiye özel uygulanan tedavi tüm cilt tipleri için uygundur, işlem yaklaşık 30-45 dakika sürer.

Bazı ciltler için bu bakıma ek olarak özellikle ciltte genişlemiş gözeneklerden kurtulmak için hızlı ve etkili Baby Face (thulium lazer) teknolojisi uygulanabilir. Bu uygulamada cilt yüzeyinde hasar yaratmadan cildin alt katmanlarında mikro kanallar açılıyor. Bu sayede vücudun doğal iyileşme süreci devreye girerek, yeni kolajen ve elastin liflerinin üretimi için fibroblastlar uyarılmış oluyor.

Ciltte genişlemiş gözenek ve sivilce izleri varsa, ince karışıklıklar ile renk farklılıkları oluşmaya başladıysa ameliyatsız estetik yöntemlerinden Altın İğne Scarlet’i düşünebilirsiniz. Tedavide bir seans ortalama 30-45 dakika içerisinde tamamlanır. İşlem sonrasında hemen normal hayata dönüş sağlayabilirsiniz.

Bir sonraki yazıya kadar sevgiyle ve güzellikle kalın.

Yazının devamı...

Ciltteki gözeneklere son

Özellikle kadınlar her daim en genç, en canlı ve en güzel görünmek istiyor, bu bir gerçek. Hem neden istemeyelim ki? Hızla akıp giden yıllar içinde yaşam ve çevre şartlarının cildimizi yıpratmaması için bakım kremleri, maskeler ve peelingler kullanıyoruz. Çoğu zaman kendi kendimize yaptığımız dokunuşlar istediğimiz etkiyi yaratmıyor profesyonellerden destek almamız gerekiyor.

Teknolojinin ilerlemesiyle artık cilt sorunlarımıza daha kolay ve etkili çözümler bulabilmemiz mümkün. Bilim insanları bizi daha genç göstermek, yılların etkisini azaltmak için birçok farklı uygulama geliştirdi. Bunlardan biri de son zamanlarda oldukça popüler olan Baby Face (thulium lazer) teknolojisidir. Özellikle ciltte genişlemiş gözeneklerden kurtulmak için hızlı ve etkili olan bu tedavinin oldukça başarılı sonuçları var.

Thulium lazer destekli bu uygulamada cilt yüzeyinde hasar yaratmadan cildin alt katmanlarında mikro kanallar açılıyor. Bu sayede vücudun doğal iyileşme süreci devreye girerek, yeni kolajen ve elastin liflerinin üretimi için fibroblastlar uyarılmış oluyor. Ayrıca açılan mikro kanallar içerisinden uygulanan vitamin serumları sayesinde de tedavinin etkisi arttırılıyor.

2 HAFTA ARA İLE 3-4 SEANS UYGULANABİLİR

Ciltte içten dışarıya doğru başlayan iyileşme süreci ile cilt yüzeyi yenileniyor, gözenekler sıkılaşıyor, varsa cilt lekeleri soluyor ve cilt daha sağlıklı, ışıltılı, pürüzsüz oluyor. Bu tedavi yöntemini gözenek sıkılaştırmak için 2 hafta ara ile 3-4 seans kullanmak yeterlidir.

Cildi canlandırıcı bileşikleri cildin en derinlerine dağıtarak yaşlanan ve hasar gören cildin genel görünümünü iyileştirme, yılların verdiği hasarları onarma metodu olan bu yöntem, güneşten kaynaklanan lekelerin silinmesi, kırışıklık azaltma, cilt gevşekliğini azaltma, yaşlanmayı önleme, yaşlanma etkilerini geciktirme ve cildi aydınlatma gibi nedenlerden kullanılabilir.

Uygulama, cilt sorunlarından azami ölçüde kurtulabilmeyi amaçlayan thulium lazer sistemidir. Cilt altına uygulanan yüksek besin değeri olan ampullerle cilt sorunlarının iyileşmesi sağlanır.

Cilt bakımı programlarından istediği sonucu alamamış kişiler, bu tedaviden faydalanabilir. Daha kısa sürede ciltteki gözeneklerin kapatılmasını, cilt dokularını iyileştirmek isteyenler de uygulamayı kullanabilir. Uygulama, cilt hasarlarını gideren ve yenilerin oluşumunu önleyen bir cilt bakım sistemidir.

BABY FACE’İN AVANTAJLARI

Ağrı, acı olmayan ve 15 dakika içerisinde tamamlanan bu lazer teknolojisinde, uygulama için bekleme gerekmiyor, tedavi çok hızlı etki gösteriyor. Cilt altına verilen mikro ısınlar ve uygun düzeydeki enerji sayesinde cilt sorunları hızla iyileşiyor. Bundan dolayı da hastalar beklemeden günlük faaliyetlerine dönebilir. Uygulama sonrasında evde bakım ve iyileşme süreci devam ediyor.

Daha fazla bilgi ve uygulama videolarından örnekler için @aylincetinkayacom instagram sayfamı ziyaret edebilirsiniz.

Aylin Çetinkaya

Güzellik Koçu

Yazının devamı...

Sonbaharda cilt bakımı

Keyifli ve bir o kadar da yorucu bir yaz geride kaldı. Yaz boyunca yoğun güneş ışınlarına, plajda tuzlu suya, kuma ve toza maruz kalan cilt alarm vermeye başlayacaktır. Sonbahar yavaş yavaş kendini göstermeye başlarken, kuruyan ve yıpranan cildiniz için doğru cilt bakımı çok önemli….

Sonbahar yorulan cildinizi toparlamanın ve kışa hazırlamanın tam zamanı…

Yazın yoğun güneş ışınlarına maruz kalan ciltte güneş lekeleri oluşacaktır. Güneş etkisini kaybetse de, cildinizi güneşin zararlı ışınlarından korumak için güneş koruyucuları kullanmaktan asla vazgeçmeyin.

Ciltte kuruluk, kaşıntı, renk değişimleri olabilir. Sağlıklı, pırıl pırıl bir cildimiz olsun istiyorsak düzenli olarak bakmamız, onu korumamız ve onunla ilgilenmemiz gerekiyor. Cilt bakımının yanı sıra, beslenme de çok önemli, su ve bitki çayı içmeyi ihmal etmeyin. Duşta çok uzun süreler kalmayın, ılık suyla duş alın.

Sonbaharda havanın soğumasıyla, cilt daha da kurur. O yüzden yoğun nemlendirici kullanmalısınız. Cildin susuzluğunu gideren nemlendiriciler cildinizi daha sağlıklı gösterecektir.

ALTIN İĞNE MUCİZESİ

Ciltte genişlemiş gözenekler, sivilce izleri, ince kırışıklıklar ve renk farklılıkları oluşmaya başladıysa Altın İğne uygulamasını da öneriyoruz. Seansı ortalama 45 dakika süren uygulamada ağrı, acı ve yan etki olmuyor hemen normal hayata dönebiliyorsunuz.

Kişiye özel, altın uçlu mikro iğneler ile, cilt ve cilt altı dokulara gönderilen radyofrekans enerjisi sayesinde, bu dokulardaki ısı, kontrollü bir şekilde arttırılıyor ve uygulama yapılan alan uyarılıyor. Bu sayede cildin yüzeyinde yer alan hücrelerde yeniden yapılanma ve onarım süreci başlıyor. Böylece, cildin orta ve alt tabakalarında yer alan elastik bağlar ve kolajen dizilimleri artıyor ve bağ dokusunun en önemli bileşenlerinden olan fibroblast hücrelerin üretim hızında artış sağlanıyor.

Altın iğne, cildin ihtiyacına göre 1-3 seans arasında uygulanabilir. İşlemin etkilerini 30 gün içerisinde görebilirsiniz. Cilt germe, gençleştirme, yenileme, yüz ve çene hatlarının belirginleşmesi boyun ve gıdı toparlama, sıkılaşma, ince kırışıklıklar, akne ve akne izlerinin giderilmesi tedavilerinde ihtiyaç duyan tüm cilt tiplerine uyguluyoruz.

HYDRAFACİAL İLE TAZELENME GERİ KAZANILIYOR

Amerikan cilt bakımı sistemi olarak da bilinen Hydrafacial cilt bakımı ile, cildin nem ihtiyacını sağlayan kolajen, sıkılığını koruyan elastin ve canlı görünmesini sağlayan vitaminler cilde geri kazandırılıp cildin parlaması, nemlenmesi ve tazelenmesi sağlanıyor.

Çalışan hanımların işinden çıkıp güvendiği bir kliniğe gidip yaklaşık 1 saat içinde yaptırabilecekleri, kolay ve etkili bir cilt bakım uygulaması. Kuru, yağlı, karma ve hassas tüm cilt tiplerine özel bakım sağlıyor.

Cildinizde güneş lekeleri ya da cilt lekeleriniz bulunuyorsa, genellikle yağlı ciltlerde görülen sivilcelenme sorunundan kurtulmak istiyorsanız, daha parlak genç ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak istiyorsanız, cildinizin hücre yenilenmesini sağlamak istiyorsanız hydrafacial cilt bakım uygulaması tam size göre olabilir.

GENÇLİK AŞILARINI İHMAL ETMEYİN

Özellikle 30'lu yaşlardan sonra ciltte azalan kolajen ve elastinin geri kazanılmasını sağlayan, yüzün ifadesinde herhangi hiç bir değişim olmadan kısa zaman içerisinde daha canlı, daha parlak bir cilde sahip olmak isteyenler için cilt altına uyguladığımız gençlik aşıları da en çok tercih edilen işlemler arasında.

Yazının devamı...

Yazın cilt bakımına dikkat

Sağlıklı bir cilde sahip olmak her kadının hayalidir. Bunun için tatilde ve sonrasında cilt bakımına önem vermek gerekiyor. Özellikle tatile çıkmadan birkaç hafta öncesinde düzenli cilt bakımı yapmaya başlamak şart. Pandemi sonrası normalleşme ile birçok kişinin tatil beldelerine akın etti. Yazmevsimi de bitmek üzere…

Her kadın sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak ister.Tatil bittikten sonra deniz tuzu ve güneş ışınlarından dolayı ciltte kuruluk olabilir. Cildimiz, uzmana danışarak yapılacak doğru cilt bakımları sayesinde eski

canlılığına ve yumuşak haline dönebilir. Bol bol su içiyor musunuz? Özellikle yaz aylarında cildin kurumaması için günde en az 2,5 litre su içmeliyiz.

En iyi cilt bakımı nemlendirici krem kullanmak olacaktır. Aşırı sıcak su yerine ılık veya soğuk suyla duş almalısınız. Sıcak su cildi daha da kurutur. Duştan sonra cildinizi nemlendirmeyi ihmal etmeyin. Cildi ölü

deriden arındırırken tahriş etmemeye dikkat edin, peeling kullanabilirsiniz.

Kış aylarında her gün yüze uygulanan kozmetik ürünlerini yazın azaltmak gerekiyor. Ağır makyajlar yapmaktan kaçının. Yaz sıcağında cildimiz çok fazla terleyecektir o yüzden kozmetik ürünlerinin terletmemesine dikkat edin. Tatile çıkmadan kurutucu özelliği olan ve yağ içermeyen ürünleri kullanın. Cildin

alışması için bu ürünleri kullanmaya 10 gün önceden başlamak lazım.

Cilt bakımında beslenmek de önemli bir etkendir. Sağlıklı bir cilt için vitamin ve minerale de ihtiyacımız var. Vitamin ve mineraller kırışıklıkların oluşmasını geciktirir, canlı bir görünüme yardımcı olur. Mevsiminde taze sebze ve meyve tüketmeye özen gösterelim.

Ciltte vitaminin depolanması için özellikle yeşil yapraklı sebzeleri tüketmek gerekiyor. Uzman tavsiyesiyle A, C ve E vitaminlerini kullanabilirsiniz. Tabi ki yazın ve tatilin olmazsa olmazı güneş kremi özellikle ten rengi açık olan kişiler güneş kremi kullanmayı ihmal etmemeli.

Makyajı da güneş kremi sürdükten sonra yapın. Denize girip çıktıktan sonra vücut ıslandığında koruyuculuk azalacaktır. O nedenle 2-3 saatte bir güneş kreminin yenileyin. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için gölgede bile şapka ve gözlük takmaya özen gösterin.

Yazının devamı...

Dolgun kaşların 3 yolu

Yüze ifadeyi veren kaşlar, hemen her kadının yüzünde en çok dikkat ettiği ve önemsediği nokta. Özellikle son yıllarda trend olan, kalın ve gür kaş modasının da etkisiyle, İfadesinin güçlü ve etkili olması için, hemen herkes kaşları dolgun olsun istiyor. Peki nasıl olacak?

İncecik alınmış kaşların dönemi bitti. Şimdilerde ergenlik döneminde olan yeni nesil şanslı, kaşlarını aldırmadan ince kaş modası tekrar gelinceye dek kaşlarını koruyabilecek. Peki eskiden incecik alınmış kaş trendine uyum sağlamış ve şuan kaşları incecik olanlar ne yapmalı? Bir de uzun süre aynı bölgeden alınan kaşların yenileri çıkmıyor. Bilindik deyimle, ‘kaşları küsmüş’ olanlar için bu yazımda anlatacağım 3 adımlı yolu takip edebilirsiniz.

Kaşlar sadece yanlış alımlar sebebiyle mi inceliyor? Hayır. Yaşın ilerlemesi ile birlikte, kaşları besleyen, kollajen ve keratin yapısını destekleyen protein, vitamin ve amino asitlerin üretimi, azalmaya başlar. Bu yüzden yaş ile beraber kaşlar da seyrelme eğilimindedir. Saçkıran, alopesi, tiroid gibi rahatsızlıklar, atopik dermatit, egzama, mantar gibi cilt hastalıkları, hormonal değişiklikler, hamilelik, emzirme dönemleri, kullanılan kozmetikler, kaşa sürekli makyaj yapmak ve daha sayamadığım birçok etkenle kıl kökleri zayıflar.

Seyrelen kaşlarınızı gürleştirebilmek için ilk adım olarak evde yapabileceklerinizi önereceğim.

Birinci adım: Kaşlar doğal yöntemlerle güçlendirilebilir

Kaşlarınıza evde günde iki kez tarayarak (kıl köklerini hareketlendirmek için) eczaneden alabileceğiniz E vitamini, B vitamini ile saf badem yağı sürebilirsiniz. Bu, kaş ve saç köklerinin beslenerek kuvvetlenmesini sağlar.

İkinci adım: Yüzeyden sürülen serum ya da vitaminlerin erişemediği kıl köklerine enjeksiyon yöntemiyle inerek kaş köklerini beslemek, dökülmeyi önlemek ve kaşa dolgunluk katmak için geliştirilen ve kliniklerde uygulanabilen ‘mezoterapi’ yöntemidir.

Kaş mezoterapisi, kaş köklerinin bulunduğu tabakaya, ince iğneler yardımı ile uygulanan çeşitli vitaminler, aminoasit ve saç kökünü uyaran maddeler içeren bir tedavi yöntemidir. Kişinin ihtiyacına göre seans sayısı belirlenir. 15 gün aralıklarla, minimum 3 seans yapılan uygulama ile, kaşlar doğal bir şekilde gürleşmeye başlar.

Üçüncü adım: Kaşlarınızda hala boşluklar varsa, kaş köklerini kapatarak, köklerin zayıflamasına ve kaşların tekrardan dökülmesine yol açacağı için, kaş kalemi, kaş farı gibi ürünler ile kaşlarınızı doldurmaktan kaçının.

Bunun yerine, kaşlarınızın boşluklarında kaş kılı varmış gibi çok gerçekçi bir görünümle yapılan ‘kıl tekniği- kaş kontürü’ uygulamasını tercih edebilirsiniz. Gerçek kaşlardan ayırd edilmeyen doğal görünümü ve dövme gibi ömür boyu kalmaması ve sağlık kontrollerinden geçmiş ve sağlığa uygunluk onayı almış (FDA) içerikteki ürünlerle yapıldığında, vücuda zararı olmayan bu uygulama, son yıllarda çokça tercih ediliyor. Tabii, tek kullanımlık malzemelerle, hijyenik koşullarda ve alanında uzman ve tecrübeli ellerde, yetkili merkezlerde yapılması önemli hatırlatmam olur.

Tüm bu adımlarda, ilk adımda dahi sonuç alıp kaşlarınıza konuşabileceğiniz gibi, 3 adımı da takip ederek hayal ettiğiniz kaşlara kavuşabilirsiniz.

Yazının devamı...

Kavisli kaşlar geri geliyor!

Her alanda olduğu gibi güzellik sektöründe de zevkler ve beğeniler zamanla değişiyor. Çoğu zaman bu değişimi yönlendirenler ise ünlü simalar, kanaat önderleri, ingilizce adıyla“Influencer” yani liderlik edenler oluyor. Kaşlar geçmiş dönemlerde de çoğu zaman ünlülerin önderliğinde inceldi, yok edildi, yay gibi kıvrıldı, kavislendirildi.1970-80’lerin film artistlerine bakın, Gülşen Bubikoğlu yay kaş akımının temsilcilerinden biridir mesela. Şimdi böyle yay gibi kaşlar görüyormuyuz etrafımızda? Son dönemde her şeyde olduğu gibi kaşlarda da doğala dönüldü. Bu eğilimle beraber, kaşlar alınmadığı gibi olabildiğince kalınlaştırıldı, uçları kısa ve kalkık hale getirildi. Türkiye’de bu akımın öncülerinden biri de Yasemin Özilhan oldu. Bir yıl önceki kaşlarına bakın, bir de şimdiki kaşlarına. İkisinin arasında epey fark görünüyor. Şu an kullandığı kısa, yüksek, düz ve kalın kaşların onu daha doğal, genç ve modern gösterdiği düşünülüyor. Eskiden kullandığı ince alınmış, yay gibi kaşlarının ise ona daha olgun, feminen ve demode bir hava verdiği fikri mevcut. Halbuki o dönemlerde öyle görünmek için aldırmıyordu kaşlarını elbette. O dönemde ince alınmış ve kavisli kaşlar trenddi.

Yıllar içinde sadece kaşlar değişmedi tabii. Kaşların yay gibi ince alındığı zamanlarda kadınlar günlük hayatta daha fazla etek, elbise, topuklu ayakkabı giyer ve makyaj yaparlardı. Bugün ise düz, doğal görünümlü kaşlara sahip kadınlar, günlük hayatta daha fazla jean, spor ayakkabı giyiyor; makyajsız görünüm için çabalıyor.

Peki bu döngünün sonu nereye gidiyor? Şu an trend nedir diye sorarsanız bence ikisinin ortasındayız. Yani bugünlerde düz kalın kaşlar biraz kavislendirilmeye ve kaldırılmaya başlandı. Bu akımın öncülerinden biri Gigi Hadid oldu. Yine doğal, yine modern ama hafif feminen. Mümkünse çok alınmadan dağınık bırakılan ama göz üstünde hafif yuvarlanıp kavislenmiş ve kalkık duran kaşlar. Gigi Hadid’in şu anki kaşlarına bakarak tam olarak neyi tanımladığımı anlayabilirsiniz.

Peki bu kalın ama yuvarlak hatlı, kavislenmiş doğal kaşlara herkes sahip olabilir mi? Tabii ki hayır. Zamanında çok ince aldıkları için kaşları küsenler, genetik olarak kaş alımı ile şekillendirilebilecek yoğunlukta kaşlara sahip olmayanlar var. Peki bu kişiler, kendi yüz ve göz hatlarına uygun, hafif kavisli ve kalkık kaşlara sahip olmak için ne yapabilirler? Bunun için iki yöntem bulunuyor: Microblading kaş kontürü ve kaş kaldırma.

Gerçek kaş görünümünde microblading kıl tekniği ile yapılan kaş kontürü uygulaması, kaşlarını

dolgunlaştırmak isteyen kadınların en çok başvurduğu yöntem oldu. İşinin ehli, bilgili ve tecrübeli kişilerce yapılan kıl tekniği kaş kontürü uygulaması, gerçek kaş görüntüsü ile çok güzel sonuç veriyor.

Gelelim kaşları microblading kaş kontürü kıl tekniği ile gürleştirdikten sonra daha kalkık görünmesi için başvurabileceğimiz yollara. Bunlardan ilki kaş kaldırma botoksu. Kaş bölgesine yapılan botoks

uygulaması ile alın bölgesi gergin ve kaşlar da daha kalkık görünebiliyor. Düşük kaşları en doğal şekilde daha kalkık gösterebilmenin ilk yolu bu. İşinin ehli tecrübeli doktorlarca doğru noktaya doğru dozda yapılan botoks uygulaması, kaşların yüksekliğini kişinin yüzüne ideal noktaya getirebiliyor.

Bu ufak müdahale ile sonuç alınamayacak kişiler ise “kaş asma” uygulaması yaptırıyorlar. Ameliyatsız yüz kaldırma medikal estetik uygulamaları arasında yine sıklıkla tercih edilen bir diğer uygulama, kaş asma uygulaması. Bununla kaş ve göz arasındaki mesafe açılıyor, düşen göz kapaklarının düşük gösterdiği kaşlar da yukarıya doğru kalkıyor.

Yani yaklaşık 20 yıldır hep demode gösterilen kavisli kaşlar, doğal formunda kalınlaştırılarak bu yıl trend hale geldi. Yine doğal, alınmayan, hafif kıvrımlı yüksek kaşlar beğeniliyor. Herkes kaş kaldırma uygulamalarını araştırıyor. Sonu nereye gider bu trendin diye sorarsanız, kaşların hiçbir zaman düşük olmayacağını söyleyebilirim.

Muhtemelen yine kavisli ve düz kaş arasında ama hiç ip gibi incecik kaşlara gitmeden, arada seyreden bir dönem olacak. Doğal kaşlarınızı koruyun, onların modası ise asla geçmeyecek.

Sağlık ve Güzellikle kalın.

Uzm. Est. Aylin Çetinkaya

www.aylincetinkaya.com

Yazının devamı...

Kalıcı dudak renklendirme işleminde renk

Kalıcı dudak renklendirme işleminde hangi renkler var? Kalıcı dudak renklendirme yapılırken uygulama rengine nasıl karar veriliyor? İşlem sonrası üzerine farklı renklerde ruj kullanabilecek miyim? Bu sorular dudak renklendirme yaptırmak isteyenlerin en çok merak ettiği konular.

Zamanla kaybolan dudak çerçeve hattı ve solan dudak rengi, yüzü solgun, dudakları da olduğundan ufak ve cansız gösterir. Dudak renklendirme uygulaması ile, solan dudak çerçeve hattı eskisi gibi belirginleşir ve solan dudak içi rengi canlandırılır. Tam da bu sebeple dudak renklendirme uygulamasına, “Dudak gençleştirme” de deniliyor. Yani yaş aldıkça dudak hatları belirsizleşen ve rengi solan dudaklar renklendirme sonrası, eski canlı ve sağlıklı görünümüne kavuşarak gençleşiyor.

Anlaşıldığı gibi, renklendirme uygulamasının temelde hedefi, kalıcı ruj boyaması yapılıp, ruj kullanma ihtiyacını ortadan kaldırmak değil, dudaktaki yaşlanma ve birtakım farklı sebeplerle oluşan sağlıksız görünümü ortadan kaldırmak ve dudakları daha genç, bakımlı ve sağlıklı görünüme ulaştırmak.

Dudak renklendirme öncesinde bir dudak kalemi ile dudak çerçeve hatları simetrik bir şekilde dikkatlice çiziliyor. Sonra bu çizimin tümünde renklendirme işlemi tamamlanıyor ve bu sayede simetrik bir şekilde tüm dudak hatları belirginleşip dudak komple canlanmış ve belirginleşmiş oluyor. Solduğunda ve çerçeve hattı kaybolduğunda küçük görünen dudaklar, renklendirildiğinde dolgun ve canlı görünüme kavuşuyor.

Dudak renklendirme işleminde renk seçimi yaparken kozmetik ruj kataloğundaki gibi yüzlerce renk arasından değil, daha doğal tonlardaki renk alternatifleri üzerinden hareket ediliyor. Elbetteki dudak renklendirme uygulamasında da oldukça fazla renk alternatifi var ama bu renkler ruj kataloglarındaki gibi mürdüm, bordo, kahve, mor gibi insan dudağında var olmayan renkleri kapsamıyor.

Renge karar verirken ilk bakılan şey kişinin mevcut dudak rengi oluyor. Çünkü her şeyden önce amaç, dudak çerçeve hattı ve tüm dudak şeklini doğal bir şekilde ortaya çıkarıp belirginleştirmek. Mevcut dudağın renginden çok uzakta farklı bir renkte işlem yapılırsa dudağın hattı kaybolmuş alanına uygulanan renk gün ışığında kötü görünebilecektir. Bu görüntü kimsenin hoşuna gitmeyecektir. İki yıla kadar kalıcığı olan bu uygulama dudağın kendi doğal rengine ne kadar uygun tonlarda yapılırsa, kalıcılık süresi boyunca uygulamanın doğal görünmesi sağlanır. İşte burada renklendirme uygulamasını yapacak olan kişinin bilgi ve tecrübesi çok önemli hale geliyor. Özellikle dudak renklendirme uygulaması yaptırmaya karar vermeden önce, bu kriteri mutlaka göz önüne alın ve araştırma yapın.

Renklere gelince; Cilt alt tonu rengi üçe ayrılır. Sıcak cilt alt tonu, soğuk cilt alt tonu ve nötr olanlar. Sıcak cilt alt tonuna sahip kişilerde, dudak rengi daha çok sarıya dönüktür. Bu dudaklara canlılık vermek için hafif soğuğa dönük pembe tonları seçilebilir. Soğuk alt tonlu kişilerde dudaklar, epey açık mora dönük bir pembedir. Hatta vücut ısısı düştüğünde dudaklar hafif mora çalar. Bu dudakları daha turuncu içeriği olan, şeftali tonları, yani sıcak tonlar daha canlı gösterecektir. Nötr ciltler için dudağın mevcut rengine göre bu iki alternatif de değerlendirilebilir. Buna uygun yapılmayan renk seçimlerinde, doğal olmayan sonuçlarla karşılaşmak mümkün olabilmektedir.

Bu sebepledir ki, aynı renk iki farklı kişinin dudağında farklı tonda görünebilir. İşte dudağın mevcut zemin rengine göre doğru seçilerek yapılan dudak renklendirme ile, dudaklar gençleşmiş oluyor.

Renklendirme işleminde aynı rengin açıklı-koyulu farklı tonları ile yaklaşık 40 adet renk alternatifi yapılabiliyor. Renklendirme dudağın en üst tabakasının bir katman altına pigment yerleştirme şeklinde yapıldığından, uygulanan renk kendi dudağınızın rengi olarak yerleşiyor ve yaklaşık 2 yıl kalıyor. Uygulamadan bir hafta sonra dudağınıza istediğiniz farklı renkte ruju sürebilirsiniz. Çünkü ruj dudağın üzerine sürülüyor. Yani doğal tonlarda yaptırdığınız dudak renklendirme işlemi ile rujsuzken bakımlı sağlıklı dudak görünümüne sahip olurken, makyaj yapmak istediğiniz zaman istediğiniz farklı renkte ruju üzerine sürebilirsiniz.

Hem makyajsız, hem de makyajlı, her daim bakımlı, canlı, sağlıklı ve genç görünen dudaklara sahip olmak isterseniz doğru yerde ve tecrübeli, bilgili kişilerce yapılan kalıcı dudak renklendirme uygulaması tam size göre.

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.